3

5K 220 72
                                    

Sertçe yutkunmuştum.

Ne soyunması ne planlıyordu bu sapık aklınca?

Burada daha fazla duramazdım!

Bu adamın aklından geçen şeyler beni cidden aşıyordu!

-Buraya gel.

Diye seslendiğinde kapıyı açmaya çalışmıştım.
Ama kilitliydi.

Ne ara kilitlenmişti bu kapı kahretsin!

-Senin amacın ne? Beni öyle kolayca kullanabileceğini mi düşünüyorsun?!

Diye bağırdığımda sinirden gözlerim dolmuştu.

Asla ama asla onunla öyle bir şey yapmazdım.

-Evet.

Dediğinde çenesini sıkarak masanın üzerimdeki kilidi almıştı eline.
Pantolonunun arka cebine koymuş ve bana doğru birkaç adım atmıştı.

-Seninle olacağıma ölürüm daha iyi!

Birkaç saniye çenesini oynatarak bana bakmıştı.

-Eğer beni tanıyor olsaydın sinirli halimi görmek istemezdin Eun.

Hızla yaklaşırken iyice kapıya yapışmış ve kocaman gözlerle onu izlemiştim.

Kolumdan çekiştirerek yatağın önüne atmış ve yaklaşarak gömleğimin düğmelerini açmaya çalışmıştı.

-Dokunma.

Diyerek ondan uzaklaşmıştım.

İlk üç düğmemi ne ara açtığı hakkında hiç bir fikrim yoktu bile.

Sadece buradan defolup gitmek istiyordum.

-Bana ne yapacağını söyle.
-Burada emirleri ben veririm. Çıkar üzerindekileri.

Yutkunmuş ve derin bir nefes vermiştim.

Tamam..

Madem öyle..
Yapacaktım.

Göz göze geldiğimizde gözlerimi ondan ayırmadan gömleği açmış ve çenemi sıkarak ona bakmıştım.

Gözleri vücuduma kaymıştı fakat hızlıca toparlamış ve gözlerime odaklanmıştı.

-Devam et.

Demişti eteğimi işaret ederek.

Kuruyan dudaklarımı iyice yalamış ve yavaşça eteği çıkartmıştım.

İlerlemiş ve yatağın üzerindeki telefonu almıştı.

Gözlerimi silmiş ve bakışlarımı başka bir yöne sabitlemiştim.

Ondan iğreniyordum.
Bana böyle davranmaya hakkı yoktu!

Onun ismini bile bilmiyordum ona ne yapmış olabilirdim ki bana böyle davranabiliyordu?

-Diz çök.

Kısa bir süreliğine göz göze gelmiştik.
Kendimi şıkmış ağlamamak için direnmiştim.

Dediğini yapmış önünde diz çökmüştüm.

Elindeki telefonla uğraşmaya devam etmişti.

Aniden pantolonun arkasından silahı çıkartıp alnıma dayadığında yutkunmakta zorlanmıştım.

Öldürecek miydi beni?!

Kafamı kaldırıp ona baktığımda dudaklarını yalamış ve telefonu bana doğrultarak birkaç tane fotoğraf çekmişti.

Nefes nefesiydim.
Bu psikopat aklında neler planlıyordu düşünmek bile istemiyordum.

Telefonu cebine koyduğunda ilerlemiş ve biraz önce neden çıkarmış olduğunu anlamamış olduğum gömleğini almış ve bana uzatmıştı.

Çekinerek almış ve üzerime geçirmiştim.

Beni daha fazla böyle görmesini istemiyordum.

-Ailen bunları gördüğünde ne tepki verir sence?

Demişti itici bir şekilde sırıtarak.

-Ne? Onları .. Aileme yollamayacaksın değil mi?

Kafasını olumsuz anlamda sallayarak bana yaklaşmış ve yüzünü yüzüme yaklaştırarak gülümsemişti.

-Yolladım bile.

Demişti telefonu yüzüme doğrultarak.

Seslice yutkunmuş ve başımı eğmiştim.

Çıldırmak üzereydim...

Kafamı kaldırıp ona baktığımda bakışlarını kaçırmış ve kapıya doğru ilerlemişti.

Kapıyı açtığında hızla oradan çıkmış ve koridorda bakınmaya başlamıştım.
Ne kadar büyük bir ev olabilirdi burası..

-Beğendin mi?

Diyerek yanıma gelmiş ve cevap alana kadar beklemişti.

-Hayır.

"Hah" diye mırıldanıp kafasını eğerek gülümsemişti.

-Zamanla alışırsın. Sonuçta artık birlikteyiz.

....

'𝘿𝙖𝙣𝙜𝙚𝙧𝙤𝙪𝙨 𝘽𝙤𝙨𝙨'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin