16.BÖLÜM "İLK TEKME"

20.9K 666 86
                                    

SINIR 30 VOTE. 25 YORUM.

(ARKADAŞLAR FİNALDEN SONRA YAZIYORUM. BURADA ÖYLE SAÇMA BİR ŞEY YAPMIŞIM Kİ NOT BIRAKMAM GEREKİYOR. RESMEN 3,5 AYLIK BEBEĞE TEKME ATTIRMIŞIM. DKDMDÖD. O ZAMANLAR BUNUN MÜMKÜNATINI BİLMİYORDUM. O YÜZDEN ÖZÜR DİLERİM. JDMDKDM. İLK BÖLÜMLERDEKİ HATALARA ÇOK TAKILMAYIN LÜTFEN.)

"Uzun zaman oldu," dedi bana doğru yaklaşırken. "Nasılsın?"

"İyiyim Yağız." dedim tüm soğukluğumla. "Mektubu buldum." Gözleri yuvalarından fırlarcasına açılırken, "Yeni mi buldun?" diye şaşkınlıkla sorduğunda başımı olumlu anlamda salladım.

"Bak. Bana karşı bir şeyler hissediyormuşsun. Benim de hissettiğim ve çok güzel vakit geçirdiğimiz reddedilemez bir gerçek." dedim ve ona daha çok yaklaştım. "Söyle Yağız. Değdi mi? Şirket dedin. Emek dedin. Hem beni. Hem de bebeğini kaybettin. Değdi mi?" diye sorduğumda gözlerinde bariz bir pişmanlık ve üzüntü gördüm.

"Sana ulaşmaya çalıştım. Ama istifa etmiştin ve telefonun kapalıydı. Sonra da..." diyordu ki lafını kestim. "Geçmişi mi düzeltecektin? Onu geri mi getirecektin?" dedim dolan gözlerimle.

Ah! Hormonlar...

Yağız pişmandı. Affedebilirdim pek tabii. Ama bebeğim. İçimdekinin ona karşı kırgın bir tarafı vardı sanki. Bu yüzden Yağız'ı affedebileceğimi sanmıyordum.

"Bir şeyi merak ediyorum sadece. Eğer dediğin gibi aldırsaydım. Düşük yapmasaydım. Gerçekten birlikte olabileceğimizi mi düşündün?" diye sorduğumda başını eğdi. Öyle düşünüyordu.

"Hoşçakal Yağız," deyip arkamı döndüm ve yoluma devam ettim. Ta ki bir el bileğimi kavrayıp beni kendine çekene kadar. "Ne yapıyorsun?" dedim sinirle. "Bırak beni."

Kahverengi gözleri, ela gözlerime kilitlenirken yağmur kendini biraz daha göstermiş ve bizi ıslatmaya başlamıştı.

"Hayır. Sana şu kadarını söyleyeceğim Dolunay. Ne olursa olsun kendimi affettireceğim. Birlikte olmasam bile kendimi affettireceğim." dedikten sonra beni kendine daha çok çekti ve boştaki elini belime dolayarak bedenini bedenime yasladı. Kolu uzun olduğu için eli nerdeyse karnıma kadar dolanmıştı.

"Ne pahasına olursa olsun. Sana kendimi affettireceğim. Bebeğimizi kaybetmenin acısını unutturacağım. Birlikte olmasak bile bir daha seni asla bırakmayacağım." dedi.

İkimizinde gözleri birbirine kenetlenirken alt taraftımdaki hareketlilik tüm dikkatimi dağıttı. Gözlerimi Yağız'ın gözlerinden çekmeden ne olduğuna odaklandım. Yağız'ın eli nerdeyse karnımdaydı ve umarım hissetmemişti.

Çünkü oğlum az önce ilk tekmesini atmıştı...

Yağız kolunu belime daha çok dolayıp elini nerdeyse tam karnımın üstüne getirdiğinde bebeğim ikinci tekmesini attı.

Yağız bir anda geri çekildi ve, "O neydi?" dedi karnıma bakarken. Bilmiyormuş gibi, "Ne neydi?" dedim ben de.

"Karnındaki hareketlilik neydi?" dedi yoğun anlam dolu bakışları gözlerime çıkarken. "Geçen gün zehirlendim. Rahatsızım sadece biraz. O'dur." dedim. Fakat inanmadığını gösteren bakışları hâlâ yüzümde dolanıyordu.

"Ne zamandan beri miden karnının olduğu yerde?" dediği sırada gözlerimi kaçırdım. "Ya. Adet görüyorum işte. Söylemek öyle kolay mı zannediyorsun?" dediğimde biraz daha inanmış gibi bir yüz ifadesi belirdi suratında.

"Anladım." dedi ve tekrardan bakışları yüzüme döndü. İnandığı için şükrediyordum. Yoksa işler gerçekten karışırdı.

"Görüşürüz Dolunay," dedi görüşeceğimizi bastıra bastıra belirtmeye çalışırken. Başka bir şey söylemedim ve arkamı dönüp artık eski olan evime yağmur eşliğinde yürümeye devam ettim.

Yağız'ın beni takip etme olasılığına karşı elimi hiçbir şekilde karnıma götüremiyordum. Aslında şu anda onu hissetmek için elimi karnıma götürmeyi o kadar istiyordumki.

Ama yapamadım işte...

Yaklaşık on beş dakika daha yürüdükten sonra eve vardım. İçeriye girdiğimde evde kolileri görmemle şaşkınlığım arttı. Selim eve gelince direkt başlarız demişti. Ama bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum.

"Selim," diye içeri seslendim. Sadece Selim ve Alyssa'yı bekliyordum. Fakat Mark, Selin ve Murat'ta buradaydı.

"Taşınmam bu kadar mı önemli?" dedim gülerek. "Selim ve Alyssa olayı anlatınca birkaç gün içinde hemen taşınman iyi olacak diye düşündük," dedi Murat. "Malum. Bu kadın seni rahat bırakmaz."

Haklıydı. Rahat bırakacağını sanmıyordum. Bir kere yapan. Bir daha yapardı. Artemis'in bebeğini kaybetmesine sebep olmasına rağmen bana bu tepkiyi verdiyse yine yapabilirdi.

"Haklısınız." dedim ve Yağız'ın yine aklıma gelmesiyle salona geçip oturdum. Elim karnıma gittiğinde onu bir daha hissetmeyi umuyordum. Ama kıpırdamadı.

"Demek babana özeldi küçük oğlan." dedim hüzünle. "Ne oldu?" dedi Mark. Hepsi durmuş bana bakıyordu. Ah! Duymuşlar mıydı?

"Babasına özel olan ne?" dedi Selin kaşlarını çatarak.

Kafamı geriye yasladım ve, "Yürürken Yağız'ı gördüm. Bir ara kolunu belime doladı ve eli karnımın üstüne geldi. Kıpırdadı." dedim hâlâ bir hareketlilik beklerken.

Hepsinden aynı anda hem sevinirken hem de söyleniyorlardı. "Bu neden seni mutsuz etti?" dedi Alyssa.

"İlk tekmesini attığında elimin karnımda olmasını isterdim. Onu daha iyi hissetmek adına," dedim. İlk tekmesini babasına atmıştı. Galiba babasını hissetmek onu mutlu etmişti.

"Bak benim bir teyzem vardı. Hep şey derdi bize. Çocuk ilk tekmelediğinde kime bakarsan ona benzer." dedi Murat.

"Sağ ol. Yağız'ın tam gözlerine bakıyordum. Baya içimi rahatlattın," dedim. İnanmıyordum ama yine de dikkatimi çekmişti.

"Aşkım onu niye sana söyledi." dedi Selin gülerek. Sahi. Neden bir erkeğe söyleme gereği duymuştu?Murat güldü ve omuz silkti.

Tam umudu keserken karnımdaki hareketlilik yerimde doğrulmamı sağladı.

"Ah!" diye bağırdım mutlulukla. "Kıpırdadı." dedim gülerek ve onlara bakarken.

Bir anda Selim ve Alyssa koşarak yanıma geldiler ve önce Alyssa elini karnıma koydu. "Ay kıpırdıyor," dedim heyecanla. "Hissettim." dedi Alyssa gülerek.

Sonra elini çektiğinde Selim koydu. "Oha," dedi şaşkınlıkla. "Ne biçim tekme atıyor."

Dediğinde güldüm. Bebeğim kıpırdamayı kestiğinde elini çekti ve tekrardan kolileri hazırlamaya başladılar. Beni kaldırmıyorlardı. Neymiş zaten stres yapmışım. Şimdi yorulmasam iyi olurmuş.

Evet yanımda Yağız yoktu. Fakat bir sürü arkadaşım vardı. İyi ki...

Bir gün Yağız'ı affeder miydim bilmiyorum. En azından oğlum affeder miydi? Eğer oğlum bir gün yanlışlıkla babasıyla tanışacak olursa ve onu isterse elimden bir şey gelmezdi. Bunu engelleyemezdim.

Ama ben onu affedebilir miydim bilmiyorum...

•Bölüm Sonu•

SINIR 30 VOTE. 25 YORUM.

SADECE İKİMİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin