Bölüm 40 - Bir Eve Kaç Sır Sığar?

20.4K 1.1K 80
                                    


Alt kat merdivenlerinden inerken kulağıma çarpan mırıltı halindeki konuşmalar beni olduğum yere mıhlamıştı çünkü seslerden biri Doğan Bey'e aitti. Bir yanım orayı hemen, en acil şekilde terk etmek isterken artık iyiden iyiye mantığımı dinlemez hale gelen meraklı yanım gitmeme engel oluyordu. Bir de güya başımı derde sokmamaya karar vermiştim. Neden ben, dedim içimden yüzümde acınası olduğunu bildiğim bir ifadeyle. Gerçekten acınası hissediyordum çünkü. En olmadık zamanlarda, en olmadık yerlerde bulunmak gibi kötü bir alışkanlık geliştirmiştim hiç istemeden.

Kalfanın pürüzlü sesi kulağıma çalındığında dikkat kesildim.

"-iyi iyi merak etme, ateşi düştü." Diyordu. "Lara'nın durumunda bir değişiklik var mı?"

Son duyduğumla gözlerim açıldı. Tanıdığım tek Lara, Lara Sümenoğulları'ydı. Ki, o da ölmüştü. En azından bana söylenen öyleydi yani. Dinlemeye devam ettim.

"Arada uyanıyormuş ama zapt etmesi çok güçleşince yatıştırıcı vermiş doktor." Dedi Doğan Bey sert bir sesle. "Sanırım bir süre daha böyle devam edecek. Kendi iyiliği için."

"Oğlum Allah senden razı olsun. Olanlardan sonra başkası olsa değil tedavi ettirmek ölüyorum dese bir kap su vermezdi."

Nefesim boğazıma düğümlenmişti. Bir eve kaç tane sır sığabilirdi anlamıyordum. Mafya olayı, cinayet, Lara Hanım... Başka? Yakında Pierre de aşçı kılığında saklanan bir ajan çıkarsa hiç şaşırmayacaktım. Duyduklarımdan sonra Letafet kalfaya olan güvenimin tam ortasına koca bir kaya oturmuş gibi hissediyordum. Demek ki her şeyi biliyor ve Doğan Bey'e yataklık yapıyordu. Gerçi, dedim. Belki de her şeyi dün gece öğrenmiştir. Şimdi evden gizli kapaklı nereye gittiğini anlıyordum. Düşüncelerimden sıyrıldığımda yeniden kalfa konuşuyordu.

"-bakma oğlum, seni de zor durumda bıraktım ama Amelya hastayken gitmek içime sinmezdi. Sağ olsun Selim sabahtan beri başında ama..."

"Biliyorum kalfa, biliyorum. Sorun yok, hallettim ben o işi şimdilik. Sonra yine sen gidersin, Amelya bir iyileşsin de."

Bir sessizlik olmuştu. Bunun, benim artık gitme işaretim olduğunu anlamıştım. Biraz daha kalmak için adeta içim içimi kemiriyordu ama bu resmen şansımın gözüne basmak olurdu. En iyisi Amelya'nın yanına çıkıp biraz bekledikten sonra yeniden gelmekti.

..................................................

"Kalfa lafı açılmışken, sence nasıl biri bu Selim?" diye sordum dayanamayarak. Bir şey çıkacağını zannetmiyordum ama...

"Valla dedim ya, bence erkek haliyle Amelya'ya o kendine dadıyım diyen kadınlardan çok daha iyi bakıyor. Hani sanki kendi çocuğuymuş gibi."

Ben de öyle düşünmüştüm dedim içimden. Kalfanın dikkat edeceği tek şey elbette dadının Amelya'yla nasıl ilgilendiği olacaktı.

"Hiç garip davranışlarına rastlamadın mı?" diye üsteledim. "Ya da şüphe çekecek bir şeylere?"

"Dur bakayım-" dedi kalfa bakışları uzağa dalarak. "Sadece bir şey oldu o da çok yeni. Onun haricinde ne bir garipliğini gördüm ne de başka şüphe çekecek bir şey oldu."

"Ne oldu?" diye sordum heyecanlanarak. Sonunda belki, belki ufacık da olsa bir şey yakalamış olabilirdim.

"Temizlik günü kadınlar yatağının altında ruj bulmuşlar. Bana getirdiler, senin mi diye. Ben de acaba mı dedim, konduramadım da ama... Acaba şöyle böyle midir yani? Sorduğumda rujun kız arkadaşının olduğunu söyledi ama bana sorarsan biraz paniklemiş gibiydi. Tanıştığımız ilk gün de bana kız arkadaşı olduğunu söylediği için kurcalamadım."

Bu Nasıl Dadı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin