2=1 ーhyunin

17

hyunjin

"Yap."

"Ne?"

Bana doğru yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapattıktan sonra gözlerini benimkilere dikmişti. Bundan sonra ne yapacak diye beklerken Jeongin yüzümün dibinde "Mal," diye bağırıp gülerek geri çekildi.

Ben bunun acısını çıkarırım Jeongin Bey. Öpsem ne diyebilirsin ki?????

"Yürü git ya..."

Gülmeye devam edip yürümeye başladığında omzumdaki çantayı düzeltip peşinden yürümeye başladım.

"Ee içeceğim nerde?"

"İçtim."

"Hani bana almıştın?"

Bana dönüp yürümeyi bırakmıştı. Onun yanına ulaştığımda benimle yan yana yürümeye devam etti.

"Gel sana yenisini alalım."

"Git al bekliyorum."

"Vaay, kölelik yaptırma kararı mı aldın?"

"Ben sana iyilik yapıyorum, sen de bana yap. Kölelik değil iyilik."

Şaşkınca açılan ağzına elini götürüp çok ilginç bir şey söylemişim gibi tepki vererek içecekleri almak için uzaklaşmıştı. Bana bakarak geri geri yürüyordu.

"Arkana bak," dediğimde hala öyle yürümeye devam etmişti. Düşecek şimdi salak.

Jeongin'in gelmesi on-on beş dakikayı bulmuştu. Elindeki içeceği bana uzattıktan sonra diğer elindekinden bir yudum alıp bana baktı ve cebinden bir şey çıkardı. "Al, sana aldım," diyerek elime ayıcık şeklinde bir çikolata tutuşturdu.

Gülerek çikolataya bakıp ona döndüğümde omuz silkip pipeti ağzına sokmuş ve önden yürümeye başlamıştı. Büyük adımlar atarak yanına gidip ben de içeceğimden içmeye başladım. İkimizin bardağında da onun ismi yazıyordu ve bu hoşuma gitmişti.

"Sağ ol."

"İyilik yap denize at demişler," dediğinde kafamı eğerek ona baktım. Sonrasında "Önemli değil," demişti.

Önüme dönüp bir şey demeden yürümeye devam etsem de gözüm Jeongin'in içeceğini tutan eline çarpıyordu. Parmağındaki yüzükler onda hoş duruyordu.

hYunJin DuR hEmEN YüKseLmE OğLuM

"Neye bakıyorsun?"

Jeongin de bu halimi fark etmiş olmalı ki sormuştu.

"Yüzüklerine. Hoş duruyorlar."

"Teşekkürler," deyip işaret parmağındaki yüzükle oynadı. "Çok sevdiğim bir tanesini daha bugün kaybettim. Bulamadım hiçbir yerde, düşmüş olmalı."

"Üzüldüm. Başın sağ olsun."

"Dostlar sağ olsun."

Gülmeye başladığımızda içimde bir şeylerin pır pır ettiğine yemin edebilirim. O kadar tatlış gülmüştü ki bir an kendimi yumruklamak istemiştim.

"Gel seni bırakayım." 

"Gerek yok, sağ ol."

"Ya gelsene işte. Minhyuk pusuda bekliyordur bak söyleyeyim," dediğimde gülerek tamam dercesine kafa salladı.

Arabada yine onun playlistlerinden birini dinlemiştik. Her seferinde farklı şarkılar açıyordu. Açılışı Tarkan dudu ile yapmış Baby Shark ile bitirmişti mesela.