Arabanın kapısını sertçe çarparak kapatmış ve hızla evin bahçesine girmiştim.
Kaşlarımı çatarak yavaşladığımda iyice etrafa bakınmış ve dudaklarımı yalamıştım.
Korumalar neredeydi?
Gözlerim kör mü olmuştu acaba fazla alkolden?Ben evde olmadığım zaman Eun için her yere ikişer tane koruma koydurmuştum.
Ve şu an 1 tane bile yoktu?Hızla cebimden telefonu çıkartmış ve senelerdir benimle çalışan KimSoo'yu aramıştım.
-Korumalar nerede? Neden burası bomboş?
Diye bağırarak ilerlemeye devam ettiğimde aniden hızla arkama dönmüş ve evin önündeki arabaya bakmıştım.
Bu araba..
Bu saate evime kim gelmiş olabilirdi?-Babanız arayıp orayı boşaltmamızı söyledi-
Telefonu kapatıp cebime koymuş ve seri bir şekilde eve ilerlemiştim.
Babam bir şeyler karıştırmıştı ve ben daha yeni anlıyordum.
Kapıyı açarak içeriye girmiş ve hızla ilerdeki ışıkları açmıştım.
Eun bu saate uyumuş olamazdı.
-Eun?
Ne olmuştu burada böyle?
Heryer darmadağınık bir haldeydi.
Sertçe önüme gelen saçlarımı geriye atmış ve alt dudağımı kemirerek ilerlemeye devam etmiştim.
-Eun!
Koşarak bahçeye çıkmış ve onun yanına ilerlemiştim.
Dizlerimin üzerine çökerek yüzünü ellerimin arasına almış ve nefesimi kontrol etmeye çalışmıştım.
-Eun? Ne oldu?
Üzeri ıslaktı ve saçlarından su damlacıkları damlıyordu.
Gözüm dudağının kenarındaki kan lekesine takıldığında yutkunmuş ve bakışlarımı kaçıracak dudaklarımı ısırmıştım.
Biliyordum..
Anlamıştım.
Ağlamaya devam ederek gözlerini kapattığında dişlerimi sıkarak gözlerimi kaçırmıştım.
Ne kadar sinirli olduğumu anlatmaya kelimeler bile yetmiyordu şu an.
Yine.
Yine benim yüzümden zarar görmüştü.-Eun,güzelim anlat bana. Ne oldu?
Hıçkırarak gözlerini açtığında yere oturmuş ve ellerini sıkıca tutmuştum.
-Ben.. salondaydım. Zil çaldı.. Bana dışarıdaki korumalardan olduğunu ve senin benimle konuşmak istediğini, kapıyı açmamı söyledi..
Yaklaşmış ve göz yaşlarını silerek ona bakmaya devam etmiştim.
-Eve girdiğinde çekiştirerek bahçeye çıkarttı.. Direnince yere itip üzerime çıkarak vurmaya başladı.. Havuza ittiğinden sonra hatırlamıyorum.
Dudaklarımı dişlemekten kanatmıştım.
Çenemi olabildiğince sıkmış ve yutkunmuştum.
Bu kadar ileriye gideceğini tahmin etmemiştim.
Nasıl Eun'a vurmuş.. zarar vermişti?!
Ayağa kalkmış ve ellerinden tutarak yavaşça ayağa kaldırmıştım.
Alt dudağımı çekiştirerek boynuna bakmış ve zorda olsa ona gülümsemiştim.
Boğazı hala kızarıktı..
Kızı boğazından mı tutmuştu o piç?!
Eun'a yapılan her şeyin hesabını teker teker soracaktım.
Bu eve babam gelemeyeceğine göre köpeklerinden birini yollamıştı.
Ve ben onu bulacaktım.....
Eun'un uyuduğundan emin olduktan sonra yavaşça yanından kalkmış ve sessizce salona inerek derin bir nefes almıştım.
Telefonumu alarak evden çıkmış ve artık dişlerimi kıracakçasına sıkmış olduğum çenemi rahat bırakmıştım.
Ah cidden..
Aklıma geldikçe deliye dönüyordum.
...
Adımlarımı yavaşlatmış ve babama bakarak yanına ilerlemeye devam etmiştim.
Doğrulmuş ve bana bakmaya devam etmişti.
İlerlemiş ve karşısına oturmuştum.
-Dinliyorum.
Bakışlarımı kaçırmış ve sertçe dudaklarımı yalamıştım.
O sinirle buraya gelmiştim ve şimdi ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
Ne söyleyebilirdim ki..-Sen bu işi uzatmaya devam ettikçe o kız daha fazla zarar görmeye devam edecek.
Çenemi sıkarak başımı eğdiğimde sakin olmaya çalışarak gözlerimi kapatmıştım.
-Bu konuyu neden bu kadar uzattın anlamış değilim.. Senin ona vereceğin zarar benimkilerin yanında hiç bir şey JungKook. Biliyorsun.. Sen bitirmezsen ben bitiririm.
Kafamı kaldırıp ona bakmış ve kafamı olumlu anlamda sallamıştım.
Gülümsemiş ve omuzumu patlatmamıştı.
-En yakın zamanda bitirmiş olmanı istiyorum.
-Bana 1 hafta ver. Bitireceğim.Derin bir nefes almış ve beni süzdükten sonra kafasını sallamıştı.
-Pekala.. Son 1 hafta. 1 hafta sonrası için Seul'e biletleri hazırlatıyorum.
....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'𝘿𝙖𝙣𝙜𝙚𝙧𝙤𝙪𝙨 𝘽𝙤𝙨𝙨'
Fanfiction+𝟭𝟴 𝘀𝗮𝗵𝗻𝗲𝗹𝗲𝗿 𝗶ç𝗲𝗿𝗶𝗿 rahatsız olan okumasın! (Yazar : Cansel)