40 ᶠⁱⁿᵃˡ

21.5K 1.9K 4.2K
                                    

jeongin

"Hyunjin, pantalonum nerede?"

"Boşver, benimki de yerde."

ooo ooo ooo beybi ooo

Dün gece Hyunjin'le güzel anlar yaşamıştık. Sana aşık oldum deyiş şekli kalbimi yakıp kül etmişti. Abimle olan ilişkisine çok kafa yormuştum, daha fazla yoramazdım. Yorulmuştum çünkü.

Hyunjin gibi birini bulmuşken hayatımda o olmadan yaşamak istemiyordum. Ruh eşi denen şey belki de gerçekten vardı. İki kişi birbirini bulur, sever, aşık olur böylece iki birde tamamlanırdı.

Yerde pantalonumu ararken giydiğim kostümü görmüş ve yataktan kalkıp Felix'in dolabından günlük kıyafetler almıştım. Hyunjin de bu sırada tamamen uyanmıştı.

"Günaydın."

"Günaydın," diyerek ona bakıp gülümsedim ve pantalonun fermuarını çektim.

"İyisin değil mi?"

Kafa sallarken yanına gidip yatağa oturmuş ve üzerine doğru eğilmiştim. "İyiyim. Sen nasılsın?"

"Hiç olmadığım kadar iyiyim."

Gülümseyip dudaklarına bıraktığım hızlı bir öpücükten sonra üzerinden çekilmiş ve yerdeki kostümü toplamaya başlamıştım. "Yurda gidip yıkanmam gerek, leş gibiyim."

"Kokum sinmemiş mi üzerine?"

"Daha çok başka şeyler sinmiş," dediğimde gülerek kalkmış ve üzerine bir şeyler giymeye başlamıştı.

"Beklememe değdi," dedi.

"Evet, güzel bir sevişmeydi. Özlem dolu."

"Onu kastetmemiştim aslında. Ayrıyken değerini daha iyi anladım. Çok fazla özledim seni. Dün gece seni bir daha öptüğümde ise aldığım hissin güzelliği içimi yaktı. O kadar özelsin ki... Seni öpebileceğimi bilmesem bile ihtimali için yıllarca bekleyebilirim."

"Birlikte olduğumuz için mutluyum Hyunjin."

"Sanki tüm parçalar yerine oturmuş gibi."

"Tamam çok edebiyat yapmayalım başım ağrıyor."

"Sakın bana 'hiç romantik değilsin hyunjiiin' diye gelme, duydun mu?"

"Gelirsem noluur," diye tatlı bir şekilde yanına gidip sarılmıştım. Burun kıvırıp beni kendinden uzaklaştırmaya çalışmıştı. "Sırnaşma."

"Sırnaşırsam ne oluur?"

"Dudağımla dudağına kafa atarım."

"Dudağınla kafa atarsın?"

O kafa sallarken ben de onun gibi kafa sallayıp dudaklarımı büzerek ona doğru uzattım. "At bakayım nasıl atıyorsun?"

"Sıkı tutun düşebilirsin."

Ellerini belime koyup yanlarından gıdıklayarak yüzünü boynuma yakınlaştırdığında gülerek onu itmeye çalışmıştım. Gıdıkladığı için karnıma ağrı girecekti neredeyse.

"Dur nefes alamıyorum."

Hyunjin, insanlık yapmayıp durmadan gıdıklamaya devam ederken odanın kapısı tıklatılmıştı. İkimiz de yavaşça kapıya dönerken ben onu itmeyi bırakmıştım o da beni gıdıklamayı fakat ellerini belimde tutmaya devam ediyordu.

"Şey, merhaba," diye söze girmişti Felix. Bu girişini anlamdıramamış Hyunjin ve ben birbirimize "Gelen şeyi tahmin edebiliyor musun," der gibi bakmış ve aynı anda kafamızı sağa sola sallamıştık.

2=1 ーhyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin