3. BÖLÜM:AY TENLİ AŞIK

1.1K 321 467
                                    

3.BÖLÜM:AY TENLİ AŞIK
"Ben seste kendimi kaybetmek istiyordum."

Gözlerimi açtığımda karşımda duran beyaz önlüklü adam bana sıcak bir gülümsemeyle baktı. İlk önce nerede olduğumu idrak etmeye çalıştım. Hastanede olduğumu birkaç saniye sonunda anlamıştım zaten. Doktor başucumda duran seruma bir iğne yaptıktan sonra odaya annemler girdi.

"Öykü'm iyi misin?"

"Nasılsın babacığım ağrıyan bir yerin var mı?"

"İyiyim. Bir şeyim yok. Kafam ağrıyor sadece"

Annemle babam art arda sorular sorup duruyordu. İçeri Elif ve Ali'nin girmesiyle sessizlik oluştu.

"Öykü özür dilerim üstüne gelmemem gerekirdi gerçekten çok özür dilerim." dedi Ali.

"Senin bir suçun yok ki Ali. Sadece ben... ben... işte boş ver." dedim konuyu uzatmayarak.

Babam doktorla konuşmak için dışarı çıktığında Elif yanıma gelip sıkıca sarıldı.

"Hastayı daha fazla yormayalım 2 saate taburcu olur." dedi doktor sevecen tavrıyla.

Ali ve Elif dışarı çıkarken annem kulağıma eğilerek "her şey burada bitmedi küçük hanım, eve gidince ne olduğunu soracağım sen de tek tek anlatacaksın!" Sesi o kadar sert çıkıyordu ki sanki benimle değil de düşmanı ile konuşuyor gibiydi. Korktuğu çok belliydi.

Ben de çok korkmuştum. Aklım hâlâ almıyor nasıl? Yani nasıl? İki haftada her şey çok değişmişti! Sanki kendiliğimden çıkıyordum?

Kendimi toparlamam lazımdı benim artık, iyi bir şekilde düşünüp hareket etmem lazımdı. Hâlâ Elif ve Ali'nin bana eşek şakası yaptığını düşünüyordum orası ayrıda.

Her şey çok garipti iki yılda zar zor toparladığım hayatım tekrar mahvoluyordu. Yapmam gereken sadece ama sadece kendimi toparlamam lazımdı.

Elime telefonu aldığımda kendime gelmek için şarkı açtım.

Kulaklarımı Cem Adrian'ın şarkısı kapladı.

''Göz yaşına dök yağmuru'' diyordu şarkı.

''Düş uçacak bahara doğru'' diye devam ediyordu.

''Yollar açılıp konuşacak,

Mutlu edeceğim yokluğunu.''

Biz aslında bir yoktuk, bir hiçtik. Mutlu olmak istiyorduk belki. Yokluğumuzu yani kendimizi mutlu etmek istiyorduk. Cem Adrian şarkısında resmen beni anlatıyordu.

Sonra devam etti şarkı coşkuyla.

"Huyumdur hep ölürüm

Nice aşklara bölünürüm

Ayımdır hep tutulurum

Nice ışıkla korunurum" bu sözler kulağımda yankılanırken aklıma o çocuk geldi. Kim olduğu ne olduğu belli olmayan bir çocuk.

Belkide o da gördüğüm halüsinasyonlar biridir. Kim bilebilir ki. Belkide hayatımın dönüm noktası o çocuk olacaktı.

''Hüzün kovan kuşu gelmiş

Gecenin yanağına konuvermiş

Ay tenli âşık şarkıma karşılık vermiş...''

Ay tenli âşık!

Ay tenli âşık!

Ay tenli âşık!

Gördüğüm çocuk ay tenliydi. Gözleri gözlerime değmişti çocuğun. Masmavi gözleriyle bakmıştı bana. Sakinleşmek adına gözlerimi ve telefonumdaki şarkıyı kapatarak geriye kalan 1.30 saatin geçmesini umdum...

~•AKIL HASTANESİ•~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin