Griydi ama güzeldi: sessiz, kasvetli gri. Bütün gökyüzü onun tonlarıyla kaplanmıştı ve arada bir uçan Kriloların minik, metalden kavisli gövdeleri dışında tek bir bulut bile görünmüyordu. Uçan taşıyıcı gemilerin ince ve kulak tırmalayan vızıltıları dışında yakınlarda kuş sesleri vardı. Herhangi bir çiftlik evinde olmasalar ağaçların hışırtıları, kuşların cıvıltıları gibi aslında basit olan sesleri duyabilmeleri imkansız olduğu için her detaya kulak kesilmişlerdi.
Küçük çocuk gözleri de en ufak detayları kaydetmek için etrafta dolanıyordu: sarı renge çalan otlar, yakınlarda toprağa katılmış kayalar, kavisli tepenin hemen ardında görünen şehrin koyu renkli binaları ve ışıklı dijital tabelalarının ışıkları, yakınlarda uçan kuş ve uzaktan havlayarak geçen bir köpeğin bulanık bedeni.
" Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" Wang Yibo sordu.
" Ben şarkıcı olacağım!" Xiao Zhan küçük yüzüne kocaman bir gülümseme kondururken yere yaslanmış avuç içlerini okşayan otları kopardı. Diğer elini tıpkı bir mikrofonmuş gibi yumruk yaparak dudaklarına götürüp annesinin ona her zaman söylediği ninniyi mırıldanmaya başladığında yanında oturan çocuk huzurla soluklandı. Onun sesini çok eğlenceli buluyordu ve annesinden duyduğu her ninniyi heyecanla ona söylemesine bayılıyordu.
" Ben de dansçı olacağım." Onun mırıltılarının arasında cümlesi sönük kalsa bile kurduğu hayali parlaktı, Wang Yibo ellerini toprağa yaslayarak kalkıp hızla kendi etrafında döndü. Bir balerin olduğunu düşünerek aslında gayet beceriksizce yaptığı birkaç dönüşün sonunda kıkırdayarak onu izleyen Xiao Zhan'a baktı. Oğlan çocuğu hayranlıkla onu izlerken bir yandan da ninnisini mırıldanıyordu. Kısa süren dansını tamamlayan Yibo, hissettiği kulak kamaştıran vızıltıyı duyduğunda yakınlarda uçan Krilo'yu görebilmek için yüzünü yukarıya kaldırdı. Ardından hevesle gülümseyerek kollarını iki yanında açtı ve küçük geminin gittiği yöne doğru koşmaya başladı. " Yakala beni Zhanzhan!"
" Yibo!" Yerde oturan çocuk aceleyle ayağa kalkıp onun peşinden koştururken bir yandan da onun ince kollarını izledi. Kriloların uçak gibi kanatları olmazdı ama yine de bu uçma fikrini sevmişti. Onu taklit ederek kollarını iki yanında açtı ve daha hızlı olacağını düşündüğü için kayaların üzerinden zıplayarak ilerledi. Tepelerinde uçan ve havayı titreştiren hantal gemi onu yeryüzünde iki oğlan çocuğunun takip ettiğinden habersiz şekilde süzülüyordu.
Xiao Zhan'ın taşların üzerinden atlama planı başarılı olmuştu, ya da en azından o öyle sanıyordu, aralarındaki mesafeyi çok geçmeden kapadı. " Vıııınnnnn!" diye bağırarak Krilo'nun sesini taklit ederken hemen önünde kıkırdayarak koşuşturan çocuğun üzerine atladı ve birlikte yere yuvarlandılar. Neyse ki düştükleri yerde otlar vardı, kayalara denk gelmiş olsalardı bu kadar neşeli olamazlardı. Yibo bacağını ovalarken gülüyordu, Xiao Zhan üstündeki toprakları yattığı yerden silkelemeye çalışıyordu.
" Yibo? Bak ne diyeceğim." Hemen karınüstü dönüp dirseklerini sararmış otların üzerine yasladı.
" Büyüyüp çoook ünlü bir şarkıcı olunca konserimde dans edebilmen için şarkı söyleyeceğim. Ne dersin?"" Olur!" Küçük çocuk kıkırdayarak bunun hayalini kurmak için yüzünü gökyüzüne yükseltti. Sanki o müziğin tınısını şimdiden duyabiliyordu. En yakın arkadaşıyla hayallerini gerçekleştirmek mi, bunu öyle çok isterdi ki! " İlk gösterimizi burada yapalım."
Parmaklarını çenesine yaslayarak gözlerini kıstı. " Hmm... Ama bu ev hayranlarımıza yetmez ki!"
Haklıydı, Zhan'ların çiftlik evi her ne kadar zarif sütunları, geniş odaları ve etrafındaki bahçeyi saran beyaz renkli çiftleriyle onlar için büyüleyici bir gösterişe sahip olsa da bir konser için fazla küçüktü." O zaman burada yaparız konseri." diyerek üstünde durdukları geniş ovayı gösterdi.
" Babama söylerim, bizim için sahne kurar!"
" Evet!" Wang Yibo göz alıcı ışıkların altında Xiao Zhan'ın şarkılarına dans ederek eşlik ettiğini düşündü.
" Zhanzhan, bunu kesinlikle yapalım!"Küçük çocuk onun tozlu parmaklarını kavrarken gün ışığı gibi gülümsedi.
" Bunu kesinlikle yapacağız Yibo."" Tek bir hayatımız var, tek bir dünya var
Bir araya gelelim, fırtınayı dağıtacağız
Bir renk yağmuru, gökyüzüne bak
Hepimiz kayan yıldızlarız,
sevmeye hazırız."
🕊️notlar🕊️
*Krilolar: Çin ekonomik bunalımı sırasında patentini iş adamı Nathaniel Chen'in alarak üretime geçirdiği, modern fakat havada fazla insan taşıma kapasitesine sahip olmayan uçan araçlardır. Krilolar, Xiao Zhan ve Wang Yibo çocukken kargo şirketleri, zenginler ve iş adamları tarafından büyük ilgi görüyordu.
*Bölüm sonunda kullandığım şarkı: Xiao Zhan, Spotlight
🕊️yazar notu🕊️
Şu anda aşırı heyecanlıyım! Ne kadar güzel yazabilirim, aklımdaki kurguyu ne kadar iyi anlatabilirim bilmiyorum ama umarım güzel olur.
Hikayemiz alternatif bir gelecekte geçtiği için kendim oluşturduğum bazı terimleri ekleyeceğim [krilolar gibi] ve açıklamalarını da böyle bölüm sonuna bırakırım.
Ana tema olarak mitoloji kahramanları Alcyone ve Ceyx'ten birazcık ilham aldım. Birlikte hayatın insanları nasıl değiştirdiğini göreceğiz ama çok bir beklentiniz olmasın lütfen, çünkü ben yazı dilimi hala geliştirmeye çalışan birisiyim ve profesyonelce yazamam.
Bu notları belirttiğime göre artık hikayeye girebiliriz...
ikinci bölümde görüşmek üzere :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alcyone [Yizhan]
FanfictionSen gülümseyince, kör gözlerimin ardından bile görürdüm ışığını ben!