letter forty-seven | day ninety-three

287 38 4
                                    

ilham: secret love song, pt II | little mix

mektup kırk yedi | gün doksan üç

Hermione'nin Bakış Açısından:

On yedi gün. Draco Malfoy'u son görüşümün üzerinden on yedi gün geçmişti. Noel tatili bitmişti, Hogwarts'a geri dönmüştük ve eninde sonunda onu göreceğimi biliyordum.

Bunun düşüncesi bile beni dehşete düşürüyordu.

Yaşadığımız o an aklımdan çıkmıyordu. Nasıl çıkabilirdi ki zaten? Tamamıyla zıt insanlardık, bu zamana kadar aramızda nefretten başka bir duygu yoktu. Peki şimdi var mıydı?

Daha fazla oyalanmadan kahvaltıya inmem gerekiyordu, yeni dönemin başlangıcı olduğu için Dumbledore'un kısa bir konuşma yapacağını biliyordum. Bu yüzden kahvaltıyı olabildiğince ertelemeye çalışıyordum. Tabii tek sebep bu değildi.

Harry ile birlikte kahvaltıya indik, Ron nerede bilmiyordum ama Lavender ile birlikte olduğunu söylemek çok da zor olmazdı.

Ortak salona geldiğimizde herkesin kahvaltıları başında olduğunu gördük, konuşma biteli uzun zaman olmuş gibiydi.

Kafamı hiçbir yere çevirmedim, sadece önüme bakarak yürümeye başladım. Onu olabildiğince görmezden gelmeye çalışıyordum fakat bu onu görebileceğim şekilde oturmamla bozuldu. Bir saniye bile sürmeyen küçük bir bakışma yaşadığımızı hissettim, kesinlikle gözlerimi ona dikmedim. Fakat onun bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum ve bu diken üstünde oturmama neden oluyordu.

Dikkatimi kahvaltıya vermeye çalıştım ama bu mümkün değildi. Kısa süren bir kahvaltı yaptım, bu gerginlikte bir şey yiyecek durumda da değildim zaten.

İlk dersimiz neyse ki Slytherin ile ortak değildi ve iki saat gibi bir sürem vardı. En iyisi aklımı başka şeylerle kurcalamaktı.

"Ben kütüphaneye gidiyorum, dersten önce biraz çalışmam gerekiyor," dedim yavaşça kalkarken.

"Tamam, derste görüşürüz," dedi Harry. Bu hareketimi sorgulamasına gerek bile yoktu, beni biliyordu.

Yanımda kitap getirmemiştim, bu yüzden ilk önce odama gitmem gerekiyordu. Ortak salonu terk ettiğimde farkında olmadan içimde tuttuğum nefesimi dışarı bıraktım.

Hızlı adımlarla odama gittim, kitaplarımı aldım ve beklemeden kütüphaneye gittim.

Vakit kaybetmeden bir masaya yerleştim ve kitabımı açtım, acilen farklı şeylere odaklanmam gerekiyordu. Yoksa delirebilirdim.

Aradan birkaç dakika geçti, düşüncelerimin yavaş yavaş kendine geldiğini hissetmeye başlamıştım. Bu sırada kütüphanenin kapısının açıldığını duydum. Kapıya uzak bir masada olduğum için kimin geldiğini bilmiyordum.

Önümdeki kitabı okumaya devam ettim, karşımdaki sandalyeye biri oturana kadar. Cübbesinden Slytherin'li olduğunu görebiliyordum, gerisini tahmin etmeme bile gerek yoktu aslında.

Kalbimin atışının hızlanmasına engel olamadım, başımı kaldırdım ve gözlerimi onun gri gözleriyle buluşturdum.

"Sanırım konuşmamız gerekiyor," dedi fazlasıyla sakin bir sesle. İçimde kaybettiğim sesimi bulduktan sonra cevap verdim.

"Seni dinliyorum."

Daha fazla bir şey söyleyemezdim. Hem ne söyleyeceğimi bilmiyordum hem de yanlış bir şey söylemek istemiyordum. Bir süre sadece bakmaya devam etti, konuşmaya karar verdiğinde gözlerini benden kaçırdı.

"O gün... İyi durumda değildim. Bu yüzden kontrol edemediğim şeyler yaptım ama buna rağmen yaptığım şey hiç yanlış gibi gelmedi. Bilmiyorum, belki de aklımın karışık olmasından da olabilir. Ve bu durum... Düşününce o kadar komik geliyor ki, kendim bile inanmakta zorlanıyorum." Gözleri tekrar benimle buluştu. "Ama maalesef bu imkânsız olduğu gerçeğini değiştirmiyor."

Gözlerinde anlam aramaya çalıştım. "Neden?" Böyle bir soruyu neden sorduğumu bile bilmiyordum. İkimize dair bir şey olmasını umut mu ediyordum? İkimiz mi? Ne zamandan beri böyle bir kavram olmuştuk ki?

"Sana karşı olan duygularımı inkâr etmek istemiyorum, Hermione. Ama bu çok tehlikeli, düşünemeyeceğin kadar tehlikeli ve ben gözümü kırpmadan seni bu tehlikenin içine atamam." Oturduğu sandalyeden kalktı, elini cübbesine götürdü ve bir kâğıt çıkardı. İstemsizce gözlerimin dolduğunu hissettim.

Ne zamandan beri böyle duygular içindeydim?

Kâğıdı önüme bıraktı ve bir şey söylemeden gitti. Kapının açılıp kapanma sesini duyana kadar kılımı bile kıpırdatmadım. Titreyen elimle kâğıdı aldım ve açtım.

06.01.1997

Senin için hissettiklerimi saklamama gerek yok
Her saniye aklımdasın
Her düşüncemde sen varsın
Ama bunu dışarıya asla gösteremeyeceğim
Böyle olmasını istemezdim
Bir yandan bu değişebilir mi diye merak ediyorum
Diğer yandan saklanmaya devam ediyorum
Senin için yaptıklarımı
Seni korumak için yapıyorum

D. M.

100 letters | dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin