10. Bölüm

20K 1K 443
                                    

Veee lgs'nin bitmesi adına upuzun bir bölümle sizlerleyim hdşsjkdsş
Umarım sınavınız güzel geçmiştir benim ortaydı ama olsun :-)

"Dolunay, hani sana küçükken annemizin anlattığı hikayeler vardı ya,"

"Evet hatırlıyorum, şu vampirler, kurtadamlar , şeytan, melek ve diğer varlıklarla alakalı olan hikayeler... Nolmuş onlara?"

Aklıma gelen şeyle birden ayağa kalktım. Bu gerçek olamazdı değil mi? Bu mümkün değil, çok saçma!!

"H-hayır bu olamaz!! Siz delirmişsiniz, b-bu çok saçma ya bana şaka yapıyorsunuz ya da bunların hepsi rüya.... Evet hepsi rüya"

Abim gözlerimin içine üzgün bir şekilde bakıyordu.

"Dolunay... Biliyorum sana bu olanlar tuhaf gelebilir ama bunlar gerçekler, burada büyümüş olsaydın normal gelirdi ama sen insanların içinde büyüdün... Yiğit'in ve diğerlerinin sana tuhaf gelmesinin nedeni bu biz...Biz insan değiliz sende değilsin hatta iki tür taşıyorsun, Omzunda ki izde bunu gösteriyor üzgünüm ama buna alışmalısın."

"H-hayır, hayır siz yalan söylüyorsunuz bunlar gerçek değil"

Bana sadece şaka yapıyorlar ya da burada ki herkes şizofren.

Kapıyı çarparak dışarı çıktım ve ormana doğru yürümeye başladım, bunların hiç biri gerçek değil,

Annemle abimin arkamdan geldiğini biliyordum, annem bana sesleniyordu ama ben onu duymuyordum.

Sanki dünyayla iletişimimi kesmiştim sadece dümdüz ve ormana doğru yürüyordum nereye gittiğim umrumda değildi sadece buradan uzaklaşmak istiyordum.

Bir yarım saat yürüdükten sonra küçük bir göl göründü.

Gölün kenarına gidip oturdum ve kendi yansımamı sudan izlemeye başladım.

Ben şuanda rüyada mıydım? Yoksa gerçeklikte mi? Kafam çok karışıktı doğru düşünemiyordum.

Gözümden bir damla yaş aktı... Sen gel 17 yıllık hayatının gerçek olmadığını ve saçma sapan varlıkların aslında gerçek olduğunu öğren. Ve seni yalanlarla büyütsünler...

Nasıl bir tepki vereceğimi bilmiyordum, yanlızdım, bana yardım edecek kimse yoktu, yanımda kimse yoktu, bana bunların gerçek olmadığını söyleyecek kimse yoktu...

Ağlamam şiddetlenirken etrafı siyah bir sis sardı, irkilip başımı kaldırdım ve etrafıma baktım sadece yere yakın yerlerdeydi, yakınımda da kimse yoktu.

Birden biri konuşmaya başladı, sesi fazla erkeksiydi ve korkutucuydu.

"Küçük bir kızın bu saatte ormanın derinliklerinde dolaşması çok tehlikeli değil mi?"

Etrafıma bakıyordum ama sesin kimden geldiğini bulamıyordum, sonunda daha çok endişelenip ayağa kalktım ve tanımadığım kişi tekrar konuşmaya başladı.

"Birde benim bölgemde dolaşması, cesaret ister..."

Birden ağaçlarda haraketlenme oldu, yere biri indi tam önümde durdu simsiyah ve çok büyük kanatları vardı, saçındada iki tane boynuz, tahminen 20 yaşlarındaydı, kahverengi saçlı, mavi gözlüydü.

Birden gelmesiyle ve tuhaf görünüşüyle korkup geriledim ama bir ağaç dalına takılıp yere düştüm.

"N-nesin sen??"

Bana yukarıdan soğuk ve sırıtarak bakıyordu ama bu sırıtmanın iyi olmadığını gören herkes anlardı.

"Ben mi? Ben şeytanım bebeğim, aslında buralarda tanınırım ama sen yabancı gibisin"

Gözlerini benden ayırdı ve içine büyük bir nefes çekti.

"Asıl sen nesin?" Dedi

Bana artık sırıtarak değil çok ciddi bir şekilde bakıyordu.

"B-ben insanım"

Dediğimle gülmeye başladı.

"İnsan mı? Emin ol insan olsan öyle kokardın ve çoktan ölmüş olurdun bebeğim. "

Uzaktan güçlü bir kurt uluması geldiğinde başımı oraya çevirdim abimlerin oradan geliyordu.

"Doğu sürüsü alfası sinirli gibi"

Ulumanın geldiği yere kısa bir bakış atıp tekrar bana döndü.

Gözleri bu sefer omzumdaydı izimin olduğu yere bakıyordu.

"Koruyucu... Senin burada olmaman gerekiyor türlerimizi tehlikeye atıyorsun." Bunu sinirli söylemişti.

"Alfanın neden sinirli olduğunu şimdi anladım."

Yanıma geldi ve kolumdan tutup beni kaldırıp sağ kanadının altına aldı.

"Kokunu gizlememiz gerekiyor yoksa seni bulabilirler."

Geldiğim yöne hızlı bir şekilde yürümeye başladık.

Bu yaşananlar sırasında konuşamıyordum, boşluğa bakıyordum, bu olanlara kesinlikle alışamayacaktım.

Sonunda kasabaya geldiğimizde büyük siyah bir kurt karşımıza çıktı.
Artık şaşırmıyordum, tepkide veremiyordum kabullenmiş gibiydim ama alışamamıştım.

Büyük siyah kurt arkasında kızıl iki tane kurtla hırlayarak buraya geliyordu.

Siyah kurt önümüzde durduğunda şeytan beni bırakıp konuşmaya başladı.

"Daha dikkatli olmalısın Alfa, şanslısın ki onu benim bölgemde buldum yoksa olacakları sana söylememe gerek yok"

Büyük siyah kurt bana yaklaştı ve burnunu koluma sürttü. Artık onun abim olduğunu anlamıştım.

Başımı suçluymuş gibi önüme eğdim ve büyük kulübeye yürüdüm.

Bütün kasaba yine burayı izliyordu. Ece yanıma geldi ve benimle birlikte kulübeye yürüdü. Sessizce yanımda yürüyordu. Şeytanında gittiğine emindim.

Karşıktı, olayların hepsi çok karışıktı alışamıyordum, anlam veremiyordum ve tek çarenin zaman olduğunu biliyordum...

...........

CeylinnasAltintas Bu seferde soruların cevap bulmadıysa yok artık jfkdldlfdl

Lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın dostlarım :-)

Dolunayın AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin