16.BÖLÜM: CEZA

352 109 54
                                    

16.BÖLÜM:CEZA
'Deliyim evet ama deli olduğunu kabul edecek kadar akıllı bir bireyim.'

ÖYKÜNÜN ANLATIMIYLA

Uyuyamayacağımı bilmeme rağmen yatakta bir sağa, bir sola dönüp duruyordum. Artık buradan gitmek istiyordum. Yemin ederim huzurla uyuduğum tek bir gün bile yoktu.  Hayatımda hep bir sorun, hep bir aksiyon, hep bir sıkıntı oluyordu.

Tam bir deliği kapattım derken başka bir yerden patlak veriyordum artık. Tam her şey düzeldi, hayatım yoluna girecek diyorum, sadece dememle kalıyorum. Daha ne kadar böyle devam edecek? İsyanda etmiyorum ama bir taşın altına daha elimi koyacak gücüm kalmadı. Ailemi hatırlatan her yerden gitmek istiyorum ama bir o kadar kalmak istiyorum, çünkü onlar bana huzur veriyor. Benim onların yanında olmam lazım. Bursa'ya gidip onlara veda etmem lazım.

Evet, evet gitmem lazım.

Kapımın açılmasıyla oraya döndüm. Orta yaşlarda bir kadın girmişti içeri. Kahvaltı tabağını bana uzattı. Ben ne olduğunu anlamadan kadın çıkmıştı bile. Çok fazla acıkmıştım. Kahvaltı tabağımı incelerken bir şey çarptı gözüme. En sağda duran küçük bir nottu bu. Hiç tereddüt etmeden açtım kağıdı.

'Beyaz en çok sana yakışır,
Aynı güller gibi.
Tek bağın olsa bile onuda alırım.
Son nefesin ben olurum.
Karla kaplı bembeyaz bir bahçe,
Üstünde karanfiller.
Bu sorunu tek sen çözersin,
Aklın başına gelirse.
kapıyı kurtul artık.
Burada herkes seninle.'

Neydi şimdi bu bir bilmece mi? Çözmem falan mı gerekiyordu?
Ne saçma bir bilmece. Neyse bir ara düşünürdüm bu bilmeceyi.

Aç mıydım? Aç olmasam bile bu yemeği yemek zorundayım.

Yemeğimi bitirmemle birlikte içeri Güneş Hoca girdi.

"Günaydın Öykü." dedi tatlı bir ses tonuyla.

"Günaydın Hocam." dedim zar zor tebessüm ederek.

"Sana çok güzel sürprizlerim var." dediği an içeri birileri girmeye başladı.

"Ya diyorum Öykü beni daha çok seviyor."

"Ne saçmalıyorsun beni daha çok seviyor."

"Kızım deli misin ben varım burada."

"Ay bi git başımdan be."

Beste ve Ömer içeri kavga ederek girmişlerdi. Onların bu halini bile özlemiştim. Hemde çok fazla. Gözümden bir damla yaş gelmesiyle hepsi birlikte üstüme atladılar.

"Ağ ölüyorum." diye bir ses çıktı. Bu ses benden mi çıkmıştı şimdi.

"O ne gı." dedi Ömer, üstümden hepsi inerken. Hepimiz aynı anda gülüşmüştük.

"Özlettin kendini," dedi Nisa.

"Bende sizinle olmayı özledim," dedim.

Neredeyse yarım saat icinde koca bir dünyayı feth edecek kadar konuştuk. Bu bana gerçekten çok iyi gelmişti.

"Evet çocuklar. Öykü'yü yalnız bırakın artık. Birazdan taburcu edeceğiz. Siz arabaya geçin biz geliyoruz," dedi Güneş Hoca sakin ve otoriter sesiyle.

~•AKIL HASTANESİ•~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin