Hayaller Gerçek Olursa...

60 22 11
                                    

Güneş yakıp kavururken tenimi, ıslanmış kirpiklerimi açmatka güçlük çekiyordum. Çok tanıdık daha önceden defalarca gördüğüm bir rüyadan uyanıyormuşçasına açtım gözlerimi.

Gözlerimi tarifi olmayan bir manzaraya açtım.

Yoksa uyanamamış mıydım rüyamdan?

Hayatımın aşkını hayallerde beslediğim yetmemiş rüyalarıma da mı davet etmiştim yoksa?

Çok net duyamıyor suratındaki korkuyu seziyordum.

--Gonca duyuyor musun beni?

Goncaaaa duyuyorsan lütfen cevap ver korkutma beni
İyi misin?!?

Bu duruma gelmeden önce... |
^
*********
Evden koşar adımlarla çıktım.

İki de bir aynaya bakıp güzel miyim diye kontrol ediyordum.

Benzim soluk duruyordu. Çok ruhsuz duruyordum. Çantamdaki allığa abandım.

Aklında son kez güzel kalmalıydım.

Sahile varmam 20 dakikamı aldı daha uzun sürdüğünü hissettim. Hiç göremeyecek gibi hissediyordum.

Sahile vardığımda felaket başım dönüyordu. Onur'u gördüm.

Süzüle süzüle yanına varmayı hayal ederken gözlerim karardı.

Ve gözlerimi açtığımda kendimi Onur'un kucağında buldum. Gözleri hafif nemliyfi korkmuş duruyordu.

--Gonca duyuyor musun beni?

Goncaaaa duyuyorsan lütfen cevap ver korkutma beni
İyi misin?

--Ne oldu?

--Efendim? Anlamadım biraz daha sesli söyle.

Kulağını yüzüme yaklaştırdı. Kokusunu doyasıya çektim içime.

--Ne oldu bana?

--Bayıldın.

--Ne zamandan beri baygınım?

--Beş dakika sürmedi. Nasıl hissediyorsun?

--Aç.

--En son ne zaman yemek yedin?

--Davadan beri bir şey dediğimi hatırlamıyorum.

--Gonca ne diyorsun sen dava geçeli 3 gün oldu. Neden dikkat etmiyorsun? Ya başka yerde bayılıp kalsaydın ne olacaktı??!

Ya yanında ben olmasaydım ne olacaktı?

Ben seni burada bekliyor olacaktım bayıldığımdan habersiz olacaktım. Gonca neden dikkat etmiyorsun?!

Beni böyle düşünmesi o kadar hoşuma gidiyordu ki sitemleri iltifat kadar güzel geliyordu bana.

--Bak al bu suyla bisküviyi atıştır ben gelecem tamam mı bir yere kalkma hareket etme!.

Acil bir durum olursa hatta olucam ben gelene kadar bu telefon kulağında olacak!

--Abartmıyor musun? Altı üstü 10 dakikalık işin var.

--Gonca dediğimi yap!

--Peki.

Giderken sürekli dönüp bana baktı. Nasıl da korkmuştu.

Kıyamam beni düşünmesi çok tatlıydı.

Beni böyle düşündüğü halde ne işi vardı da gitmişti anlamamıştım. Sorgulamamıştım bile.

İçimden kendime 'aptal seni düşündüğünü sanıyorsun iki lafına kanıp ilk fırsatta gitti işini görmeye Allah bilir ne işi var' diyordum.

Kaçıncı Son Bu? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin