Ayyy. Heyecanlandım ben. Ağlıycam şimdi.
Yorumlarınızı eksik etmeyinn.
🖤
(Aylar sonra...)
"Hadi hadi. Hazır mısınız?" dedi genç kız, arkadaşı ile kapıdan çıkmak üzereyken. Bugün evleniyordu ve kalbinin durmaması için dua ediyordu.
Hale Hanım tüm o hazırlıkların arasında ha bire telefonla konuşurken kızının eline bir kağıt tutuşturdu. "Bu ne anne?" dedi Güneş.
Hale Hanım telefonu kapatıp kulağından indirdi tam o sırada. "Halan bu kuaföre gitmiş. O da buraya gelsin dedi."
Annesinin lafından sonra Güneş şaşkınlıkla bağırdı. "Ay hayır vallahi halamla gitmem." dedi kağıdı buruştururken. Annesi ayıplayan bakışlar attı. "Deme öyle kızım. Baban duyacak."
"Anne halamla kuaföre gitmem vallahi. Hem randevu aldık biz başka kuaföre."
"Güneşçiğim bu telaş içinde yapma lütfen."
"Evet işte annecim. Telaş var. Her şey akışına göre devam etsin. Halam sim döktürür benim kafama ya. Arden gitsin. Gelinin kız kardeşi topuzu yaptırır." dedi Güneş kapının yanında duran, içinde gelinliği olan paketi ve ayakkabılarının olduğu kutuyu alırken.
"Sinem hazır mısın sen de?" dedi Güneş arkadaşına dönerek. Sinem, bir eli artık bariz belirgin olan karnında, diğer eli belindeyken başını salladı.
"Ben eşyalarımı arabaya yerleştirdim." dedi Sinem kapıya yönelirken. Güneş annesine öpücük atarak ayrıldı evden. Sinem'le arabaya bindiklerinde şoför verilen adrese sürmeye başladı.
Arkadaşıyla yan yana oturduğu koltuklarda Güneş Sinem'e döndü. "Keşke doğuma gelebilseydim." dedi Güneş biraz hüzünle. Balayı tam doğum zamanına denk gelmişti ve Sinem balayı tatillerini bozmalarını istememişti.
"Olurda gecikirse gelirsin." dedi Sinem karnını okşayarak. Sonra gülümsedi. "Ufak bir Melih'in gelişi Türkiye'yi sarsacaktır. Burada olmamanız iyi oldu."
Güldü Güneş. "Gerçekten ya. Küçük oğlan babasına benzerde vay halimize. Bu dünya iki Melih'i nasıl kaldıracak?"
Onlar kuaföre giderken Gece ve Melih'te berberde tıraş oluyordu. "Sinem'in doğumu ne zamandı?"
"İki hafta sonra yatış yapacak hastaneye."
Gece gülümsedi saçı kesilirken. "Heyecanlı mısın?"
"Abi ben hiçbir şey için bu kadar heyecanlanmadım ya. Oğlum oluyor lan. Tamam, planlarım arasında birkaç yıl daha evlilik ve çoluk çocuğa karışmak yoktu. Sinem'in de yoktu. Ama şaka maka baba oluyorum."
"Şu kadar da umutlu değildim bu konuda senden. Bu adam olmaz diyordum."
"Ben de diyordum onu." diyerek güldü Melih. "Geçen gün kerata bir yokladı ya. Abi evden o çantaları falan alıp nasıl çıktım bilmiyorum. Çantaları almışım, Sinem'i kucaklamışım, arabaya bindirip hastaneye sürmüşüm. Ne ara oldu bilmiyorum yemin ederim."
"Sahi Müjgan Teyze yok muydu? Sizden de sonra geldiler." dedi Gece kaşlarını çatarak. Melih başını salladı. "Yok ya gitmişler bir yere. Annem evde olsa delirmeyeceğim zaten. Fırtına olsa evden çıkamasak bile doğumu annem yaptırır. Ama yok."
"Bebek odasını ne yaptınız?"
"Sinem ilgilendi onunla. Ben onun kararlarına karışmıyorum bebekle ilgili."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE İKİMİZ
RomantizmBirbirine benzeyen iki insanın bir geceyi paylaşması sonucu olan olaylar... Yalnız bir anne ve pişman bir baba. Yağız ve Dolunay sarhoşluğun verdiği cesaretle bir geceyi paylaştı. Birbirlerine karıştıkları o gecenin sonucunu ise kimse tahmin edemed...