ilham: the cure | little mix
mektup elli | gün doksan beş
Hermione'nin Bakış Açısından:
Kütüphaneye gidiyordum. Harry ve Ron'dan kurtulmam zor olmamıştı, her zamanki gibi. Gittikçe bunu yapmaya alışıyordum, en iyi arkadaşlarıma yalan söylemeye.
Peki ne uğruna?
İşte bu cevabını bulamadığım bir soruydu. Duygularım o kadar hızlı bir şekilde değişiyordu ki, takip etmekte zorlanıyordum. Ne zamandan beri Draco'ya karşı bir şeyler hissediyordum, hiçbir fikrim yoktu.
Kütüphaneye gelmiştim, Ortak Salon'dan benden önce ayrılan Draco buralarda bir yerde olmalıydı. Yürümeye devam ettim, her masaya bakıyordum fakat kütüphanenin son kısmına kadar onu göremedim. En sonunda onu en arkadaki masada buldum.
"Oturmak için en arkaya kadar mı geldin cidden?" diye sordum dalga geçer bir şekilde. Masaya doğru yürüdüm ve elimdeki kitapları masanın üzerine bıraktım.
"Herhangi biri tarafından kolayca bulunmak istemedim."
"Yani bir Malfoy'u kütüphanenin bir köşesinde, bir bulanıkla görmelerinden endişelendin." Bu cümleyi kesinlikle düşünerek söylememiştim, birden çıkmıştı. Draco'nun derin bir nefes aldığını fark ettim, bir konuşmanın geldiğini hissedebiliyordum.
"Hermione, daha ne yapabilirim inan bana bilmiyorum. Evet, küçük bir çocukken pişman olacağım sözler söyledim çünkü bana böylesi öğretildi. Bana bunun doğru olduğunu öğrettiler, ben de bu yüzden hiç sorgulamadım. Ama artık bazı şeyleri idrak edebiliyorum, her ne kadar geç kalmış olsam da."
"Geç kalmadın," dedim yine hiç düşünmeden. Ne diyorum ben? "Özür dilerim, düşünmeden konuştum. Bana karşı gösterdiğin değişimlerin farkındayım, bazen bencilce düşünebiliyorum."
Birkaç saniye bakıştık, artık bu bakışmalarımıza alışmıştım. Gözlerimi kaçırma gereği duymuyordum.
"O zaman çalışmaya başlayabiliriz," dedi ve önündeki kitabı açtı. Böylece geçen dönemden kalan rutinimize geri dönmüş olduk.
Aradan geçen iki saat sonunda artık gitmem gerektiğim kanısına varmıştım. "Geç oldu, gitmem gerekiyor. Zaten Harry ve Ron'a o kadar çok yalan söylüyorum ki bir bu yalanların peşimi kovalamasından korkuyorum." Son cümlemi gülerek söylesem de bunun gerçek olma ihtimali bile beni dehşete düşürüyordu. Özellikle ikisinin Draco'dan şüphe etmesi yüzünden.
"Bunun olmamasını en az senin kadar ben istemem," dedi Draco. Bu sırada bir kâğıt parçasını kitabımın arasına koyduğunu gördüm. Daha sonra kendi eşyalarını toparladı ve kalktı. "Bir sonraki kütüphane buluşmamıza kadar görüşürüz."
Uzaklaşmasını izledim, kapının açılıp kapanma sesini duyana kadar bir şey yapmadım. Gittiğinden emin olduğumda kitabımın sayfalarının arasına bıraktığı kâğıdı aldım ve açtım.
08.01.1997
Sahip olduğum inancı kaybediyorum
Geçmişte yaptığım hatalara bakarakKaybolmuştum ama artık değilim
Beni tutacak kişiyi buldum
İncinmiştim ama artık acımıyor
Bunları unutturacak kişiyi buldumİşleri kötü hâle getirdiğimi biliyorum
Ve bunu yapmaya devam edeceğimi de biliyorum
Her geçen gün içten içe öldüğümü düşünüyordum
Seninle bunun değişeceğini biliyorumD. M.
50 bölüm oldu, ciddi ciddi yarıladık hikayeyi 😿😿
ŞİMDİ OKUDUĞUN
100 letters | dramione
FanfictionHermione Granger ve Draco Malfoy. Onların aşkı bir imkânsız gibi görünüyordu ama bunu umursamadılar. Gözlerden uzak bir şekilde yaşadılar. Onlar, aşklarını 100 mektubun içinde yaşadılar. Yayımlanma Tarihi: 6 Temmuz 2020