Çizgi

784 96 213
                                    

Herkese merhaba! 5K bölümle geldim, satır aralarında yorumlarınızı eksik etmeyin olur mu? İyi okumalar!

Bölüm Şarkısı: Troye Sivan-Talk Me Down
-

Güneş pencereden içeri  girip Jungkook'un masum bir bebek gibi uyuduğu yatağa misafir olduğunda genç adam gözlerini usulca aralamış , yatakta hafifçe doğrulmuştu. Kömür karası gözlerini ürkekçe odada gezdirirken bakışları duvardaki saate takıldığında "Ne çok uyumuşum." diye mırıldanmış, ardından terk etmeye kıyamadığı yatakta uyuşuk hareketlerle gerinmişti.

Gözleri yatağın hemen karşısında duran aynadaki yansımasını bulduğunda yüzüne bir karabasan gibi çöken yaralarla acınası gözükse de hiç olmadığı kadar mutlu olduğunu hissetmiş, masum bir gülümseme misafir olmuştu o güzel yüzüne genç adamın.

Hayatının çok saçma bir dönemindeydi fakat alışkındı böyle durumlara. Bir şekilde çaresine bakacağından emindi Jungkook. "Bir süre çocuklarda kalırım." diye mırıldandı üzerindeki kıyafetleri incelerken. Dün gece onlardan haber alamasa da konuştuklarında hiç tereddüt etmeden evlerini ona açacaklarından emindi Jungkook. Koskoca hayatında sorgusuz sualsiz güvenebildiği yalnızca iki arkadaşı olmasına biraz üzülse de onlara sahip olduğu için mutluydu Jungkook.

Gözleri tekrar aynadaki yansımasına kaydığında istemsizce kıyafetlerini incelemeye koyuldu Jungkook. Üzerindeki sweatshirtü öğretmeninin kokusunu alma ümidiyle kaç kez koklamıştı bilmiyordu bile.

Derin bir nefes alıp yatak başlığına yaslanırken dün gecenin anıları birer birer uyanmaya başladığında yanaklarını ele geçiren sıcaklığı hissetmiş, odada kimse olmadığı halde utangaç bir çocuk gibi yüzünü saklayarak gülümsemişti masum genç.

Cesaretini toplayıp öğretmenini öptüğü o anı bir dakikalığına olsun aklından çıkarmasına izin vermiyordu en güzel çiçeklerini filizlendiren o narin kalbi. Masum bir öpücük nasıl da yerini sabırsız dokunuşlara bırakmıştı öyle. Nasıl yüzüne bakacaktı şimdi öğretmeninin? Ne zaman gitmişti acaba yanından?

'Söylediği gibi koltukta uyumuş olmalı.' Diye düşündü genç olan. Ölesiye korkuyordu zavallı. 'Ya yine olanların bir hata olduğunu söylerse?'

Zihninde yankılanan tüm olumsuz sorulara rağmen sanki yıllardır bu anı bekliyormuş gibi dudakları birbirini özlemle kucaklarken birbirlerine nasıl dokunduklarını hatırladıkça kalbi deli gibi çarpıyordu Jungkook'un. Oda arkadaşının tacizine maruz kaldığı ve sonunda yumruk yumruğa kavga ettikleri gecenin sonu öğretmeninin koltuğunda kucak kucağa öpüşerek son bulmuştu. Hayatı bir film olsa ne tür bir film olacağını düşünmeden edememişti Jungkook anıları zihnine hücum ederken.

"Sanırım ben uyuduktan sonra gitmiş." diye mırıldanmıştı sessizce galaksileri yeniden misafir eden gözleri odada dolaşırken. Her ne kadar öğretmeninin temkinli davranışlarını anlayışla karşılasa da, o narin elleri saçlarında huzurla gezinirken hiç gitmemesini dilemişti Jungkook. Öğretmeni biraz daha fazla yanında kalsın diye uykuya direnmeye çalışsa da huzur dolu dokunuşlar çok geçmeden onu uykunun güvenli kollarına emanet etmişti.

Jimin sonunda kendine hakim olmayı başarıp Jungkook'a dinlenmesi gerektiğini söyledikten sonra bile arsızca öğretmeninden yanında kalıp o uyuyana kadar saçlarını okşamasını istediği aklına gelince istemsizce gülümsemişti Jungkook. Şanslıydı, öğretmeni onu kıramamış, sahiden de biricik öğrencisi uykuya dalana kadar usul usul okşamıştı beş dakika öncesine kadar şehvetle dokunduğu yumuşacık saçları.

Louder Than BombsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin