2=1 ーhyunin

24

hyunjin

"Aynı tişörtü falan almayı düşünmüyorsun herhalde."

"Üstünde he is mine yazan bir tişört arıyorum."

Tişörtlere bakarken sahte gülümsememle ona döndüğümde göz devirip kolumdan tuturak çekmeye başlamıştı. "Ya daha zarif bir şey alalım."

"Pırlanta?"

"Onun için daha erken."

"Jeongin?" Gözlerimi büyütüp kafamı ona yaklaştırdığımda gülerek itip başka bir mağazaya sokmuştu bizi.

"Aynı bilekliği falan takalım, ne bileyim böyle şeyler işte. Küçük detaylar."

"Biliyorsun bu işi he."

"Tabii oğlum."

Bilekliklerin olduğu yere doğru yürümeye başladığında peşine takılıp onun baktıklarına baktım. Eline zincir iki bileklik almıştı. Kendisi biraz baktıktan sonra "Bunlar iyi hadi alalım," dedi.

"Şimdi de benden mi kurtulmaya mı çalışıyorsun?

"Ne alaka," deyip kasaya doğru ilerlemeye başladı. "Seni uğraştırdığım için kötü hissediyorum. Bir an önce bitsin de git dinlen."

"Sen rahat olsana ya. Ben eğleniyorum seninleyken."

Bir şey demeden kasaya ilerlemeye devam ettiğinde "Jeongin," diyerek ona seslenip durmasını sağladım. "Bunları da alalım mı?"

Yanıma gelip gösterdiğim çift saatlerine baktı. Tatlılardı bence.

"Olur."

Kafa sallayıp elime alırken "Güzeller değil mi," diye sordum. İlk seferinde dikkatli bakmadığı için şimdi gözlerini tekrar elimdeki saatlere dikip incelemiş ve "Evet," demişti.

Bileklikleri ve saatleri aldıktan sonra birkaç fotoğraf çekilip üstümüzü değiştirerek başka yerlere gitmiştik.

Gittiğimiz yerlerden birinde bir kıza fotoğrafımızı çekmesi için sormuştuk. Jeongin arkama geçip kol attıktan sonra poz vermişti. Kız tuşa birkaç kez basıp telefonu indirdiğinde Jeongin yanına gidip teşekkür etmişti.

Ben de ardından gidip hafifçe eğilerek teşekkür ederken kız "Birlikte misiniz," diye sorduğunda Jeongin "Evet," demişti.

ooo omaygat bu nasıl jeongin böyle

"Yaa, çok tatlısınız. Çok yakışıyorsunuz."

Evet tatlım böyle devam, sok Jeongin'in kafasına bunları. Biraz daha öv hadi güzelim, yapabilirsin.

"Umarım hep mutlu olursunuz."

"Teşekkürler iyi günler."

"İyi günler."

Kız gittikten sonra Jeongin'e döndüğümde o da bana bakmıştı.

"Hayırdır birlikteyiz falan?"

Dalga geçerek konuştuğumda beni umursamadan kendi kafasındakini söylemişti. Zaten Hyunjin hiç mutlu olmasın, hiç eğlenmesin, hiç seninle öpüşemesin. Hyunjin kim ki?

"Bak aklı olan insan inanıyor bize görüyor musun? Bence sorun bizde değil Minhyuk'ta."

"Bebeğim bunu yeni anlaman beni biraz şoke etse de yine de seni tebrik ederim, anlayabilmişsin. Tebrikler."

"Tşk."

"Öd."

Jeonginleyken cidden eğleniyordum. Ya o bir şey söylüyor ya da ben bir şey söylüyordum. Ağızlarımız boş durmuyordu ve alakalı alakasız ne desek gülüyorduk, "dut" desek bile. Her şey komik geliyordu.