Ben geldimmm. Nasılsınız bebeklerimmm umarım iyisinizdir. Bu bölümde aşırı pis bir u dönüşü var o yüzden lütfen bana sövmeyin kdnkxndmd. Neyse spoi vermeyeyim.
İyi okumalarrrr 💕💕
Mert'e gözlerimi kısarak baktığımda gülmeye başladı. "Sanırım iyi bir ağırlama olmamış" dediğinde derin bir nefes aldım.
Olduğum yere kapıyı açarak girmiş sonrada kapıyı arkasından kapatmıştı. Biraz korkmuyor değildim ama beni öldürecek hali yoktu ya... Yoktu değil mi?
Ela ve abisi gözlerini ayırmadan burayı izliyorlardı. En azından onların yanında bir şey yapmaz diye umuyordum. Ummaktan başka çaremde yoktu zaten.
Mert'in bana yaklaşmasıyla olduğum yerden kendimi geri çektim. Ayağım çok acıyordu, zaten yerden kalkamıyordum üstüne Mert'in buraya doğru gelmesi hiç iyi olmamıştı.
Dudaklarını büzdü ve kanatlarıma kısa bir bakış attı. Sonrada gözlerini tekrar yüzüme çevirdi. "Avcıların kusuruna bakma bazen biraz sert olabiliyorlar"Dedi.
Tek kaşımı kaldırdım ve ona sorar gözlerle baktım."Biraz mı?" vücudumda ki yaralardan bahsettiğimi anladığını umuyordum.
Sırıttı ve kafasını hafifçe sağa yatırdı."Savaş seni koruyamamış anlaşılan" Dedi ve yürümeye başladı.
"Kimsenin korumasına ihtiyacım yok" dediğimde sanki çok komik bir şey demişim gibi gülmeye başladı.
"Sen bilirsin küçük kız" yanıma geldi ve dizlerinin üzerine çökerek gözlerinin içine bakmamı sağladı. "Biliyor musun" Dedi ve yavaşça yüzümü inceledi. "Bazen keşke Savaşa bağlı olmasaymışsın diyorum"
Gözlerimi kıstım ve bakışlarımı yüzünden çektim. "Bu senin için iyi olurdu ama çok geç" Elini çeneme uzatarak başımı kaldırdı. Gözlerimiz kesiştiğinde bakışlarında ki zafer parıltısını gördüm. "Akşam gözlerinde ki hayal kırıklığını görmek için sabırsızlanıyorum" Elini çekti ve ayağa kalkarak kapıya ilerledi. "İşte o zaman kendi ayaklarınla bana geleceksin koruyucu"
Mahzenden çıkana kadar konuşmadım. Sonra da rahat bir nefes aldım. Bir şeyler zırvalamıştı yine. Akşama kadar burada olacağımı kim söylemişti? Sırıttım. Ya Savaş beni kurtarmaya gelecekti ya da kendi çabamla buradan çıkacaktım.
Üzgünüm Mert ama akşam gözlerimde ki hayal kırıklığı yerine zafer parıltıları görecektin. Ya da bir saniye üzgün değilim.
Gözlerimi Elaya çevirdim ve gülümsedim. "Her şey güzel olacak" diye fısıldadım içimden. "Buradan çıkacağız birlikte"
Ela anlam vermez gözlerle bana baktı. "Bağlı olduğun kişi Savaş mı?" dediğinde başımı salladım.
Abiside araya girdiğinde onuda onayladım. "Bizim Savaş, şu şeytan olan"
"Yok artık" Ela gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. "Söylemiştin ama inanmamıştım" Dedi ve ayağa kalktı. "Eee ne bekliyoruz? Buradan çıkmak için uğraşacak mıyız yoksa ölene kadar burada mı kalacağız?" Gülümsedim.
Abiside onunla birlikte ayağa kalktı ve parmaklıkları tuttu. "Buradan çıkacağız kardeşim, yine anne ve babamızı göreceğiz" Dedi ve parmaklıklardan elini uzatarak Ela'nın elini tuttu. Bu tabloyla içime bir umutta doğmuştu.
"Bu arada adımı söylemeyi unuttum sanırım" Ela'nın abisi konuşmaya başladığında ona baktım. "Ben Alp" gülümsedim.
"Bende Dolunay" dedim ve ayağa kalkmaya çalıştım. Bir kaç denemede başarısız oldum ama sonra dengemi sağlayabildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunayın Altında
FantasyHiç bilmediğiniz bir yerde, tanımadığınız varlıkların arasında bir şeytana bağlı olduğunuzu öğrenseniz, ne yapardınız? Üstelik tüm varlıkların soyu sizin elinizde olsa... Asıl soru, siz hiç bir şeytana sonunu bile bile aşık oldunuz mu? Onun ateşinde...