SINIR 15 VOTE. 15 YORUM.
"Bebeğim." diye hızla doğruldum yerimde. Gözlerimi açtığım anda bilinçsizce söylediğim ilk şey bu oldu.
Hepsi bir anda bana dönerken Alyssa, "Sakin ol. Bebek gayet iyi. Ufak bir sancıymış sadece," dedi. Aklıma yerde ki kan gelince tekrar konuştum. "Ama kanamam vardı. Yerde kan gördüm ben," dediğimde hepsi bir ağızdan gülmeye başladı. Komik bir şey mi vardı?
"Ne?" dedim anlamayarak. Alyssa bana dönüp, "Selma'yı birazcık kanatmış olabilirim," dedi. "Nasıl yani?" dedim. Hiçbir şey anlamıyordum.
"Ya seni öyle Selim'in kucağında kıvranırken görünce sinirim attı gittim patlattım bir tane. Burnu kanadı." dediğinde derin bir nefes aldım. Arkama yaslandım ve karnımı okşadım.
Çok şükür. Oğlum gayet iyiydi.
"Selim. Çok sağ ol," dedim gözlerimi açıp ona bakarken. Başını salladı ve, "Önemli değil. Herkes aynısını yapardı." dediğinde alayla gülüp, "Kimse ağzını bile açmadı." dedim.
"Kız kardeşimi biliyor musun Dolunay?" dedi Selim. Kafamı sallayarak onayladım onu. "Artemis'mi?" diye sorduğumda başıyla onayladı. "Birkaç kere bahsetmiştin." dedim. Mark, "Artemis? Selim ve Artemis? Sizin ebeveynler ne kafasında Selim?" dediğinde Selim güldü.
"İsmi Artemis değil. Okçulukla uğraşıyordu. Kendine Artemis dedirtiyordu. Asıl adı Yağmur. Ama birimiz Yağmur desek kıyameti koparırdı." dedi geçmişe dalar gibi.
"Geçmiş zamam eki?" dedim soru sorarcasına. Selim başını salladı. "Bu sizden bile eski bir hikaye. Artemis benimle yaşıyordu o zamanlar. Sevgilisini bir kazada kaybetti. Senin gibi bir durumu oldu. Hamileydi. Babasıda zaten ölen sevgilisiydi. Ben ona her şekilde yanında olacağıma dair söz verdim. Selma hamileliği öğrenene kadar," dedi. Gözünde saf bir nefret vardı.
"İşte bir buçuk yıl önce falan. Selma aynı sana yaptığını yaptı. Ama o Osman abiyle haber falan yollamadı. Direkt gitti yüzüne söyledi Artemis'in. Ben de yoktum o gün. Büyük ihtimalle ondan cesaret aldı o kadında," dedi. Bu hikayenin sonunu az biraz tahmin edebiliyordum ama ağzımı açmadım.
"Tabii Artemis senin gibi yapamadı. Kendi kendine yaşadı bunu. Eve geldiğimde onu yatağında baygın buldum. Kucağıma alırken o kan dikkatimi çekti. Çok kanaması vardı." dedi ve sustu. Gözleri doldu ve boş bakıyordu.
Sanki o anı tekrar yaşıyor gibiydi...
"Neyse işte..." diye toparlandı ve devam etti. "Hastaneye gelene kadar bebek düşmüş, Artemis kan kaybından yoğum bakımlık olmuştu. Bir hafta falan kaldı yoğun bakımda. Yoğun bakımdan çıkınca bana ilk sorduğu şey, 'O iyi mi?' oldu. Ben ağzımı açıp tek kelime edemedim. Yıllardır kılına zarar gelmesini istemediğim meleğime tek kelime edemedim. Tabii o da çok fena koyuyor..." dedi buruk bir gülümsemeyle.
"Peki şimdi o nerde?" dedi Alyssa. "Bebeğin ölümünden sonra toparlanamadı. Bizde de anne baba yokki. Bırakıp gitmişler ben on sekiz yaşıma girdiğim gibi. Bir ben vardım yanında. Tam toparlandı derken bana geldiği bir gün o kadını gördü yine. Sinir krizi falan işte," dedikten sonra sustu.
Cümleleri devam ettiremiyordu. Ben mi? Zaten beni duygusallaştıran hormonlarım yüzünden ağlıyordum.
"Birkaç kere intihara teşebbüs etti. İlaç içti, arabayla kaza yaptı. Ama en son bileklerini kesince bu iş böyle olmaz diyerek hastaneye yatırmak zorunda kaldım. Daha açık olmak gerekirse, akıl hastanesine." dedi.
Çok zor şeyler yaşamışlardı. Artemis'te Selim'de. Ben en ufak sancıda bile onu kaybetme korkusu yaşarken, Artemis o kadın yüzünden bebeğini kaybetmişti.
Ben de kaybedebilirdim. "Bir şey yapamaz mıyız?" dedim. "Kadın ev sahibi. Onu geçtim apartman sahibi. İmza toplayıp bile attıramayız." diye konuştu Selim hâlâ dolu olan gözleriyle.
"Bu kadının yaptığı resmen cinayete teşebbüs." dedim sırtımı yatağa verirken. "Galiba gerçekten taşınmalıyım." diye söylendim şakaklarıma baş ve orta parmağımla masaj yaparken.
Hepsi sessizlikle onayladı beni. Çünkü o evde bebeğimin can güvenliği yoktu. Hormonlar yüzünden en ufak şey bile beni çileden çıkartıyordu ve Selma'ya karşı asla sakin kalamazdım.
"Bebeğin cinsiyeti belli mi?" diye bir ses duyduğumda başımı Selim'e çevirdim ve gülümseyerek başımı salladım. "Erkek." dedim gülümseyerek.
"İsim düşündün mü?" dediğinde başımı iki yana salladım. Hiç düşünmedim. Daha nerdeyse altı ayım vardı. Bunun yanında düşünecek altı ayım.
"Aslında ben senin yerine düşündüm. Dün cinsiyeti öğrendiğinden beri düşünüyorum. Ama bir tanesi aklımda çok dolanıyor." dedi Alyssa. Kafamı ona çevirdim ve söylemesini bekledim.
"Asil. Asil Yıldız." dedi.
Asil Yıldız. Aslında çok güzeldi. Soyadı meselesine gelirsek. Ona Yağız'ın soyadını veremezdim.
"Asil. Aslında çok güzel. Not et bunu kenara. Aklımda bulunsun." dedim.
Biz biraz daha konuştuktan sonra doktor geldi.
"Nasılsınız Dolunay hanım?" dedi güler yüzle. "İyiyim doktor bey. Sağ olun." diye mırıldandım mayışmış sesimle.
"Herhangi bir komplikasyon şu an için gözükmüyor. Ama emin olmak için bu gece sizi burda tutacağız." dediğinde başımı salladım.
Aslında iyi olmuştu. Verdikleri ilaçlardan ve hamilelikten olsa gerek, uyku çok bastırmıştı ve benim yürümeye bile mecalim yok gibiydi.
"Ben kalırım." dedi Selim. Bu beni şaşırttı ve kaşlarımı çattım. Alyssa "Gerek yok. Ben..." diyorduki Selim onu kesti. "Alyssa. Kardeşim için bir şey yapamadım. Lütfen." dedi Selim.
Bana döndüğünde ben de başımı salladım. Alyssa derin bir nefes aldı ve, "O zaman sana geçelim biz. Yarın sen geldiğinde biz orda oluruz." dedi. Tam çıkıyorlardı ki, "Sevişmeyin." diye seslendim arkalarından.
Güldüler ve gittiler. Umarım ciddiye almışlardır.
Selim başıma oturduğunda ona birkaç şey söylemek istedim fakat uyku o kadar ağır bastırdı ki, kendimi anında uykuya bıraktım.
•Bölüm Sonu•
🔥SINIR 15 VOTE. 15 YORUM🔥
Satır aralarında yorum görmek istiyorum. Lütfen!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE İKİMİZ
RomanceBirbirine benzeyen iki insanın bir geceyi paylaşması sonucu olan olaylar... Yalnız bir anne ve pişman bir baba. Yağız ve Dolunay sarhoşluğun verdiği cesaretle bir geceyi paylaştı. Birbirlerine karıştıkları o gecenin sonucunu ise kimse tahmin edemed...