Bulut▪︎BoyxBoy

4

İyi okumalar
...

Kelimenin tam anlamıyla iğrenç bir ortamdaydım. 5 erkek 1 kız olarak sahildeki çimenlerin üstüne oturmuş sohbet ediyorduk. Daha doğrusu ediyorlardı.
Ortamda bulunan tanıdığım kişi sayısı üçdü. Onlar da Bulut, Ahu ve geçen gün kafasına futbol topunu attığım Oğuz.

Sırtımı ağaca yaslamış, yorum yapmadan konuşulanları dinliyordum. Zaten pek de dikkatimi çeken bir konu değildi. Okuldaki kızlara 1 den 10 kadar güzelliklerine göre puan veriyorlardı.

"Alp gerizekalı mısın o kıza 4 verilir mi amına koyayım. Kız 10 üzerindem 1000 lan."

"Alla alla ben beğenmiyorum kızı belki."

"Şaşısın."

"Höö!" Ettikleri gereksiz sohbete göz devirdim. Saçma olan kısmı ise Ahu'yu da muhabbet baya sarmış gözüküyordu.
Az önce Oğuzun saçını yolmaya çalıştı sevdiği bir kıza çirkin dediği için. Gözlerim ait olduğu yeri buldu. Bulut sadece susup sırıtmakla yetiniyordu.

"Birazdan Eda gelecekmiş. Kızın yanında şu mal muhabbeti kesin." Bulut'un konuşmasıyla herkes ona döndü. İçlerinde isminin Alp olduğunu öğrendiğim çocuk bir anda kahkaha attı.

"Ahu'yu kızdan saymıyorsun herhalde gerizekalı." Yüzüme küçük bir gülümseme geldi. Ahu'yu gıcık etmeleri fena hoşuma gidiyordu. Çünkü yakın arkadaş olmak bunu gerektirir.

"Lan Ahu bizden artık, kankimiz."
Alp ahu'ya öpücük atıp yumruğunu uzattı.
Ahu yumruğuna yumrukla karşılık verirken geniş geniş sırıtıyordu gene. Keşke bir kere çikolata şelalesi yaptığını görselerdi. Gene böyle konuşurlarmıydı acaba.

"Ben bu kadar güzel bir kıza kankim deyip şansımı kaybedemem amk kusura bakmayın." Berk'in Ahu'ya açık açık yürüdüğünü görünce kaşlarım çatıldı.
Kolumu Ahu'nun omuzuna atıp kendime çektim.

"Sikerim şansını düzgün dur." Alp ve oğuz aynı anda haykırmaya başladılar. Bense soğuk gözlerimi berk'in üzerinden çekmiyordum.

Hiç konuşmuyorum diye beni gavat sandılar herhalde.
"Ohaaa suskun yavrumuz konuştu." Kaşlarımı iyice çattım.

"Berk mal mal konuşma dön önüne." Bakışlarım Bulutu buldu. Sinirli ifadem kendi kendine kaybolurken gülümsememek için zor tuttum kendimi.

Beni savunuyor birde. Yerim o beni savunan ağzını.

"Ne dedim sanki amk." Bakışlarım tekrar sertleşti. Ahu oturduğu yerde kolunu belime sarıp kafasını iyice boynuma yasladı.
Bende çenemi kıvırcık saçlarına daldırdım ve gözlerimi kapattım.

"Siz sevgili misiniz ?"

"Hay-"

"Selaaam!" Sözlerim ince bir sesle yarım kaldı. Daire olarak oturduğumuz çimenlerin tam ortasına yerleşen süslü püslü kızı görmemle göz devirdim.

"Hayır değiliz."

Gelmişti yapmacıklık kraliçesi
"Bu ne amına koyim?" Ahu kafasını kaşdırıp bana baktı.
"Böcek." Kıkırdayarak göğsümden kalktı.

"Selam."

"As."

"Selam."

"Niye geldin sen ya?" Herkes selam verirken, oğuzun ters ters cevap vermesiyle şaşkın bakışlarım ona döndü.

"Oğuz!" Bulut sert bir sesle Oğuzu uyarınca, Oğuz göz devirip çimenlere yattı.
"Benimle muhatap olmayın bu şivava gidene kadar." Ahu'yla aynı anda kahkaha attık. Şivava güzel bir isimdi, kıza da tam oturmuştu şimdi ne yalan söyleyeyim.