2.BÖLÜM

3.1K 248 32
                                    

Tam kitabıma dalmıştım ki balkonun kapısı açıldı.

" merhaba herkese, hoş geldiniz" dedi Toprak. Annem ve babam da gülümseyerek sen de dedi. Toprak bu sefer bana döndü ve bende hızla kafamı kitaba gömdüm. Annem hafif öksürür gibi ses çıkarınca kısık bi sesle merhaba dedim ve aşırı yapmacık gülümsedim.

Toprak annesinin kulağına bir şeyler söyleyip çıktı. Annesi de arkasından. Herkes tekrar muhabbetine geri döndü bende kitabıma. Gözümün ucuyla bi kıpırtı gördüğüm balkonun cam kapısından içeriye baktım. Toprak sıkıntıyla bir şeyler anlatıp ensesini kaşıyordu. Üzgün gibiydi ya da utanmış. Annesi de sakince konuşup saçını okşadı. Toprak memnun bi şekilde kafasını sallayıp benim olduğum tarafa döndü.

Bir saniyeliğine göz göze geldik ve kafamı hızla dışarıya çevirdim. Neden insanları dikizliyorum?Çok aptalım. Utanç içinde kitabıma döndüm tekrar. Sinem Teyze tekrar balkona gelmişti. Annemi de alıp çay koymaya gittiler.

                                                                                           ***

Herkes yine kendi halinde takılıyordu ve ben çok sıkılmıştım. Kitap güzeldi ama bu seste pek anlaşılmıyordu. Kısık bi sesle öfleyip püflüyordum ki Sinem Teyze imdadıma yetişti.

" kızım sen yanımızda sıkıldın sanırım, Toprak'ın yanına git istersen tanışırsınız hem"

" nerde ki?"

" odasında oyun oynuyordur"

Anneme baktım onay almak için. Kafasını hafif sallayıp gülümsedi. Bende gülümsedim ve içeriye girdim. Odasının kapısının önüne geldim ve kapıyı tıklatıp bekledim.

" anne bir şey istemiyorum" kıkırdayarak kapıyı açtım.

" ya ann-" sandalyesini sallayarak oturuyordu ki beni görünce şaşırıp yere düştü. Elimle ağzımı kapatıp gülmemeye çalıştım. Bana bakıp yalan olduğunu belli eden bir sinirle kaşlarını çattı. Ağzında bir şeyler geveleyip bana döndü.

" ne vardı?"

" tanışmaya gönderildim ve ayrıca orası çok sıkıcı" dedim balkonu göstererek. Ama burasının da sıkıcı olduğunu düşünmüştüm.

" neyse ya sana iyi eğlenceler yeni komşu" dedim ve arkamı döndüm. bu oyun oynayacaktı ben de izleyecek miydim? Telefon oynarım daha iyi.

Tam kapıdan çıkacağım sırada Toprak ellerini arkadan belime sarıp beni içeri çekti. Şaşkın şaşkın ona dönerken arkamdaki kapıyı kapattı.

" iyi misin sen?"

" evet, sen?" pişkin midir nedir.

" ha pardon, şimdi sen oraya gidersen annem benim seni kovduğumu sanar die yaptım"

" düzgünce söylesen de anlarım"

" haklısın, sinirim bozuk da"

" neden?"

" çünkü her gün odamda eşyalarımı kurcalayan birisi olmuyor"

" çok meraklıydım odana" dedim sinirle. Sanki kurcaladım sadece kitaplara baktım onu da annesi söylediği için. Kapıyı hızla açıp çıktım odadan ve tuvalet olduğunu anladığım yere girip yüzümü yıkadım. Ağustos ayındaydık ve havalar çok sıcaktı. Ayrıca annemlerin yanına sinirli gidersem bir şey oldu sanarlardı.

Elimi havluyla kurulayıp çıktım banyodan kapının önüne Toprak duruyordu. Yanından geçip balkona yöneldiğim sırada kolumdan tutup beni kendisine çevirdi.

" bıraksana"

" ya kızım otur işte benle, bende sana çok meraklı değilim ama annem laf yapar ondan dedim hem zaten iki yerde de boş boş oturuyorsun"

" ee sana ne o zaman"

" nedenini söyledim ya, amaan zorla yanımızda tutacak değiliz"

Mal, dedim içimden. Neyse ya doğru söylüyordu aslında. Aynısı benim annem de derdi. Zaten heryerde sıkılıyordum.

" neyse ya tamam" deyip arkasından odaya girdim. Neyse ki bu odada da fazla kalmadan annemlerin seslenmesini duydum.
                                  * * *

Sabah annemin sesiyle uyandım. Erkenden kalkmıştı canım benim ya. Kahvaltı yapmadan temizliğe başlamıştı. Yüzümü yıkayıp mutfakta domates doğrayan babamın yanına gittim.

" günaydıınn"

" günaydın benim güzel kızım"

" sabahın köründe annemdeki bu acele ne?"

" e yeni taşındık kızım, sen de yardım etsen keşke ama önce bi ekmek al gel"

Neyse iş yapmaktansa yürümek daha iyidir diye düşündüm. Odama çıkıp önce yatağımı topladım sonra da üzerimi değiştirip tekrar çıktım.

Ayakkabılarımı giyerken karşımdaki kapıdan ses duydum. Kafamı kaldırınca Toprakla göz göze geldik. Gülümser gibi yaptı ama daha çok sinir bozucu şekilde sırıttı.

" sabah sabah nereye?"

" ekmek almaya, sen?"

" aynı"

Kafamı sallayıp gülümsedim ve önden yürüdüm. Toprak'ın da seslerinden arkamdan geldiğini duydum. Ben alt mahalleye doğru yürürken biraz uzaktan seslendi.

" marketten mi alacaksın?"

" başka nereden alim"

" gel seni fırına götüreyim de yerini de öğrenmiş ol"

İyi bari bu çocuk bana buraları öğretirdi. Memnunca kafamı sallayıp bu sefer ben arkadan yürüdüm.

İki üst mahalledeydi fırın. Neyse ki yollar yokuş değildi de yorulmamıştım.

Bölüme bir emoji bırakabilirsiniiz <33

Kalbimin KomşusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin