bölüm on iki, öfkeyi bekleyen gözler

615 88 81
                                    

[not: bölümde bahsi geçse bile açık bir şekilde smut öge bulunmamaktadır, bölüm sonuna kadar rahatlıkla okuyabilirsiniz.]

🕊️

Kendini şimdiye kadar birçok şey için suçladığını hatırlıyordu, mesela hemen yarım saat kadar önce eşinin yanından ayrıldığı için kendine kızmıştı. Onu orada bırakmak bir tavşanı yılanların inine koymak kadar saçma ve tehlikeli bir şeydi. Elbette yılanlar inlerinin önüne atılan bu avı yavaş yavaş sömürecekler, tadını çıkara çıkara yiyeceklerdi. Bu tehlikeyi bildiği için adamların ona yönelttiği mantıksız soruları cevaplarken sadece kısa bir süre, diye kendine hatırlatıp duruyor ve sabretmeye çalışıyordu. Soruları nasıl, ne halde cevapladığını bile bilmiyordu, aklı sürekli sırtını döndüğü balo salonundaydı. 

Ve korktuğu gibi olmuştu işte; Wang Yibo'nun geriye çekmeye çalıştığı bileğini kavramış, kadife kumaşı taşlarla süslenmiş takım elbisesi üzerine dökülen içkiyle kızıla boyanmış Nathaniel Chen, eşinin yüzündeki rahatsızlık ifadesine rağmen gülümsüyor, ona bir şeyler fısıldıyordu. Bu mide bulandıran sahnenin son bulmasını ve aynı zamanda çevredeki insanların dikkatini çekmesini sağlayan şey Xiao Zhan'ın nefret dolu sesi olmuştu. Hızla Wang Yibo'nun bileğini kavrayıp onun tutuşundan uzaklaştırarak kendi yanına çektiğinde üzerine bastıkları cam kırıkları çatırdayarak dağıldılar. 

" Merhaba Bay Zhan, neden bu kadar öfkelisiniz?" Nathaniel Chen hiçbir şey olmamış gibi rahatça konuştuğunda çevresindeki insanlar dahil herkes bu kayıtsızlığın nereden geldiğini merak ediyordu. -gerçi şu anda etraflarında toplanan insanların merak ettikleri daha bir sürü şey vardı.- 

" Onu rahatsız ediyorsun!" Xiao Zhan artık olanları gizlemenin bir anlamı olmayacağını anlamış gibi sesini yükseltmiş ve olayın gerginliğinin bu şekilde artması da umurunda olmamıştı. 

" Sadece içkiyi üzerine döküp mahvettiği takım elbisemin yerine bir yenisini alıp almayacağını merak ediyordum. Centilmen bir erkek yaptığı hatanın bir an önce düzeltilmesini ister..."

" Sana benim dökmediğimi söyledim! Şarabı kendi üzerine döken sendin!" Wang Yibo sanki her an eşinin kollarından fırlayıp adamın yakasına yapışacak gibi duruyordu ve aynı durumda olan tek kişi o değildi, derin derin soluyan Xiao Zhan ondan daha tehlikeli bakıyordu. Eşinin belinden tutup bedenini kendine yapıştırdıktan sonra çenesini karşılarında duran adama doğru dikti. Ne yapacağı belli olmayan bir aslan gibi yaşlı iş adamına odaklanmıştı, gözünü bir saniye bile çekmiyordu.

" Hatayı onda bulmaya çalışmayın Bay Chen, eşim yapmadığını söyledi."

Nathaniel Chen gülerken başını iki yana salladı. " Kör bir insan yaptığı şeylerden ne kadar emin olabilir?"

" O bir şey söylediyse," Xiao Zhan kırık cam parçalarının üzerinde ona doğru bir adım yaklaşırken eşinin belini bırakmak zorunda kalsa bile eli sımsıkı onun elini kavramıştı. " O bir şeyden eminse, emindir. Onun özelliklerini yargılamak sana düşmez." 

" Size, demek istediniz sanırım Bay Zhan." Adamın yüzündeki rahat ifade yavaşça gerginliğin kırıntılarını barındırmaya başladığında yüzünü ondan uzun olan gence doğru dikti.
" Saygı unsurunu konuşmalarımda asla eksik etmem ve karşımdakinin de bana aynen öyle davranmasını isterim." 

" Kime saygı duyacakmışım?" 

Xiao Zhan öfkeyle ona yaklaşırken olaya çok yakından şahit olan Bay Qian başını panikle iki yana salladı. Hayır evlat, hayır, yanlış yapıyorsun! Nathaniel Chen onun bir olay çıkarmasını istiyordu, onun öfkesinin iplerini nasıl elinden kaçırdığını herkese göstermek istiyordu. Onun kibrini açığa çıkarmak istiyordu! Tam olayın üzerini kapatmak için ona doğru hareketlenecekti ki genç adamın kararan gözleriyle eklediği cümlelerini duyduğunda çok geç olduğunu anladı.

Alcyone [Yizhan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin