11.BÖLÜM "VİCDAN"

21.2K 709 70
                                    

SINIR 10 VOTE 15 YORUM.

"Nasıl erkek ya? Kız olması lazımdı," dedi Alyssa. Ben ise gülmekle yetindim. Alyssa hamileliğimi öğrendiğinden beri kızım olması için dua ediyordu ve şimdi bu durumdan çok mutsuzdu.

"Ama erkekmiş. Ben memnunum. Benim oğlum olacak ya." dedim ve daha belli bile olmayan karnımı okşadım. "Olsun. Kız olsaydı prenses gibi yetiştirecekti onu teyzesi," dediğinde gülümsedim. "Teyzesi oğlumuda çok güzel yetiştirir," dedim.

Yanıma geldi ve karnımı öptü. "Şu kadar söyleyeyim. Bugün yaptığı yaramazlığı doğduğu zamanda yaparsa, yeğenim falan dinlemem bir tane vururum." dedi. Güldüm ve, "Merak etme onu ben de yaparım." dedim.

"Ee hiç tekme atmadı mı daha?" dedi Mark mutfaktan buraya gelirken. Kafamı iki yana sallayarak, "Hayır. Daha kıpırdamadı. Selin zaten bir dört ayı falan bulur dedi." dedim.

"Ay Dolunay şaka gibi yirmi beş milimetrelik çocuğun var ya," dedi Alyssa. O sırada kapının çalmasıyla ayağa kalktım ve kapıya baktım. Kapı da Osman amcayı görmekle anlık bir şok yaşamda, "Buyrun Osman amca?" dedim.

Osman amca çok mahcup olmuş bakışlar atarken sanki ne diyeceğini bilemiyor gibiydi.

"Dolunay. Kızım şimdi daire altıdan ev sahibi Selma hanım aradı..." dedi ama devam ettiremedi. "Noldu Osman amca? Kötü bir durum mu var?" dedim. Başını olumlu anlamda salladı ve konuşmasına devam etti.

"Apartmanda böyle kızlar istemiyorum dedi. Evden çıkmanı istiyormuş," dediğinde yüzüm acıyla çarpıldı. "Nasıl kızlar istemiyormuş?" dedim gözyaşlarım gözlerimi yakarken.

"Şimdi sen, evlenmeden hamile kaldın ya. Sevgilinle de ayrılmışsınız. Valla kızım Selma hanımla konuşmayı çok denedim. Yapmayın etmeyim gebe kız ne yapar dedim ama dinlemediler." dedi.

Yutkundum ve zoraki bir şekilde gülümseyerek, "Tamam Osman Amca sağ ol. Ben ilgileneceğim." dediğinde başını salladı ve gitti.

"Ne demek evden atmak ya? Üç buçuk aylık hamile bir kızı sokağa atmak ne demek?" dedi Alyssa bağırarak.

Ayağıma spor ayakkabılarımı geçirdim ve, "Gidelim bakalım şunun derdi neymiş?" dedim ve evden çıktım. Hızla merdivenleri inerken öfkeme engel olabilmeyi diliyordum ama hormonlardan dolayı bu çok zordu.

Alyssa ve Mark arkamdan gelirken, ben çoktan daire altının önüne gelmiş kapıyı kırar gibi yumrukluyor ve zili çalıyordum.

"Kim o?" diye titrek bir kadın sesi duyduğumda sinirle güldüm ve, "İstemediğin tip kız. Aç kapıyı." dedim. Selma hanım bezgin bakışlarıyla kapıyı açtı ve iğrenir gibi bana baktı.

"Ne var yine?" dediğinde tekrar sinirle güldüm ve, "Siz çok iyi biliyorsunuz Selma hanım." dedim. Etrafa göz gezdirdiğimde, Alyssa ve Mark'ın tüm apartman sakinleriyle birlikte beni izlediğini gördüm.

"Evden çıkmanı istiyorum," dediğinde sinirli bakışlarım anında oma döndü. "Selma hanım bunun mantıklı bir açıklamasını bana verir misiniz?" dediğimde bedenimi işaret edip, "Kirli bir bedenin var." dedi.

"Sırf bakire değilim diye mi?" dedim bağırarak. "Bu apartmanda senin gibi kızlara yer yok," dedi.

"Nasıl bir KADINIM ben?" dedim. Kadın olduğumu özellikle bastırmıştım. Çünkü bekaretimi kaybetmiş olduğumdan kadın olduğumu düşündüğümü düşüneceğini biliyordum.

"Evet kadınsın. Ama namussuz bir kadınsın," dedi. "Allah bilir açık giyinen kıza tecavüzü de doğru buluyorsunuzdur siz?" dedim. Sessiz kaldı.

"Bakın Selma hanım. Azıcık vicdanınız olsun. Gebeyim ben. Hem de üç buçuk aylık. Ben bütün bu yaşadıklarıma rağmen karnımda ki cana kıyamadım. Siz nasıl bu kadar vicdansızsınız?" dedim.

"Yeter be! Anan mıyım? Danan mıyım? Zaten kimsem yok kiramı azaltın diye kaç kere yalvardın. Kirasını yerinde veren birini bulurum olur biter," dedi. Ağzım şaşkınlıkla aralanırken içimdeki öfkenin büyüdüğünü hissediyordum.

Bu kira konusunu kimsenin duymamasını özellikle istememiştim. Bana acımalarını ve yardım etmelerini istememiştim.

"Bu eve ilk girdiğimde o kirayı ödeyebilecek durumda değildim, evet. Çünkü işim bile yoktu. Şimdi gelip de benden kira istemediniz ki siz. Ayrıca, bakın tüm bunlara rağmen Selma hanım diyorum. Bana şu anda dokunamazsınız," dedim. Kahkaha attı ve, "Sebep?" dedi. Ben de onu taklit ederek kahkaha attım ve her şeyi ortaya döktüm.

"Aramızda bir kontrat var Selma hanım. Hatırlatırım. On ay daha ne bana, ne de bebeğime dokunamazsınız. Ha bebeğimin babasına gelirsek. Onu hayatımdan çıkarmak benim kendi tercihim. Kadın olmakta bekarette değildir." dedim.

Yüzünü belirgin bir öfke alırken, "Tam on ay Dolunay. Bir gün bile geçerse seni mahkemelerde süründürürüm." dedi.

Elim saçlarıma giderken, "Ya bu kadar mı vicdansızsınız ya kalp krizi geçireceğim yemin ederim." dedim.

"Dolunay sakin ol," dedi ve omzuma dokundu Alyssa.

"Ya nasıl sakin olayım? Yağız bebeği istemez, herkesin içinde beni rezil eder. Bilerek yapmışım gibi davranır. Cenk şirkete gidip Yağız'ı döver, aklınca kahraman olur. Şimdi bu olay. Ya ben ne yapayım şimdi manyak mısınız ya?" diye bağırdım.

"Ne yaparsan yap? On ay sonra o piçini de al git," dediğinde sinirim en tepeye ulaştı. "Benim oğlum piç değil tamam mı?" derken karnıma giren sancıyla acıyla inledim ve yere çöktüm. "Ah."

"Dolunay. İyi misin? Neler oluyor?" dedi Alyssa telaşla. "Doktora gitmem lazım," dedim fısıldayarak. "Ne?" diye bağırdı. Beni duymamıştı.

"Doktora gitmem lazım. Onu kaybedeceğim," diye bağırdım. "Mark. Arabayı hazırla." diye bağırdı Alyssa. Zaten zemin katta olduğumuz için Mark hemen çıktı ve arabaya gitti.

"Kalkabilir misin?" dedi. Başımı iki yana salladım. Bu geçen seferki sancı gibi değildi. Daha kötüydü. Onu kaybediyordum. Kaybedemezdim.

Bu sefer daire yirmi birden Selim merdivenlerden indi ve bir anda beni kucağına aldı. Benim gözlerim yavaşça kapanırken, "Tamam Dolunay. Hastaneye gidiyoruz." diyen Selim'i duydum.

Son gördüğüm ise, yerde ki bir kaç damla kan oldu...

•Bölüm Sonu•

SADECE İKİMİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin