Mum ışığında akşam yemeği, güzel elbise içindeki güzel bir kız, harika yemekler ve pahalı şaraplar. Bu akşam her şey Seonghwa'nın iyi hissetmesi için yeterliydi ancak hiç iyi hissetmiyordu. Önündeki kız canını çok sıkıyordu ve kız açıkça onunla flörtleşirken yüzündeki sahte gülümsemeyi yüzünde tutmak için savaşıyordu.İlk başta karşısında oturan Mingi yerleri değiştirip yanına oturdu ve bu haldeyken iki tarafın da durumları gün gibi ortaya çıktı. Tamamen zıtlardı. Mingi ve çıktığı kız masada gayet iyi gidiyorlardı. Seonghwa bir yandan onlara karşı yüzünü buruştururken diğer yandan da çift randevusu için gelmeye zorlandığı çekici kızla olabildiğince fiziksel temas kurmaktan kaçınıyordu.
Kız elini masanın karşı tarafına doğru Seonghwa'nın eline dokunmak için uzattığında neredeyse oturduğu yerde sıçradı ve Mingi ona yan gözle baktı. Evet, sonsuzmuş gibi görünen akşam yemeği sırasında davranışları biraz tuhaftı, ama her ne kadar randevunun tadını çıkarmaya çalışsa da yapamıyordu.
Kız gerçekten güzeldi, onun gibi biriyle çıkabilen bir adam şanslı sayılırdı. Ama Seonghwa ondan bir gram bile hoşlanmamıştı, ne umduğu gibi bir şehvet patlaması hissetmişti ne de gerçekten onu tanımak istiyordu.
Seonghwa yine düşüncelere dalmıştı ve tek düşünebildiği, hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar güzel olan bir şeyi çoktan gördüğüydü.
Güzel.
Yeosang çok güzeldi; yıldızlara olan bakışı güzeldi ve dudakları birleşmeden saniyeler önce Seonghwa'nın gözlerine bakışı nefes kesiciydi. Seonghwa onu çok merak ediyordu, onu tanımak istiyordu ama en önemlisi onu tekrar öpmek istiyordu. Son öpüşmelerinden beri dudakları onun özlemini çekiyordu ve bunun düşüncesi bile onu neredeyse çıldırtıyordu.
⚜️
"Bunu tekrar yapmalıyız!" Dördü birden restoranın dışında dikilirken Mingi daha fazla heyecanlı ve mutlu görünemezdi. Diğer taraftan Seonghwa bir kez daha kendi düşüncelerine dalmıştı. Yemek boyunca zaman öldürmek için birkaç bardak şarap içmişti. Sarhoşluk geceyi biraz daha çekilebilir hale getirmişti ama sadece biraz.
"Ben de tekrar yapmak isterim, eğer sen de istersen?" dedi kız ve Seonghwa'nın kabul etmesini beklerken ona gülümsedi.
"Aslında bu günlerde biraz meşgulüm..."
"O da çok ister! Size mesaj atarız, tamam mı? Yakında yeni bir randevu ayarlarız," diye Mingi araya girdi, ona yaptığı şeyi uygun bulmadığı için bakış atarken Seonghwa'yı dirseğiyle dürttü. Olay yaratmamak için Seonghwa sadece sessiz kaldı. Vakti geldiğinde bu işten nasıl kaçacağının bir yolunu bulacaktı.
⚜️
Yurtlarına dönerken Mingi Seonghwa'nın başının etini yemekten başka bir şey yapmadı, bir an önce yeni bir randevu ayarlamayı çok istiyordu. Ama Seonghwa bunu çok da umursamıyordu. Uzun boylu arkadaşının yanında elleri cebinde sessizce yürüyordu ve arkadaşının konuşmasına izin veriyordu ki zaten bu da Mingi'nin en iyi yaptığı şeydi. İçtiği şaraplar yüzünden başına ağrı girdi ve adımlarını artık düzenli atamamaya başladı. Gökyüzü üstlerinde gittikçe kararıyordu ve Seonghwa gökyüzüne bakınca Yeosang'ın parlayan gözleriyle aynı gökyüzüne baktığını hatırladığında gülümsemeden edemedi.
Yurt odasının kapısından içeri girdiği sırada tökezlerken Seonghwa cebinden telefonunu çekip çıkardı. Sabırsızlanırken vücudunu kontrol edemiyordu, parmakları titrerken telefonun şifresini defalarca yanlış girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just as we are | Seongsang (Türkçe Çeviri) by ttalgittalgi
FanfictionSeonghwa mükemmel ama önceden planlanmış bir hayat yaşıyordu, ta ki Seonghwa'nın olamadığı her şey olan; umursamaz, tahmin edilemez ve karmakarışık olan Yeosang ile tanışana kadar. Zıt kutuplar birbirini çeker fakat aralarındaki farklılıklar onlarla...