Medya Bulut
Hadi bismillah diyerek giriş yapıyorum. Smut sahneler olacak, herkes okur ama gene de uyarayım istemeyen okumasın sonra bıdı bıdı yapmayın.
Başlama tarihinizi şuraya fırlata bilirsiniz ben başlatıyorum.
09.05.2020İi okumalar
...
Yanlış kişiye aşık olmak; kaderin sizinle oynayacağı en büyük oyunudur.
Birini seversiniz ve sonunda ona sarılıp mutlu olamayacağınızın farkındasınızdır. Bir süreden sonra özlemek yaşamda edindiğiniz alışkanlık haline gelir.İçinizdeki kaçınılmaz özlemin yoğunluğu o kadar çoğalır ki artık bu yükün altında ezilmeye başladığınızı fark edersiniz.
Karşılıksız aşk insanı öyle bir duruma getirir ki onun yaptığı her haraketten bir anlam çıkarmaya çalışırsınız. Bazı anlar olur, aldığı nefesi bile kıskanır paronayak olursunuz. Ama herşeye rağmen sessiz kalmak zorundasınızdır.
Yaşadığınız sessizliğin hakkından gelemezsiniz. Attığınız her çığlık zihninizin duvarlarında sıkışır kalır. Sessizliği bozabilen tek şey onun sesidir. Zaten onun sesi de hiç bir zaman size ulaşmaz.
Saçmaydı işte benim ona aşık olmam kadar saçmaydı sevgi denilen şey.Bulut. O benim hem çocukluk aşkım, hem de ilk aşkımdı. 5.sınıftan beri her zaman aynı okulda olmamıza rağmen bir kere bile konuşmamıştık. Onu ilk kez maç oynarken görmüştüm.
Erkek arkadaşlarıyla futbol oynarken ben kız arkadaşlarımla yakalamaç oynuyordum. Önümde tam hız koşan kızı yakalamaya çalışırken küçük gövdelerimiz birbirine çarpıp yerle bir olmuştu. O zamanlar çok iyi yetiştirilmiş, herkes tarafından sevilen, kibar bir çocuk olduğundan, hemen yerden kalkıp minik elini bana uzatmıştı.
Masmavi gözlerine bakarken büyülenmiştim sanki. Sıkıca elinden tutup ayağa kalktığımda sadece yüzüme gülümseyerek bakmakla yetinip hiç konuşmadan arkadaşlarının yanına geri dönmüş ve oyununu oynamaya devam etmişti.
Benim ise aklımdan sadece gözlerinin ne kadar güzel olduğuyla ilgili düşünceler geçiyordu. Herşey böyle başladı işte.
O günden sonra her fırsatta onu izlemeye başladım. Gittiği her yere gittim, olduğu her ortam da bulundum. Sevdiği herşeyi bende onun kadar sevdim. Sevmediklerine ise ondan daha çok nefret besledim.Bir nevi onun hiç dönüp bakmadığı gölgesi oldum. Oysa bir kere kafasını çevirseydi, yalnızca bir kere baksaydı o güzel gözleriyle gözlerimin içine, görürdü belki de.
Ben gene sadece susardım, ama o okurdu gözlerimden ona olan aşkımı. Bir de utanç vardı zihnimin koşesine saklanmış olan.
En çok o yoruyordu beni. Küçüklükten gelen bir çekingenliğim vardı. İnsanlarla hiç bir zaman kendim olarak, rahat bir şekilde konuşamam. Hiç bir zaman şu, herkes tarafından sevilen, espiritüel komik ve her an gülen erkeklerden olamamıştım. Ben daha çok herkesin 'biraz daha enerjik ol' dediği kişilerden olmuşumdur.
Ama Bulut benim aksime herkes tarafından sevilen çocuktu. Asla egoist değildi. Sanırım o sadece fazla iyi birisiydi. Her zaman gülümserdi. Bir yerden geçerken illa ona selam veren birileri veya yanına gelen birileri olurdu. O bu sevgiyi ne kadar güzel ve gerçek bulsada ben bu düşünceye inanmıyordum.
İnsanlar sahteydi. Takındığı tavırlardan başla söylediği en küçük söze kadar, tamamıyla sahte. Size olan sevgileri bir hatanıza bağlıdır. He birde en iğrenci olan, yalan sevgililiklerine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulut▪︎BoyxBoy
Teen Fiction[TAMAMLANDI] İstediğiniz bir şeyi kırk kere tekrar ederseniz gerçekleşir diyorlar. Sanırım bu bir tür büyü aga BoyxBoy