Sıkıntı

15 2 0
                                    

Alya "Mutluluklar dilerim." dedikten sonra mutfaktan bir şeyler alma bahanesiyle mutfağa kaçtı. Birkaç dakika oyalandıktan sonra eline geçen bir şeyi de alarak içeri girdi.

Masaya oturduğunda Çağrı "Bir şey demeyecek misin?"

"Ne?" Gerçekten ne dediğini anlamamıştı.

"Açelya ve Kerem evleniyor ya, bir şey demeyecek misin?" Çağrı aslında bunu sormaması gerektiğini biliyordu. Ama gelmek istediği konu kendilerinin durumuydu.

Alya gayet normal bir şeymiş gibi "Mutluluklar diledim ya! Ne diyebilirim..." dedi sakince.

Çağrı birkaç saniye duraksadıktan sonra "Alya, kardeşim bile sözlendi. Üstelik onlar da biz gibi aynı zamanlarda sevgili olmuşlardı." dedi

Alya ne demek istediğini anlamıştı. Çağrı ise son zamanlardaki Alya'nın tuhaf davranışlarından dolayı aldattığını düşünmüştü. O yüzden tepkisini merak ediyordu. Şu an evlenmek için doğru zaman olmadığını çok iyi biliyordu.

"Çağrı, lütfen... Biliyorsun son zamanlarda olanları. Etrafımda sen dışında tek bir kişi bile kalmadı... Yani..."

"Tamam Alya, sonra konuşalım bunları en iyisi..." dedi Çağrı, konuyu açtığına bile pişman olarak.

Alya'ya bu yüzden kızamayacaktı. Çünkü haklıydı. Ama aralarında birkaç gündür bir soğukluk vardı. Alya sebebini merak ediyordu.

Beş-on dakika konuşmadan kahvaltılarını yaptıktan sonra Alya dayanamayarak sordu.

"Çağrı, sen bana kızgın veya kırgın mısın?" dedi kararsız ses tonuyla.

"Hayır, o nerden çıktı?"

"Bilmiyorum... Yani, sanki bir şey olmuş gibi, bir tuhafsın."

"Ben değil Alya, son zamanlarda sen tuhafsın..."

"Ama sen bil-" Çağrı sözünü kesti.

"Eve biliyorum, Kerem, Kumsal falan... Ama sanki bir şey daha var. Sürekli gelen mesajlar... Gizemli haller..."

"İyi de ben sana açıkladım onları. Reklam mesajları..." Çağrı yine sözünü kesti.

"Tamam her neyse..." diyerek kestirip attı. Günlerdir sormak istediği, açmak istediği konu bu değil miydi? Ama duyacağı şeylerden korktu.

Alya Çağrı'dan bu tavrı beklemiyordu. İkisi de birbirine kırgın gibi bakıyordu.

Ayaklanan Alya "İyi, o zaman ben hazırlanıp hastaneye gidiyorum." dedi soğuk bir sesle...

Anlamlandıramayan Çağrı "Akşam nöbetin yok muydu?" diye sordu.

"Şimdiden gitmek istiyorum... İşlerim var."

Çağrı da ayağa kalktı. "Tamam o zaman.... Çıkıyorum ben..."

"Tamam..."

Çağrı gittikten sonra Alya odasına çıktı. Boş boş yatağın üzerine oturup bekledi... Sonra her şeyin suçlusu olarak gördüğü A'ya cevap yazmadığını hatırladı.

Ama bana nedense olayı izlemişsin gibi geliyor ne dersin? Annem babam olmadığını bildiğini de biliyorum olmadı, vuramadın burdan...

Alya neden böyle çok güçlüymüş gibi cevaplar verdiğini bilmiyordu. Halbuki kendini çok güçsüz ve yalnız hissediyordu... Kısa süre sonra cevap geldi.

Aa çok trajikomik bir olay. Leylek meselesi mi? Leylekler mi getirdi? Komiksiniz de bayan Z. Ama düşünce yapınızı genişletmenizi tavsiye ederim. Dediğim gibi çok fazla olasılık var. Mesela bir tane söyleyebilirim size. Herhangi bir kuş bırakmış olabilirim oraya. Bir tane daha söyleyeyim de fazla yorulmayın. Teknoloji gelişti kameralar artık çok küçük değil mi ya insan neresine koyacağını şaşırıyor gerçekten.
-A

ArAmızdAki A Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin