Bölüm 58 - Gözlerime Bak

21K 1.1K 106
                                    

Aşağıya indiğimde karşı kaldırımda arkası dönük şekilde bekleyen siluet beni fark eden apartman giriş ışığının otomatik olarak yanmasıyla ete kemiğe bürünürken her şey bir anda gerçek olmuş ve nefesim boğazıma bir yumruk gibi oturmuştu. Daha kendimi hazırlayamadan orada olduğumu anlayıp arkasını döndüğünde gözlerime kitlenen gözler ruhumu okumak istermiş gibi bakıyordu. İstemsizce bakışlarımı kaçırıp ona yürüdüğümde hiçbir şey söylemeden biraz ileride park etmiş aracını işaret etti.

..................................................

Yol boyunca ikimiz de hiç konuşmamış, hatta birbirimize bakmaya bile cesaret edememiştik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yol boyunca ikimiz de hiç konuşmamış, hatta birbirimize bakmaya bile cesaret edememiştik. Zaman geçtikçe artık gerginlik had safhalara tırmanıyordu. Belli ki böyle düşünen bir tek ben değildim zira Doğan uzanıp radyoyu açmış ve ben de rahat bir oh çekmiştim. Arabaya bindiğimden beri nereye gittiğimizi sormak istemiş ancak elbette ki ağzımı açamamıştım fakat ne zamanki Emirgan'ın o tanıdık sahili görüş açıma girmişti o zaman beni bankımıza götürdüğünü anlamıştım.

Birkaç dakika içinde oradaydık. Doğan arabayı park eder etmez kendimi dışarı atıp can simidine sarılırmışçasına şimdi tanıdık bir yüz olan banka koştum. Az sonra Doğan da gelip yavaşça yanıma oturdu. Sanki sahildeki o günü tekrar yaşıyorduk. O aynı yerinde oturuyor, aynı kuvvetli rüzgâr sert ama tatlı tatlı yüzümü okşuyor, saçlarımı dalgalandırıyordu. Tek bir fark vardı. Gerçekler ortaya çıkmış, ikimizin de omzuna istemediğimiz yükler binmişti.

 Gerçekler ortaya çıkmış, ikimizin de omzuna istemediğimiz yükler binmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Neden kaçtın?"

Doğan'ın sorusuyla istemsizce ürkerken ses tonunun her şeye rağmen kırgın, kızgın ya da üzgün notalar taşımaması beni şaşırtmıştı. O kadar nötrdü ki... Bunun iyi mi yoksa kötü bir şey mi olduğunu bilemiyordum ama artık olan olmuştu. Evde kendime verdiğim sözü tutup lafı dolandırmadan konuştum.

"Çünkü her şeyi biliyorum."

İhtiyatlı ama soran gözler benimkilere sabitlenmişti. "Ne demek istiyorsun?"

Genç adamın ses tonunun hiç değişmediğine dikkat ederek içimden onu takdir ettim. Şu an aklından kim bilir neler geçiyor, neleri kafasında ölçüp biçiyordu ancak sakin tavrını koruyabiliyordu. Bir parça da olsa öyle olmayı dileyerek bakışlarımı denizin koyu köpüklü dalgalarına çevirdim ve gözlerimi kapatarak fısıldadım.

Bu Nasıl Dadı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin