3. Bölüm
Part BKeremler'in evine vardığımda nerdeyse akşam olmak üzereydi. Eve geldiğimde bahçede oturuyorlardı. Hepsinin gözleri yaşla doluydu.
Neredeyse hayatımdaki herkes buradaydı. Taran ailesi, Ongun Ailesi... Ben gelince tüm gözler bana çevrilmişti. Anlamlandıramadığım bir şekilde bakıyorlardı bana.
"Noldu?" dedim her şeyden habersiz. Bunu dememle Kerem öfke dolu gözlerle bana doğru geldi ve omzumdan iterek bağırdı "Nasıl yaparsın bunu!?"
Beklemediğim tepki karşısında afallamıştım. Çağrı yanıma geldi ve Kerem'e bu sefer o bağırdı. "Kendine gel Kerem n'apıyorsun!?"
Açelya da Kerem'in yanına geldi ve onu sakinleştirmeye çabaladı.
Kerem ikisini de umursamayarak bana bağırmaya devam etti.
"SEN YAPTIN DEĞİL Mİ SEN ÖLDÜRDÜN ONU!?"
Hiç bir şey anlamıyordum, sadece "Ne!?" diyebilmiştim.
"SEN YILLARCA BENİM EN YAKIN ARKADAŞIMDIN BE! BEN SENİ AİLEMDEN SAYDIM. BUNU NASIL YAPARSIN!?"
Duyduklarımı idrak edemiyordum. Gerçekten benim öldürdüğümü düşünüyor olamazdı. Çağrı "Kerem dur artık!" diye bağırdı ve üzerime doğru gelen Kerem'i ittirdi.
Titreyen sesimle "S-sen... Benim yaptığımı mı düşünüyorsun?" diye sordum.
"Benimle oyun oynama Alya. Sen yaptın. Biliyorum!"
"Yani, ben senin gözünde Kumsal'ı öldürebilecek biri miydim?" diye sordum ben de dolan gözlerimle.
Afalladı. Cevap vermedi. İyice sinirlendirmişti.
"S-sen nasıl böyle bir şey düşünürsün ya!? BEN BÖYLE BİRİ MİYİM KEREM!? BEN YILLARCA YANIMDA OLAN AİLEYE İHANET EDECEK BİRİ MİYİM!? Bir şey olduğunda ilk sana gelmedim mi ben? Seni hep kardeşim gibi görmedim mi? Şimdi de kardeşini mi öldürdüm yani? Bu mu!?"
Duraksadı ve kararsız sesiyle "Kumsal en son seninle kavga etti ve elinde..."
Hayal kırıklığına uğramıştım. Histerik bir gülüşle "Sadece elimde bıçak gördün diye kardeşini öldürdüğümü düşünüyorsun öyle mi, hatta hepiniz! Sen kardeşini melek falan mı sanıyorsun ya? Hiç mi görmüyorsun? Dün de aynı şeyi yaptın. Aras yerine Kumsal'a inandın. Senin için biz kardeşine hayatı karartmak için uğraşan insanlar mıyız?" Arkamda bizi izleyen insanlara döndüm.
"Hepiniz benim katil olduğumu düşünüyorsunuz değil mi? Kumsal'ı benim öldürdüğümü. Eslem Teyze? Ben seni yeri geldiğinde annem yerine koymadım mı? Ve sizi de babam. Ben ailem bildiğim insanlara nasıl böyle bir şey yapabilirim yaa aklım almıyor." dedim gözlerimden yavaşça firar eden yaşlarla.
Sonra beni bu sefer gerçekten yıkan bir şey olmuştu. Biri beni polise ihbar edip burada olduğumu söylemiş. Herkesin içinde ellerime kelepçe takıp götürmüşlerdi.
***
24 saat gözaltında tutmaları gerekiyormuş. Günler gibi geçen 24 saatin ardından ifademi aldılar ve hiçbir delil olmadığı için serbest bıraktılar. Dışarıya çıktığımda tam olarak ruh gibiydim.
Eve geldim ve kendimi koltuğa bıraktım. Birkaç saat öylece durduktan sonra zil çaldı.
Umrumda bile değildi. Birkaç defa çalar gider diye düşündüm ama kapalı gözlerimi araladığımda Çağrı karşımda duruyordu.
Şaşkınlıkla "Çağrı! S-sen nasıl girdin?"
Kısık sesiyle "Ne olur n'olmaz diye Kerem'e anahtarı vermişsin. Açelya verdi."Kafamı salladım "anladım." dedim. Yanıma oturdu. Endişeli bir sesle "Nasılsın? Yanında olamadığım için özür dilerim. Oradan tek başına çıkmak zorunda olduğun için de. Ama geldiğimde içeriye girmeme izin vermediler. Çıktığını da sonra öğrendim." dedi. Cevap vermeden yüzüne baktım ve sonra göğsüne sığındım. Sadece başta sorduğu soruya kısık sesimle "kötü" dedim.