25.BÖLÜM

1.4K 130 83
                                    

3 haftanın sonunda yeni bölümmm. Biraz uzun yazmaya çalıştım. Bakalım beğenecek misiniz? Bu arada yazım hatası olan yere yorum atın. Kontrol edemedim:)

Kız birden gülümsedi. Ne yapmaya çalıştığına anlam verememiştim.

" Ne!?"
" Şaka yapıyorum. Ceren ben. Burayı Toprak'ların ev sandım da yanılmışım"
" Karşısı onların evi"

Kafasını sallayıp karşının kapısını çaldı. Bende eve geri girdim. Bu kimdi şimdi? Toprak'a sormalı mıyım? Ama o kız evlerindeyken sormam. Kız gitsin, ki giderse o zaman sorarım.

Peki gitmezse? Belki kardeşidir. Olamaz mı? Ama kardeşi olsa bahsederdi heralde. Of keşke hemen mantık yürütmeseydim. En azından bi 10 dakika kardeşi olduğuna inansaydım.

2 saat oldu ve karşıda ses yok. 15-20 dakika önce bir kaç sesler duydum ama bakmadım. Sonra yanlış anlarlar falan hiç uğraşamam.
***
(5 yıl önce)
Toprak'tan
Ceren ile birlikte kaybolan kardeşi Damla'yı arıyorduk. 1 haftadır kayıp ve daha bir ipucu bile bulamadık. Polislerde arıyor ama Ceren bizimde aramamız gerektiğini söyledi. Ceren'in üzülmesine dayanamıyorum. Sonuçta o benim tek ve en iyi arkadaşım.

Bir süre sonra farklı yerlere bakmaya başlamıştık ki terkedilmiş gibi duran bir depo gördüm. Sessiz ama hızlı hareketlerle depoya girmiştim.

Bu... bu olamaz. Bir anlığına hayal olduğunu sanmıştım. Ama hayır bu bir hayal değildi. Küçük Damla kanlar içinde kıpırdamadan yatıyordu. Korkumdan ne yapacağımı bilemedim. Ama sakin olmalıydım. Bunu Ceren'in görmemesi lazımdı.

Hemen depodan çıkıp Ceren'in yanına gittim. Depoda hiçbir şeyin olmadığını söyledim ve umutsuz bir şekilde eve geri döndük.
***
Bir gün sonra aynı depoya tek başıma gittim. Nabzı atmıyordu. Damla'yı saklamalıydım. Onu buraya gömmeye karar vermiştim. Ama nasıl?

Uzun bir uğraşın sonunda başarmıştım. Ceren'in bunu görmemesi gerekiyordu. Yoksa çok üzülürdü. O üzülürse bende üzülürdüm. Polislere haber vermem gerektiğini biliyordum.
***
Polisleri depoya getirip gömdüğüm yeri gösterdim. Ama Damla kaybolmuştu. Nasıl olabilir? Aklım almıyor.

Daha 15 yaşındayken arkadaşının kardeşinin cesedini görmen ve onu gömmen. Daha 2 saat bile olmadan cesedin kaybolması. Bu olaylar garipti.

(Günümüz)
Defne'den
Sıkıldım artık burda beklemekten.
Artık yanlış anlarlarsa da birşey yapamam. Gidicem artık.

Ceketimi alıp evden çıktım. Ama...O...Kan... Toprak'ların evinin önünde. Yerde kanlı bir bıçak var. Yoksa o kız mı yaptı? Koşarak açık kapılarından içeriye geçtim. Kimse yoktu.

Hemen alt kattan bir komşuya sordum.

" Vallahi kızım olayı bizde bilmiyoruz. Ambulans geldi götürdü çocuğu. Yazık çok da gençti"
" Hangi hastane?"
" Buradaki en yakın hastane"
" Nasıl gidebilirim?"
" Ay kuzum yakınınmıydı? Otobüse bin önünde bırakır seni"
" Tamam teşekkürler"

Koşarak eve çıkıp otobüs kartımı aldım. Gene koşarak aşağı indim ve otobüs beklemeye başladım. Neyse ki çok geç gelmedi.

Otobüs hastanenin önünde durunca koşarak indim ve acile girdim. Hemşireler den Toprak'ın nerede olduğunu öğrendim. Ameliyata almışlar. Karnından bıçaklanmış.
***
2 saat boyunca hastanede ameliyathanenin önünde sevdiğinizi beklemek nasıl bir his bilir misiniz?
Onun kapınızın önünde bıçaklanmış olması ama sizin 2 saat sonra haberinizin olması, hatta komşulardan öğrenmeniz nasıl acı verir bilir misiniz?

Kalbimin KomşusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin