HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ. BÖLÜM BEN DE, VOTE VE YORUM SİZDE. BİR ÖNCEKİ BÖLÜMDE UZUN YAZMIŞTIM VE BEKLEDİĞİNİZ GİBİ BARIŞTIRMIŞTIM. NEDEN AZ VOTE VE YORUM GELDİ ANLAMADIM. BÖYLE OLURSA YİNE SINIR KOYMAK ZORUNDA KALACAĞIM. LÜTFEN EMEĞİM İÇİN BANA DESTEK OLUN.
🖤
Sabah acayip uykusuz bir şekilde uyanmıştım. Hani dedim ya uyuduğum en huzurlu uykuydu diye. Unutun gitsin. Gece, bizi hiç uyutmamıştı. Uyanmış ve saatlerce uyanık kalmıştı. Altı temizdi, emzirmiştim. Ama gazını bir türlü çıkaramamıştık. Gazını çıkardığımızda ise rahatlamış ve derin uykusuna dalmıştı.
Uyandığımda ise Yağız çoktan Gece'yi almış, yanıma yatırmıştı. O da dirseğini yatağa dayamış beni izliyordu. O an tüm yorgunluğum gitmişti. Şimdi ise dakikalardır birbirimize bakıyorduk.
"Günaydın," dedim en son sessizliği bozarak. O da, "Günaydın." dediğinde doğruldum ve Gece'yi aldım ve, "Bugün yengenle dayına gidelim mi Gece?" dedim onunla oynarken. Yağız güldü ve, "Bensiz gideceksiniz mecburen. Benim şirkete gitmem gerek. Çok aksattım." dediğinde başımı salladım.
Uykusuzluktan yanan gözlerim kapanmamak için resmen savaş veriyordu. "Yağız. Gece'ye bir beşik daha alalım. Bu odada dursun," dediğimde başını salladı. "Onu iş ben de. Hallettim ben onu. Bugün şu yatağın başına bir beşik gelecek. Böyle devam ederse geceleri sürekli oda değişikliği yapmak zorunda kalacağız." dediğinde başımı salladım.
"Bugün yardıma biri gelecek. Sonra kesin birine bakarız," dediğinde tekrardan başımı salladım. Konuşacak gibi değildim. Yağız'ın yataktan kalkmasıyla yastıklardan ikisini aldım ve Gece'nin etrafına koydum. Şimdi yuvarlanır falan. Allah korusun!
Gece'nin etrafını sardıktan sonra kafamı yastığa bıraktım ve uykusuzluktan acıyan gözlerimi kapattım. Bu aralar gün içi uykuya kesinlikle ihtiyacım olacaktı.
🖤
Gözlerimi ağlama, gülüşme ve konuşma sesiyle açtığımda kesinlikle beklediğim görüntü bu değildi. Selim, Ece ve tanımadığım bir kadın ağlayan Gece'yi sakinleştirmeye çalışıyordu.
Başımı yataktan kaldırdığımda hepsinin gözü bana döndü. "Günaydın," dedi Selim. Başımı salladım ve kadına döndüm. Yağız'ın yardıma gelecek dediği kadın buydu herhalde.
"Merhaba. Nebahat ben. Yağız bir süreliğine ufaklığa bakmamı istedi," dedi. Gülümsedim ve uzattığı elini sıkıp, "Merhaba." dedim. Ellili yaşlarda gibi görünüyordu. "Yağız'ın bakıcılığını da ben yaptım küçükken." dedi. Buna gülmeden edemedim. Aklımda direkt Yağız'ın küçüklük halleri belirdi.
Bilmediğim halde hayal etmeye başladım. Yağız, Gece'nin onun bebekliğine benzediğini söylemişti. Hatta aynı olduklarından bahsetmişti. Aman Tanrım! Çok tatlı.
Selim ve Ece'ye döndüm. "Biz bugün size gelecektik. Siz neden geldiniz?" dedim.
Ece güldü. "Onu bize değil sevgiline sor. Aradı bizi. Dolunay ve Gece gelmeden siz attığım adrese gidin dedi. Hiç kıyamıyor sana."
Tam o sırada ağlayan Gece'ye döndüm. Dizlerimin üstünde doğruldum ve yanlarına gittim. "Oğlum. Neden ağlıyorsun sen güzelim?" dedim.
"Karnı acıkmış galiba. Altı falanda temiz. Oyalıyorduk biz," dedi Selim. Oyalamak mı? "Tavla atsaydınız." dedim dalga geçmeme rağmen ciddiyetle. Bir yandan Gece'yi almış ve yatağa oturmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE İKİMİZ
RomanceBirbirine benzeyen iki insanın bir geceyi paylaşması sonucu olan olaylar... Yalnız bir anne ve pişman bir baba. Yağız ve Dolunay sarhoşluğun verdiği cesaretle bir geceyi paylaştı. Birbirlerine karıştıkları o gecenin sonucunu ise kimse tahmin edemed...