bölüm yedi, sözün ağırlığı altında ezilmek

715 100 92
                                    

" Sessizce düşen çiçeklere bakıyorum

Onlar yıllar yılı sürüklendikçe kalan yılları sayarak

Eğer bir daha buluşamayıp bu kaderi kıramasak bile

Pişmanlık ya da bir şikayet olmayacak

Bu ölümlüler dünyasında eskiden olduğu gibi birbirimizi özleyeceğiz

Uykusuzca ayın yolunu dinlerken

Kalan yıllar boyunca nazik bir kalp bırakarak

Binlerce dağa tırmansam ve fener ateşinde yolculuk etsem bile

Sen her zaman benim yanımda olacaksın."

[*şarkı: remaining years, xiao zhan]

Xiao Zhan'ın büyüleyici sesinin ezgisi yavaşça uzayıp kesilen keman sesi eşliğinde kısıldı. Wang Yibo gösterdiği heyecan ve efor yüzünden hızla yükselen göğsünü kontrol altına almaya çalışırken çenesinde sabitlediği kemanı nazikçe kavrayıp aşağıya indirdi. Yüzünde başardığına dair bir tebessüm asılıydı ve odaksız gözleri yüzü gibi yukarıya kalkmıştı, sanki gece olsa yıldızları izleyecekti o gözler, gece düşmese ve o yıldızları göremese bile ışıkları gözlerinde toplanmıştı. Xiao Zhan küçük sehpanın üzerinde duran mendille alnında biriken teri silerken bir yandan da ona bakıyordu. 

" Yaptık!" dedi neşeyle ve yüzünü ondan tarafa çevirdi, yine de gri gözleri onun olduğu yere sabit değildi.

" Yaptık." diye onayladı onu ve uzanıp elini kavrayarak kendi yanına çekti. Bir yandan da yeterince yorduğu ses telleriyle kendi sesine kavuşmaya çalışıyordu. Bu şarkının sözlerini yazalı yıllar olsa bile melodisine eşi ile birlikte karar vermek istemişti. Yibo'nun bu notaları kemanıyla öğrenebilmesi ve yeterince profesyonel çalabilmesi ise uzun bir zamanını almıştı. Şimdi ise onun yumuşak sesine kadifeden kemanın tınısı ustaca eşlik ediyor, Xiao Zhan'ın her inişini ve çıkışını sanki Yibo ince parmaklarıyla kendisi kontrol ediyordu.

" Nasıldı? Artık nakaratta elime yüzüme bulaştırmıyorum." Sol elinde tuttuğu kemanı yeri yoklayarak kutusunun içine koyarken sağ eli Xiao Zhan tarafından ele geçirildiği için biraz zorlanmıştı. Onu bıraktıktan sonra eşine doğru dönerek yüz ifadesini hissedebilmek için yüzüne dokundu. Ah, eşi gülümsüyordu.

" Mükemmeldin, göz alıcıydın ve az daha ben nakaratta elime yüzüme bulaştıracaktım." 

Wang Yibo cevap olarak sadece gülmekle yetindi. Gözleri göremese bile ortaya çıkardığı iş onu gerçekten memnun etmiş ve gururlandırmıştı. Daha önceki denemelerinde kemanının ezgisi sürekli Xiao Zhan'ın yumuşak sesinin altında kalıyordu ve uyumu yakalayamıyorlardı. Şarkılarını bu derece güzelleştirebilmek için de defalarca hata yapmaları gerekmişti. 

" Bir dahaki şarkımızda flüt de eklemek istiyorum ama kemanla uyup uymayacağını bilmiyorum."

Xiao Zhan onun yüzünü dalgınca okşadı. Bir yandan da daha önce yazdığı şarkılarının sözlerini düşünüp yeterince iyi olup olmadıklarını sorguluyordu. " Uyması için arşivden güzel bir parça seçerim. Daha taslakta olan bir sürü şarkı sözüm var, biliyorsun." 

Bir sonraki şarkımızda görebiliyor olacağım, diye düşündü Wang Yibo ve bu düşünce onu daha da mutlu etmeye yetmişti bile. Bir haftadır aralıksız iyileşme tedavilerine gidiyorlardı ve Doktor Tian Dong artık sinir uçlarının büyük bir bölümünün yeni bir çift göze hazır olduğunu onaylamıştı. Şimdi tek yapmaları gereken gözlerini bağışlayacak olan adamdan gözlerinin alınmasıydı. Yibo bu adamın neden en önemli organlarından birini bağışladığını merak etmiş ve eşine bunu sorgulatmasını istemişti. Ortaya çıkan hikaye ise, doğruluğu kesin olup olmamakla birlikte, şuydu: adam intihar etmeyi kafasına koymuştu ve organlarını onunla birlikte umutsuzca götürmektense diğer insanlara kendi bulamadığı umut ışığını verebilmesi için onları bağışlamıştı. Bu çok erdemli bir düşünceydi ama neden hayatın zorluklarıyla cesurca yüzleşmek yerine ondan kaçıp intihar etmek istediğine hala anlam verememişti. Adamın bütün mal varlığını, bütün arkadaşlarını ve ailesini kaybettiğine dair dedikodular dolanıyordu, belki de doğruydu.

Alcyone [Yizhan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin