17.Bölüm

150 90 206
                                    

"HEY SARE!" kafamı adımın haykırılması sonucu yerden kaldırıp sesin olduğu yöne -yani ardıma- doğru çevirdim. Görmeyi istediğim yüzü görmenin şaşkınlığı ve sevinciyle olduğum yerde kalakalmıştım.

Karşımdan bana doğru sarı saçları rüzgarın esintisiyle sağa sola savrulan Daniel yürüyordu. "Daniii." dedim şaşkınlıkla. Niye bu kadar şaşırdın Sare? Sanki ahirette karşılaştınız. Hey Allah'ım ya.

Kollarımı açıp hızlı adımlarla karşıladım adımlarını. Daniel benim üniversite yıllarımda hayatıma giren ve çok sevdiğim dostumdu, sık görüşmesek bile hep gönüllerimizin birlikte olduğunu hissettiğim bir dostum. Kollarımı beline özlediğimi belli eder gibi sıkı sıkı doladım.
Daniel'inde aynı şekilde beni sıkı sıkı sarmalamasından onunda özlediğini anlamıştım.

"Neden haber vermedin burada olduğunu?" Tatlı İngilizce aksanıyla sesinin hafiften kızarmış gibi çıkmasına gülümseyip kollarımı belinden çözdüm ve geriye çekildim. Mavinin en açık tonunda ki gözlerine baktım bir kedi yavrusu gibi. Dudaklarımı bilmem der gibi büzdüm.

Kafamı varlığını bir anlığına unuttuğum Poyraz'ın olduğu yöne çevirdim. Bize bakıyorken sigarasını içiyordu. "Gel haydi." dedim Daniel'e dönüp. "Seni tanıştırmam gereken birisi var."

Poyraz'ın yanına doğru ilerlemeye başlarken yüzünde ki ifadeye anlam vermeye çalıştım. Ama başaramadım, Poyraz nedense yine ifadesizliğine bürünmüştü. Bozuldu mu acaba Sare? Huyunu suyunu da bilmiyoruz ki adamın ona göre hareket edelim.

Poyraz'ın yanında durduğumuzda Daniel elini Poyraz'a doğru uzattı. "Merhaba." Poyraz cebindeki elini çıkarıp Daniel'in elini sıktı. "Daniel Leona."

Dudaklarının arasında ki sigarasının eşliğinde "Poyraz Karabağ." dedi.

"İsminizi çok duyuyoruz." Daniel'in kurduğu cümleyle başımı memnunca salladım. Bana döndü; " İş için mi buradasınız?" dedi.

Kafamı Poyraz'a çevirip gururla gözlerinin içine baktım. "Poyraz benim erkek arkadaşım." dedim tuhaf bir tınıyla. Poyraz'ın da aynı gururla baktığı bakışlarının güven vermesiyle bunu söylemiştim. Tekrar ay yüzlü adama döndüm. "Daniel geçen gün bahsettiğim arkadaşım." Huzurla içime derin bir nefes çekip ellerimi deri montumun cebine koydum ve tepkilerini izledim. "Kısa bir tatil için geldik buraya."

Daniel şaşkınlıkla bana bakıyordu. Bir ay içinde nasıl bu kadar değiştiğimi sorguladığına emindim. Çünkü bende hâlâ sorguluyordum bunu. Senin sorgulamadığın bir şey yok ki Sare. E sorgulanmayacak gibi bir hayat yaşadığım mı var?

"Aman Tanrım,anlatacağın çok şey olmalı." dedi Daniel ve aynı bakışlarıyla Poyraz'a döndü. "Memnun oldum."

Poyraz'ın yüzünde sisli bir gülümseme belirdi. "Bende." ses tonu da yüzünde ki gülümseme gibi sisliydi. Acaba Daniel ile yakınlaşmamıza mı kızmıştı? Ya da yanlış bir şey mi yapmıştım. Bana sorma Sare,bilmiyorum dedim. Yok canım niye kızsın ki? Hem bana öyle kafasının estiği gibi kızamaz. Ben özgür ve hür bir kadınım. He canım he.

İkisi arasında gidip gelen bakışlarım Poyraz'ın üzerinde durdu. Daniel aşırı yakışıklı bir model olmasına rağmen Poyraz'ın yanında gerçekten de sönük kalıyordu. Gerçi Poyraz'ın yanında ışıl ışıl parıldayan güneş bile sönük kalırdı ama neyse.

ŞuursuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin