Bölüm 10 - Lara Sümenoğulları

28.7K 1.5K 33
                                    


Rüyamın en güzel yerinde sıçrayarak uyandım. Uçsuz bucaksız, yemyeşil bir ormandaydım. Üzerimde bembeyaz, uzun bir elbiseyle oradan oraya koşturuyordum. Hemen yakınımda Serhat, sırtı dönük, yerde dizi üzerinde çömelmiş topladığı papatyalardan bana taç yapıyordu. Gülümseyerek bir süre onu izledim ardından elbisemin eteklerini dalgalandırarak koşturmaya devam ettim. Omzumda bir el hissettiğimde Serhat'ın tacı bitirmiş olduğunu düşünüp gülümseyerek arkamı döndüm ve- çığlık attım. Çünkü karşımdaki Serhat değil Doğan Sümenoğulları'ydı.

Rüyam bir kere daha gözlerimin önünden geçtikten sonra etrafa gören gözlerle bakmaya başladığımda bir an için nerede olduğumu kavrayamayıp panikledim. Ardından gözlerim kocaman açıldı. Kahretsin, kitap okurken uyuyakalmıştım!

Panikle yataktan fırlarken daha ilk iş günümde patronumu kızdıracağımı düşünüp aceleyle banyoya koşarak aynada kendime baktım. Şükürler olsun ki maskem yerindeydi, bozulmamıştı. Kafamdan biraz kaymış olan peruğumu sağa sola çekiştirerek yerine oturttum ve odaya dönerek yatağın üzerine atmış olduğum ceketle, komidinin üzerine bıraktığım gözlüğümü aldım. Bütün hazırlığımı tamamladıktan sonra saate bakmak aklıma yeni gelmişti. İnanılmaz bir rahatlamayla saatin yedi olduğunu gördüm ve içimden patronumun bugün erken gelmeye karar vermemiş olması için dua ederek odadan çıktım.

Nasıl uyuya kalabilmiştim anlayamıyordum. Leylalar hariç, başka bir arkadaşımın evinde yatıya kaldığım zamanlarda bile doğru düzgün uyuyamazdım ki ben! Hiç tanımadığım bir yerde, üstelik kalfaya Amelya uyanırsa bana haber vermesini söylediğim halde nasıl uyuyabilmiştim aklım almıyordu.

Ya maskem bozulsaydı, peruğum kafamdan düşseydi ve Letafet kalfa bunu görseydi? Düşünmek bile istemiyordum. Evin sessizliği içinde, şükürler olsun, en alt kata indiğimde Letafet kalfa ve Pierre'in mutfakta telaşla koşturduğunu gördüm. Beni fark etmemişlerdi. Boğazımı temizleyerek oradaki varlığımı belli ettiğimde Pierre gülümseyerek bana döndü.

"-Oş geldin."

"Hoş bulduk." Dedim ben de gülümseyerek. "Yardım edebileceğim bir şey var mı?"

"Yok oğlum yok, sen otur." Dedi Letafet kalfa elindeki bir demet marulu Pierre'e uzatırken.

"Hayrola-" Dedim daha fazla dayanamayarak. "Misafir falan mı geliyor?"

Letafet kalfa şimdi de bir domatesin kabuklarını aceleyle soyarken başını iki yana salladı.

"Doğan geliyor, az önce aradı on dakikaya evdeymiş. Gelir de yemeği hazır bulmazsa-"

Yaşlı kadın yeniden başını iki yana salladı. Konuşmasının devamını bilerek mi getirmemişti bilmiyorum ama ben anlayacağımı anlamıştım. Sadık ağabey ne derse desin şu gördüklerim, kalfanın bana o gelmeden önce aşağıda olmamı söyleyişi; Doğan Bey'in asabi, kaba ve despot bir adam olduğunu gösteriyordu.

Gerçekten de on dakika sonra kapı çaldığında kalfa telaşla elindeki işi bırakıp yukarı koşturdu. Kapının kapanma sesini duyduktan sonra kulağıma birtakım konuşmalar çalındı fakat konuşmaların içeriğini çıkartamamıştım. Ardından yeniden kapı kapandı ve bu defa konuşanlardan birinin Letafet kalfa olduğunu anladım. Birkaç dakika sonra yaşlı kadın mutfak kapısında belirip Pierre'e,

"Her şey tamam değil mi?" diye sordu. Pierre'in sessizce başını sallaması üzerine ekledi. "Tamam, ben masayı hazırlamaya gidiyorum, sen de yavaştan yemekleri getir."

Mutfakta ve ayak seslerinden anladığım kadarıyla yukarıda yeni bir koşuşturmaca başlarken oturup izlemekten ve bu yabancı evin adetlerini öğrenmeye çalışmaktan başka bir şey yapamıyordum. Bir on beş dakika kadar sonra Pierre mutfaktan elinde yeni bir servis kabıyla çıkarken Letafet kalfa içeri girdi. Yaşlı kadın nefes nefese kendini karşımdaki sandalyeye bıraktı.

Bu Nasıl Dadı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin