15

738 22 4
                                    


Lale'den

işe girişmiştik. duvarları yavaş yavaş boyamaya başladılar. biz nisayla mutfakta atıştırmalık şeyler hazırlıyorduk. 

lale: ay niso bişey sorcam

nisa: sor tabi

lale: karnında zamanla bir bebeğin büyümesi nasıl bir his?

nisa: ya kendi adıma konuşayım, biliyosun ben çok çocuksu bir kızım, yaşımdan dolayı, ama karnımda büyüyen bir canlı varken böyle olamıyorum. yani sadece karnında o büyümüyor sen de onunla büyüyorsun gibi düşün

lale: ne güzel anlattın...

Cemal Can'dan

odanın boyasının ilk katı bitmişti. yemek molası vermek için aşağı indik. kızlar da o sırada konuşuyordu. yanlarına gittik.

Cemal Can: biz geldik

nisa: hoşgeldiniz canım

nisaların yaptığı atıştırmalıkları yedikten sonra tekrar yukarı çıktık. bu sefer lale ve nisa da geldi.

nisa: ay çok güzel olmuş, duvarda berkanın ısırık izi de yok

berkan dahil hepimiz güldük.

lale: biz de boyayalım

can: tamam ama dikkatli dikkatli

nisa: cemo bişey sorcam siyah boyayla pembe boyanın arasında tat farkı var mıdır?

berkan: lütfen bana boya yediğini söyleme

lale: nisa bu, yemiştir

can: hayır aşkım hiçbir tat farkı yoktur acıdır

nisa: ama şekerli gibi gözüküyor 

lale: nisa yeme sakın

berkan: odanın işi bitince kitleyin kapıyı nisa yalar falan şimdi duvarları 

tekrar kahkaha atmaya başladık ve işe koyulduk. bir yandan nisanın belinden tutuyordum. bir yandan da boya fırçasını tuttuğu elini. odanın boya işi tamamen bitmişti. 

can: pizza mı söylesek acaba?

lale&nisa: evet evet evet 

berkan: hadi ben ısmarlıyorum

nisa&lale: oley bee!

pizzalarımız gelince hemen sofraya oturduk. sanki kadehlerimizi tokuşturur gibi pizzalarımızı ortada tokuşturduk.

lale&nisa&can&berkan: bu 4lünün yeni üyelerine

1 AY SONRA

Nisa'dan

doğuma 3 ay kalmıştı. şimdiye kadar bebek odasının sadece perdeleri ve ponponları halledilmişti. yerde zaten her odada olduğu gibi yumuşacık beyaz bir halı vardı (hani odaların içi ful halı döşemeli olur ya parke yerine onlardan) bugün bebek odası tamamlanacaktı. 2 tane iç mimarla özel anlaşmıştık bebek odasını nasıl istediğimizle ilgili. herşeyden 2şer seçenek gelmişti. 

can: aşkım sanki şu yatak daha uydu odaya, sence nasıl?

nisa: bence de, bu olsun

seçtiğimiz yatak beyazdı. korumaları ne çok kalın ne de çok inceydi. yatağın üstünde beyaz ince bir cibinlik konmuştu. yatağın yaklaşık 2 metre yanında duvara sabit bir dolap vardı. dolap prenses şatosu gibiydi. kapakları beyaz, üstündeki şekiller toz pembeydi. odanın bir duvarı yanı gri boyalı olan pencereli duvarın köşesinde sallanan emzirme sandalyesi vardı. onun yanında ise geniş bir alt değiştirme ünitesi. oda genel olarak 3 renkten oluşuyordu, beyaz, gri, toz pembe. sadece yastıklar su yeşili, lila gibi renkler barındırıyordu. odanın lambası ise beyaz tüylü bir lambaydı. iki pencerenin arasında da yine beyaz bir dreamcatcher vardı. sabahtan akşama kadar olan tantananın sonunda oda bitmişti. cemo da ben de odadan çıkamıyorduk. 

BİR SONRAKİ GÜNÜN SABAHI

Cemal Can'dan

oda bitmişti ama hala daha araba için ana kucağı, puset, oyuncak, mama sandalyesi, emzik, biberon, kıyafet gibi temel ihtiyaçlar eksikti. sabah erkenden onları da halletmek için yola çıktık. ilk olarak mama sandalyesini seçtik, bebeğin oturcağı yer ovaldi. ayrıca yatırılabiliyordu da. 2 tane alıp alışverişe devam ettik. nisaya baktığımda yenidoğan bebek bodysini karnına tutuyordu. yanına gidip bende karnını tuttum ve dudağından öptüm.

can: senin kadar güzel olcak, gel en son kıyafetlere bakalım uzun uzun

nisa: tamam

el ele tutuşup bakınmaya devam ettik. bu arada sürekli insanlar tarafından durdurulup fotoğraf çekiliyorduk. sallanan oyuncakları, sesli, yumuşak ve her türlü oyuncakların çoğunu aldıktan sonra pil de aldık ve bebek bakım yerine gittik. bezleri, biberonları, şampuanları, banyo malzemelerini, özel havlularını ve emzikleride aldıktan sonra kıyafet bölümüne gittik. nisa her seçtiği kıyafeti luna'ya soruyordu. eğer luna tekme atarsa geri koyuyordu. daha doğru arkadan bana veriyordu ki sepete atıyım. birsürü kıyafet, ayakkabı, çorap, her ne kadar saçı olmasa da saç bandı, şapka, örtü gibi şeyleri alıp eve gittik. 

nisa: aşkım bi bakar mısın?

hemen yanına gittim

can: noldu güzelim?

nisa: ya şunu sipariş edicem de baksana

can: aaa evet unuttuk onu almayı

bebek ilk zamanlarda bizim yanımızda yatacağı için yatağın yanına bir bebek yatağı aldık (internete yatak yanı bebek yatağı diye girin şu yatakla birleştirilenler anlarsınız zaten) bir de salona bahçeye küçük bir beşik aldık, yazları hep bahçede olduğumuzdan içeriye girmekle sürekli uğraşmamak için; kışında o beşiği içeri salona taşıyacağız. eve geldiğimizde akşam olmuştu.

nisa: aşkım 1 saat sonra hem benim annemle hem de senin annenler bize gelmek istiyormuş, olur mu?

can: tabi tabi, en son cinsiyeti öğrendiğimizde görmüştük onları.

akşam ikimizin de ailesi geldi. yemek için gelmemişlerdi, sohbete gelmişlerdi.

rukiye teyze: nisa kızım nasıl gidiyor hamilelik?

nisa: iyi gidiyor...

can: ilk ay biraz zor zamanlar geçirsek de şimdi herşey yolunda

nisaya bakıp göz kırptım, o da bana göz kırptı

bekir amca: nasıl zor zamanlar?

can: öyle çok önemli değil de, birkaç kez sancısı oldu bir de kanaması falan oldu ama bir sorun olduğundan değil

jana teyze: neden söylemediniz yardım ederdik size?

nisa: önemli değildi, olsaydı söylerdik

can: evet zaten hemen doktora gittik, doktordan önce de sizi telaşlandırmak istemedik ondan

nisa: doktor sorun olmadığını söyleyince de söylemeye gerek yok dedik çünkü yine endişelencektiniz

irfan amca: aslında haklılar, 6 ay öncede kalmış hem 

bekir amca: evet, doğuma da az kaldı zaten

rukiye teyze: bebek odası yapıldı mı?

nisa: evet yapıldı ama şuan çok dağınık bugün alışverişe gittik herşey yığıldı

bekir amca: o zaman son halini gösterirsiniz doğumdan önce

can: tabiki de

rukiye teyze: ay nasıl da büyümüş ama bakar mısınız...

jana teyze: isme karar verdiniz mi?

nisa: evet

irfan amca: neden söylemediniz?

can: zaman olmadı ki, hem iş hem de bebek telaşı derken doğru düzgün zamanımız olmadı

jana teyze: olcak bebeğin adı?

nisa: luna

////

helloo, ay aşırı mutluyum 48 saatte 200'den fazla kişi okudu, daha nicelerine inşallah... takipte kalın, sizi seviyorum<3

Sonsuz Olalım-CemnisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin