'𝘿𝙖𝙣𝙜𝙚𝙧𝙤𝙪𝙨 𝘽𝙤𝙨𝙨'

34

Hayattan soğmuş bir şekilde elimdeki biradan içmeye devam etmiştim.

Eun her şeyi yanlış anlamıştı ve ona açıklayamamıştım bile.

İzin vermiyordu ki..

Kim'le aramda hiç bir şey olmamıştı.
Sadece benimle ilgilendiğini ve takılmamızı söylemişti ve ben onu reddetmiştim.

Eun için uğraşırken onun asistanıyla mı yatacaktım?

Bu kadar da şerefsiz değildim.

-Ben sana demiştim JungKook. O kıza kapılacaksın demiştim..

Namjoon hyung oturduğu yerden doğrularak bana bakmıştı.

Evet.
Söylemişti.

Ama ben onu pek takmamıştım.

Ben!
Koskoca Jeon Jungkook bir kıza aşık mı olacaktım?

Tabi o aralar böyle düşünüyordum.

Keşke her şeyi bu kadar hafiften almasaydım.
Ona karşı yakınlığımı koruyup ona kapılmasaydım.

-Ben cidden anlamakta güçlük çekiyorum. Sen.. O kızı seviyorsun. Öyle mi?

Bir yudum daha alarak Jimin'e bakmış ve kafamı olumlu anlamda sallamıştım.

Neden bu kadar imkansız geliyordu anlamıyordum.

Benim de bir kalbim vardı ve aşık olabililirdim.
Sevebilirdim.

Eun'da buna inanmıyor hala onu kandırdığımı düşünüyordu.
Ben nasıl bu kıza kendimi affettirecektim cidden bilmiyordum.

Yorulmuştum artık.

Cidden.

Sanırım beni hiç bir zaman affetmeyecekti.

......

1 hafta sonra.

Kafamı bilgisayar ekranından kaldırarak JungKook'un çalışma masasına bakmıştım.

2 gündür şirkete gelmiyordu.

Asistanı onu çok kez aradığı ama JungKook'un cevap vermediğini söylemişti.

Başına bir şey mi gelmişti?
Hiç sanmam.

Ayrıca..

Kim'i de kovmuştu.

Hah..
Ben değil.
O kovmuştu.

Ha Lisa ve Taehyung da sonunda barışmıştı.

Yani..
Onlar birbirlerine küs kalamazdı zaten.

O geceden sonra onunla bir daha konuşmamıştık.
Sadece bana olan bakışlarını yakalıyordum.

Açık söylemek gerekirse bir an gerçekten pişman olduğu ve kendini affettirmek istiyor oluşuna inanacaktım.