Beyazdaki kan

114 30 0
                                        

2. Bölüm
Part A

Kumsal bana öldürücü bakışlar atarak uzaklaştı.

"Eee nasıl gidiyor bakalım parti?"diye sordu Kerem masaya yaklaşıp elimi tutarak.
"Şimdiden yoruldum bile." dedim bardaktaki dibe çökmeye başlamış içeceği pipetile karıştırarak.

Kerem gözlerini benden ayırmadan
"Bu gece burada kalsana. Hem yorgunluğunu da alırım ben senin." dedi çapkınca gülerek.
"Hiçbir fırsatı da kaçırma. İstesem de kalamam zaten hayatım. Yarın sabahın köründe duruşma var. Buradan zamanında yetişemem." dedim yorgunca.

"Ben bırakırım seni. Yani erken çıkarız. Duruşmanı beklerim ben de. Sonra bir şeyler yaparız olmaz mı?"
"Aslında erken çıkarsak olur. Ama şimdi burada kalmak da. Ne bileyim ayıp olmaz mı Ahmet babamlara?"
"Allah'ım ya sen bu kızı nasıl benim önüme çıkardın yarabim?" dedi ellerini açarak.

Bu adamın bu halleri deli ediyor beni.
Yanımızdaki masada duran Kumsal'ın arkadaşı bize baktı anlamazca.

"Sus be. Ne var? Eslem anne de yanlış anlar. " dedim aklıma gelen ikinci maruzatı söyleyerek.

Kerem bana yaklaşarak fısıldadı.
"Merak etme seni misafir odasına alırım. Ben de oraya gelirim." dedi ve utanmazca göz kırptı.

Bardağı daha sıkı kavrayıp diğer elimle tekrar karıştırdım. Dudağımı ısırdım ve dirseğimi yavaşça karnına vurdum.

Yalancı, acımış gibi kısık sesle inledi ve elini karnına götürdü.

"Açelya bu gece kesinlikle burada kalıyorsun hayatım gitmek yok."

Artık konu kapansın diye pes ettim.
"Parti bitsin konuşuruz." dedim.

O sırada Eslem anne ve Ahmet baba bize doğru geliyordu. Kerem'i biraz itekleyip uzaklaştırdım.

"Yaşlanmışız" dedi Eslem anne. Ahmet babam da annemin beline elini atıp
"Ben hala gencim hayatım." dedi göz kırparak.

Bu ailede genetikti galiba. Kerem'e baktım ve o da benimle aynı şeyi düşündüğünü belli eder gibi göz kırıptı.

"Ne o gelinim yoksa sende mi yaşlandın? Ne bu suratlar beş karış asık? Bizim gibi olun bak. Oğluma bak maşallah. Gözler daha fal taşı gibi açık." dedi babam gülerek.

"Yok babacığım bu parti yüzünden sabahtan beri koşturmaktan annem de ben de yorulduk. Kumsal Hanım sabah kuaföre diye bir çıktı az önce sizinle birlikte geldi." dedim yakınırcasına.

"Vay eşek sıpasına bak sen. Bir de bu parti için benden 'babacığım söz her şeyi ben yapacağım. Kimse dokunmayacak.' diye izin alıyordu." dedi o anı hatırlamış gibi.

Eslem annem elini omuzuma atıp
"Kızım boşuna merkeze kadar yorulma burada kal bu gece. Odayı hazırlatırım ben sana. Sabah da Kerem ile gidersiniz. Hem senin araba ne oldu tamirde mi hâlâ?" diye sordu ve o anda moralim bozuldu.

Babam da söze karıştı.
"Hakikaten yav senin araba ne alemde? O şerefsizi şikayet ettin değil mi kızım?"

"Ettim babacığım ettim de. Olan arabaya oldu. Adam sırf davayı kaybetti diye hıncını benden çıkardı ya. Hala inanamıyorum. Yarın duruşmadan sonra bir uğrayalım mı hayatım bakalım ne alemde arabam?"

"Olur canım. Bakarız yarın. Hem sen daha toysun yavrum. Alış bunlara avukat olmak zor. Doktor olmak da zor." dedi karşıdan gelen Alya'yı göstererek.

"Ne o benden mi bahsediyorsunuz yoksa?"

"Aman efendim siz ve o meşakkatli o yorucu mesleklerinizden bahsediyorduk." dedi Kerem gülerek.

ArAmızdAki A Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin