20.Bölüm "Son Umut"

310 24 56
                                    

[4 AY SONRA]

(Jenny'nin Ağızından.)

4 ay geçmişti. Jerome'suz tam 4 ay....Jerome hala komadaydı, Jeremiah ise gerçeği öğrenince öfke nöbetleri geçirmeye başladı. Bunun için ilaç kullanmaya başladı hatta....Ecco ve ben onun hep yanında olmaya çalışıyorduk ama Jeremiah genelde kendisini odaya kapatıp kimseyle konuşmak istemezdi.

Bu sabah yine her gün olduğu gibi hastaneye Jerome'un yanına gidecektim. Komada olduğu için yatmaktan oluşan vücudunda ki yaraları temizleyecektim. Gitmeden önce Jeremiah'yı kontrol etmek için odasına gittim. Jeremiah uyuyordu ama göz altları kızarmıştı ve yüzünde gözyaşı izleri vardı.

Jeremiah'nın yanına yaklaştım ve alnına bir öpücük kondurdum. Odasından çıktığımda mutfakta olan Ecco'yu gördüm.

"Günaydın Ecco...." Dedim.

"Günaydın Jenny, Jeremiah uyandı mı?" Diye sordu Ecco.

"Hayır uyanmamış. Ve....Gece yine ağlamış sanırım...." Diye cevap verdim.

Derin bir sessizlik oldu. Ecco'nun gözlerinde ki üzüntüyü görebiliyordum. Sevgilisinin bu halde olması onu çok üzüyordu. O günden sonra düzenimiz çok bozulmuştu. Güçlü Jeremiah gitmişte sanki yerine daha üzgün ve çocuksu Jeremiah gelmiş gibiydi....

"Ecco, ben hastaneye gidiyorum." Dedim sessizliği bozmak için.

"Peki, dikkatli ol." Dedi Ecco.

"Olurum." Dedim ve kapıya yöneldim. Labirentten çıktığımda yürümeye başladım. Eskiden ilginç gelen Gotham sokakları şimdi hiçbir şey ifade etmiyordu benim için. İçimde fırtınalar kopuyordu, son 4 ay da hissettiğim tek şey üzüntüydü. Gülmeyi unutmuştum sanki.

Jerome'un doktoru, Jerome'dan umudunu kesmişti. Ama ben onu dinlemiyordum, abimin uyanacağını biliyordum. Ve uyanacaktı da. O bizi bırakmazdı.

Hastaneye vardığımda orada olan James Gordon'ı gördüm.

"Hey, James. Eğer Jerome uyandığında onu tutuklamak için buradaysan s*ktir olup gidebilirsin." Dedim sahte bir şekil de gülümseyerek.

"Jenny, sakin ol. Bunun zor olduğunu biliyorum ama kabul et artık. Jerome uyanmayacak." Dedi James. O an bütün damarlarımda ki kan köpürdü sanki.

"Kes sesini şerefsiz. Jerome uyanacak ve hepiniz donup kalacaksınız! O p*ç kurusu doktor da sen de!" Dedim ve Jerome'un yanına gittim.

Jerome hala o koma yatağında hareketsiz yatıyordu. Yanına yaklaştım ve elini tuttum.

"Merhaba abi....Ben geldim...." Dedim ağlamamak için kendimi zor tutarak.

"Biliyor musun abi? Doktor ve o aptal Jim senden umudu kesti. Ama ben biliyorum sen uyanacaksın. Sana çok ihtiyacımız var abi. Jeremiah ağır bir depresyonda, ilaç kullanıyor....Ecco ve ben yanında olmaya çalışıyoruz ama onun bize değil, sana ihtiyacı var. Benim de öyle, sen bu koma yatağına girdiğinden beri her şey çok anlamsızlaştı. Hissettiğim tek şey üzüntü. Jeremiah'nın yanında kendimi tutuyorum ama geceleri hep ağlıyorum. Seni çok ama çok özledik abi. Uyan artık ne olur...." Dedim gözlerimden düşen yaşlarla.

Jerome'a baktım belki uyanır diye. Ama olmadı....Jerome yine uyanmadı....Umutsuz bir şekil de üzülerek Jerome'un vücudunda ki yaraları temizledim. Daha sonra Jerome'un o güzel kızıl saçlarına bir öpücük kondurdum.

"Biliyorum uyanacaksın. Sana çok ihtiyacımız var abi...." Diye fısıldadım kulağına.

Daha sonra oradan çıktım. James'in yüzüne bile bakmadan hastaneden de çıktım. Biraz kafamı dinlemek için deniz kenarına gitmeye karar verdim. Gittiğimde bir taşa oturdum ve denizi izlemeye başladım.

Jenny Valeska 🎡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin