Bölüm 38 - Kimlik Karmaşası

21.6K 1.2K 88
                                    


"Selim Abiii-"

Amelya artık bir nevi atölye masamız haline gelmiş olan cam kenarındaki köşede oturmuş, ona verdiğim görevi yaparken ben de ona okuyacağım bir sonraki kitabı seçmeye çalışıyordum.

"Söyle kuzum." Dedim dönerek. Eliyle bana gel gel işareti yaptığında gülerek gittim ve sandalyesinin yanına çömeldim. "Çizemedin mi yok-"

Bir anda boynuma atılan çocukla yere yuvarlanmaktan son saniyede kurtulmuştum. Yere oturarak kolları hala boynuma dolanmış olan Amelya'yı kucağıma aldım. Bir süre için sıkı sıkıya sarıldıktan sonra küçük kuzumu geriye çekerek yüzüne baktım. Bu ani sevgi gösterisi nereden gelmişti merak ediyordum. Amelya, çok gizli bir sır veriyormuş gibi kulağıma doğru eğildiğinde merakımın çok da uzun sürmeyeceğini anlamıştım. Nitekim,

"Ben seni çok seviyoyum." Diye fısıldadı çok ciddi bir ifadeyle.

"Kuzuum." Dedim içimi kocaman, ılık bir duygu kaplarken ve küçüğü yeniden çekerek sarıldım. "Ben de seni çok seviyorum."

"Selim abiii- Sen neden hey gün yoksun?"

Soran bakışlar benimkilerle buluştuğunda anlayamayarak baktım.

"Her gün buradayım ya Amelya'cım."

"Hayıy, sen yoktun!" diye şiddetli bir itiraz yükseldi. "Sen yoktun, Let teyze vaydı."

Amelya'nın izin günlerimdeki yokluğu kast ettiğini anlamam birkaç saniyemi almıştı.

"Anladıım." Dedim onun çocuksu konuşmasını taklit ederek. "Hani babanı uzun zaman göremeyince üzülüyorsun, özlüyorsun ya- Ben de arkadaşımı göremeyince üzülüp özlüyorum o yüzden de haftada bir kere onun yanına gidiyorum."

Kuzumdan bir süre ses çıkmadı. Sonra,

"Gitmesen arkadaşın üzülüy mü?" diye sordu.

"Tabii üzülür. Sen baban eve gelmese üzülmez miydin?"

Küçük bir baş sallayış gelmişti. "Senin baba yok mu?"

Güldüm. Bu çocuk bu soruları nereden de buluyordu.

"Var tabii. Ama çok uzakta..."

Amelya'nın kaşları çatılmıştı. Muhtemelen yeni bir soru sormak üzere ağzı açıldığında odanın kapısı tıklatıldı, ikimiz de o yöne dönerken orta yaşlı minnoş bir teyze başı içeriye uzandı. Temizliğe yardım eden diğer kişinin bu teyze olduğunu anlarken bir yandan da kalfanın Doğan bana yardıma iki kızcağız gönderiyor dediği gelmişti aklıma. Demek ki gelen kişiler değişti diye düşündüm.

"Öğretmen Bey, müsaade var mı?" diye sordu minnoş teyze eliyle odanın içini işaret ederek.

"Tabii tabii buyurun." Dedim gülümseyerek. "Odayı mı temizleyeceksiniz?"

"Size sıkıntı vermeyeceksem..."

"Siz buyurun, biz de biraz mutfağa ineriz." Amelya'ya dönüp göz kırptım. "Ne dersin prenses, Let teyzeye misafirliğe gidelim mi?"

Amelya'ya ikinci bir defa sormama gerek kalmamış, hemen şımararak küçük çığlıklarla beni bile beklemeden kapıya koşmuştu.

...................................................

Akşamüstüne doğru, bir aralık fena halde sıkıştığım için Amelya'yı birkaç dakikalığına yalnız bırakmayı göze alıp kendimi tuvalete zor atmıştım. Dışarı çıktığımda hemen yan taraftaki Doğan Bey'in odasının aralık kapısından birtakım sesler çalındı kulağıma.

Bu Nasıl Dadı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin