30. Bölüm

14.2K 866 253
                                    

Geldimmm. Nasılsınız bebeklerimmm 💕 💕

İyi okumalarrr ❤❤

Savaş, karnının sağ tarafını tutup dizlerinin üzerine düştüğünde nefes alamadım. Yerimde donup kalmıştım. Etraf birbirine girmişti ama benim bakışlarım tek bir noktadaydı. Yanına gitmeliydim, ona yardım etmeliydim. İyi olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı...

Dolu gözlerimi soğuk metali tutan avcıya çevirdim. Gördüklerinden memnunmuş gibi sırıtarak yerde acı çeken Savaşa bakıyordu. Bir şeyler söylüyordu ama onu duyamıyordum.

Yavaşça yutkundum ve gördüklerimi idrak etmeye çalıştım. Omzumda endişeli bir el hissetmemle korkarak arkama baktım. Ece endişeli gözlerle bana bakıyordu.

"Dolunay..."  dedi ve duraksadı. Gözleriyle etrafı taradı. "Buradan gitmeliyiz" kolumdan çekiştirerek beni ormana sürüklüyordu.

Başımı olumsuz anlamda salladım ve kolumu ondan kurtardım. "Hayır, onun yanına gitmeliyim Ece" dolu gözlerimden bir damla yaş yere düştü. "O...onu orada bırakamam, yardıma ihtiyacı var"

Başını olumsuz anlamda salladı. "Biz bir şey yapamayız Dolunay" Gözlerimin içine baktı. "Onlar Avcı"

Daha fazla duramazdım. Zaman kaybediyordum. Bir şey demeden arkamı döndüm ve etrafı taradım. Onları göremiyordum. Hızlıca olduğum ağacın arkasından çıktım. Etraf kan gölüne dönmüştü. Acımasızca,  bilmediğimiz silahlarla saldırıyorlardı.

Gözüm bir yere takıldığında yutkundum. Oradaydı, iki Avcı kollarından tutmuş onu yere sabitlemişlerdi. Üstü kan olmuştu, yüzünde de bir kaç sıyrık vardı.

Hiç düşünmeden yanlarına ilerlemeye başladım. Etrafıma bakmıyordum. Bakışlarım sadece ondaydı.

Etrafa bakmadığım için yanımda neler olup bittiğini bilmiyordum, bir kurdun bana çarpmasıyla onunla birlikte yere düştüm. Hızla kalkmaya çalıştım ama canım acıyordu.

Yüzümde çizikler olduğunu hissediyordum. Gözlerimin kararmasıyla, yerimden kalkamadım. Başımı yavaşça kaldırdığımda bir çift bot görmemle yutkundum. Avcı...

"Bir melek" dediğinde dudaklarımı ısırdım. "Lider bunu görmek isteyecektir" Gözlerim kocaman açıldı. Bir kerede başımı belaya sokmasam olmazdı sanki.

Ben daha ne olduğunu anlamadan kolumdan tutup beni kaldırdı. Canımın acımasıyla ağzımdan kısık bir inleme kaçmıştı. "Bırak!"

"Olmaz küçük kız" Dedi ve beni Savaşların olduğu yere sürüklemeye başladı. "Benimle geliyorsun"

Elinden kurtulmaya çalışıyordum ama çok sıkı tutuyordu. Ona vurmamda işe yaramıyordu. Son çare olarak abimi bulmaya çalıştım ama etrafta gözükmüyordu.

Öne doğru ani bir şekilde savrulmamla dişlerimi sıktım. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm kişiyle kaşlarımı çattım. Bu Savaşa zarar veren avcıydı...

Bana çok acımasız bir şekilde bakıyordu. Yüzünün bir tarafındaki pençe izi onu çok ürkütücü gösteriyordu. Biran için irkildim ve kendimi geriye ittim. Hala daha yerdeydim ve etrafımda bir çok Avcı vardı.

Kafamı sağa çevirmemle Savaşı gördüm. Hiç iyi gözükmüyordu, yüzü çok solgundu. Bakışlarım karnının sağ tarafına indi. Çok kan kaybetmişti,  tişörtü hep kan olmuştu.

Onu böyle görmek canımı çok yakıyordu.

"Savaş" Dedim fısıltılı bir sesle. Bakışları yerdeydi. Sesimi duymasıyla kafasını kaldırdı. Çaresizce bana bakıyordu.

Dolunayın AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin