Bölüm 26 - Özürün Böylesi

23.9K 1.2K 53
                                    


Odama çıktıktan sonra hemen Leyla'yı aramış ve ona olanları anlatıp bana akıl vermesini istemiştim. Her şeye rağmen Amelya'nın hatırına bu evde kalmaya devam etmeli miydim yoksa başım dik bir şekilde buradan ayrılmalı mıydım? 

Leyla her ne kadar Doğan Bey'e ağzına geleni söylemiş ve sinirini yine de çıkartamamış da olsa bağırmasından arta kalan yarım saat boyunca beni kalmam için ikna etmeye çabalamıştı. Letafet kalfa gibi onun da tek düşüncesi Amelya'nın iyiliğiydi. Bana, sadece hayatına müdahil olarak bir çocuğun geleceğini komple değiştirebileceğim ihtimalini düşünmemi söylüyordu. Bense hala tamamen ikna olmazken patronumun söylediği o cümleyi arkadaşıma tekrarlamıştım.

"Ben gidersem yerime yenisi gelir."

Gelir elbette demişti Leyla. Ama senin gibisi gelir mi onu bilemezsin. Bana için rahat bir şekilde Amelya'yı başka bir bakıcıya bırakacağını söyleyebiliyor musun? Vicdanın rahat olacak mı? Gözün arkada kalmayacak mı? Bana kalırsa orada kalıp kalmaman gerektiğinin cevabı bunlarda yatıyor. Kalbinin sesini dinle kuzucum.

Leyla'ya hem söyledikleri konusunda hak vermiş hem de kafam daha da karışmış bir halde telefonu kapatmıştım. Gerçi bir yandan da bütün bir konuşmayı belki de boşuna yapmış olabileceğimizi düşünüyordum. Eğer çatlak Ömer söylediği gibi Doğan Bey'i ikna edemezse ki bu sabahki halinden sonra- adam resmen canavara dönüşmüştü ikna edebilmesi için bir mucize gerekiyordu- zaten kuzu kuzu eve dönmek zorunda kalacaktım.

Ev... diye düşündüm gözlerim buğulanırken. Serhat yüzünden dönecek bir evim dahi yoktu. Leylalara nankörlük etmek istemiyordum elbette, en zor zamanımda bana evlerini açmışlardı ama en nihayetinde orası benim evim değildi. En kötüyü düşünecek olursam bu akşam buradan kovulup yarın Leylalara gidecek, stajımı yapacak bir yer arayışına girecek ve stajımı tamamlayınca da baba evinin yolunu tutacaktım nokta. Kendim için daha fazla bir ümit göremiyordum. Kreş açma planım zaten çoktan buhar olup uçmuştu.

Büyük bir sıkıntıyla içimi çekerek uzandığım yatakta bakışlarımı tavana diktim. Öylesine bunalmıştım ki. Belirsizlik, hele ki kaderinin bir insanın iki dudağının arasında oluşu ne kadar acıydı.

.........................................................

Orada öylece bakışlarım tavanda düşünerek ne kadar yatmıştım bilmiyordum ama odamın kapısı aniden tıklatıldığında ve tekrar gören gözlerle etrafa bakmaya başladığımda odaya karanlık çöktüğünü fark ettim. Kalfanın tanıdık sesi kapının ardından bana ulaştığında girebileceğini söyledim ve yaşlı kadın içeri girerken yattığım yerde dikilerek oturdum.

Kalfa yüzünde anlam veremediğim garip bir ifadeyle bakıyordu bana. Öyle ki bir an için kendime çeki düzen vermeden onu içeri davet ettiğimden acaba maskem mi bozuldu ya da peruğum mu kaydı diye küçük çaplı bir kriz geçirmiştim. Neyse ki yaşlı kadın daha fazla endişelenmeme izin vermeden konuştu.

"Oğlum, sana bir haberim var ama-" dedi gelip yanıma oturarak. "İyi mi kötü mü bilemedim."

Kaşlarım çatılmıştı. "Hayrola kalfa? Doğan Bey kalmam için garip bir şart falan mı öne sürdü?" diye sordum aklıma ilk gelen şeyi söyleyerek.

"Yok, öyle bir şey değil. Ama az önce aradı, senin gidip gitmediğini sordu. Ben hala burada olduğunu söyleyince de sana onun eve gelişini beklemeni söylememi istedi."

"Başka?"

Kalfa omzunu silkerek yüzüme baktı. "Sonra da telefonu kapattı. Vallahi ben de anlayamadım."

Bu Nasıl Dadı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin