55-FİNAL

826 28 10
                                    


2 AY SONRA

Nisa'dan

bugün kızımız kaylayı eve getirmiştik. (yabancı olduğum için türkçe düzgün isim seçemiyorum, linçlemeyin!) lale de ikizleri 1,5 ay önce doğurmuştu; alp ve aras. şuan deniz ve luna da 2 günlüğüne rukiye teyzelerdeydi.

can: aşkım ben burdayım git biraz dinlen sen

nisa: duşa gircem, zaten kayla uyuyor sende o sırada uyu biraz

can: tamam hallederim ben

duşa girip çıktım, saçımı tarayıp ıslak bıraktım ve üstüme cemalin tişörtüyle şortumu geçirdim. ayağıma da hamburgerli çoraplarımı giydikten sonra aşağı indim. cemal kucağında kaylayla uyumuştu. önce kaylayı alıp yatağına yatırdım. ardından cemalin üstünü örtüp mutfağa gittim ve kendime çay yapıp telefonuma bakınmaya başladım. o sırada içeri cemal can girdi. göz ucuyla ona baktım çayımı yudumlarken.

nisa: uyusaydın keşke biraz daha uykusuz geceler önümüzde farkındaysan

can: bişey olmaz... sen napıyorsun?

nisa: çay yaptım ister misin?

can: yaparım ben

nisa: küstün mü bana? soğuk konuşuyorsun?

can: yooo

nisa: naptım yine ya?

çayımı bırakıp yanına gidip sarıldım.

can: ya küsmedim... sadece uzun zamandır baş başa bişeyler yapmıyoruz yaşlı çiftler gibi olduk

nisa: aşkım 3 çocuk isteyen sendin

güldük.

nisa: ama istersen kaylayı da bırakabiliriz annenlere

can: olur bırakıyım o zaman ben kaylayı

mutfaktan çıkıp salona gitti. bende arkasından takip ettim.

nisa: ne meraklıymışsın be sende!

güldü. kısa süre içinde kaylayı hazırlayıp evden çıktı. bende o sırada evde hazırlık yaptım.

cemal can'dan

arabayı annemlere doğru sürdüm. eve geldiğimde arabayı park edip kaylayı anakucağıyla çıkardım ve eve çıkıp kapıyı çaldım. annem kapıyı açınca yüzü endişeli bir hal aldı.

rukiye teyze: oğlum noldu? bişey mi oldu yoksa? ayrıldınız mı? daha yeni doğum yaptı kız neden üzüyorsun kızı?

can: annecim bir dur... gülüyorum farkında değil misin? ayrılmış olsak ağlardım burda... kaylayı getirdim birkaç saatliğine... üçünü birden alırım sonra olur mu?

rukiye teyze: oğlum çocuk daha yeni eve gitti sabah!

can: evet rukiş ama bi işimiz var ondan bırakmam gerekti

rukiye teyze: e iyi madem

anakucağında kaylayla vedalaştıktan sonra içeri götürüp geri geldi.

rukiye teyze: hadi dikkat edin

can: sizde... birkaç saate alcaz çocukları

rukiye teyze: tamam oğlum merak etme

hızlıca eve sürdükten sonra arabadan inip içeri girdim. nisayı salonda göremeyince mutfağa geçtim. nisa tezgahta bişeyler hazırlarken hemen arkasından sarılıp kafamı boynuna gömdüm. 

nisa: hoşgeldin

can: hoşbulduk... bakıyım ne hazırladın?

nisa: senle yemek yapıcaz

can: nisa en son yemek yaptığımızda başımıza gelenleri hatırlıyorsun dimi? evden falan taşınmayı düşünmüştük hatta o derece kirlenmişti heryer

nisa: cemo o senin suçundu, ben hergün yemek yapıyorum burda hiçbişey de olmuyor

can: iyi başlayalım bari... ne var menümüzde nisa hanım?

nisa: kek yapıcaz

can: nisa hafif başlangıç yapsaydık heryer un olcak

nisa: kebap yapalım istersen? sinirlendirme beni

sahte bir sinirle bana tahta kaşığı doğrultmuştu. ikimiz de güldük ve ardından kek yapmaya başladık.

nisa: çok önemli bişey unuttuk

can: un mu?

nisa: aşkım un elinde duruyor 

gidip iki tane önlük getirdi. üstünde el yazısıyla 'nisa' yazanı kendine, 'cemo' yazanı bana takıp arkamı bağladı. kendi arkasını da bağladıktan sonra kek yapmaya başladık. önce yumurta ve şekeri çırpmaya başladık.

nisa: cemo düşük seviyede çırpıcan... sen benden daha iyiydin bu yemek konusunda kendine gel

güldük.

ardından süt ve yağı ekleyip birdaha karıştırdık. tam elime dökmek için unu aldığımda ters aldığımı fark ettim ve unun bir kısmı yere döküldü fakat nisa yine kurtardı.

nisa: ah cemo ah! sen temizlicen burayı

güldüm.

can: keki yapalım da temizlerim

keki bitirdikten sonra fırına verdik ve temizlemeye başladım yeri. nisa da bulaşıkları yapıyordu. yerdeki undan işaret parmağıma biraz alıp nisanın burnuna sürttüm.

nisa: savaş mı istiyorsun?

can: evet

elini kurlayıp yanıma geldi ve yendeki undan bir avuç alıp üstüme attı. böylece savaşa başlamış olduk. 10-15 dakikalık bir savaşın ardından savaşı durduran ben oldum.

can: yeter artık heryer battı yine temizlemesi kekin kalan pişme süresinin 2 katı

nisa: aynen hadi sen buraları temizle, bende bulaşık yapıyım

can: nasıl da sattın ama hemen en uzun işi

güldü. o bulaşıkları bitirdikten sonra bana yardıma geldi. heryeri temizleidkten sonra keki çıkarıp bir kaba koyduk. ardından kekin yaklaşık b,ir yarım saatlik bir dinlenme süresi olduğundan o süre içinde çocukları almaya karar verdik. birlikte yola çıkıp anneme doğru sürdük. kısa süre içinde geldiğimizde çocukları alıp geri döndük. p sıorada yarım saati geçmişti. nisa çocukları yatırırken bende kekleri tabağa koyup kahve yaptım. nisa hamileyken en çok özlediği şey kahve olduğundan günde 8 bardağa yakın kahve içiyordu. kısa süre içinde aşağı geldiğinde karşımdaki bar sandalyesine oturdu. bende oturunca keki yemeye başladık. 

nisa: seni seviyorum

can: seni çok seviyorum

////

iğrenç finaldi biliyorum, özel bölümler gelicek sonra ve kaliteli bölüöler olcak neyse... aşırı sıkıldım artık kitabı yazarken muhtemelen sizde sıkılmışsınızdır; belli oluyor zaten nasıl final yaptığımdan... neyse beni bu yolda yanlız bırakmadığınız için çok teşekkürler sizi seviyorum<3 an çok daha iddialı ve güzel bir kitap olcak bu arada herkes nisbar kitabı sanıyor ama değil, cemnis kitabı. neyse sağlığınıza dikkat edin<3 an da görüşmek üzere sizi seviyorum...


Sonsuz Olalım-CemnisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin