52

498 29 4
                                    


nisa'dan

polis sirenleri ile gözümü açtım. o sırada kapım sercan tarafından hızlıca açıldı. 

sercan: NAPTIN SEN?

nisa: sakin ol... napmışım ben?

sercan: arayıp yerimizi mi söyledin?

onun aksine ben gayet sakin konuşuyordum. 

nisa: hayır nerde olduğumuzu nerden bilebilirim? telefondan tespit edilmiştir

sercan: gel gidiyoruz

nisa: gelmiyorum

sercan: gel dedim!

nisa: pardon? sen kimsin de benle böyle konuşuyorsun? 'hayır' lafını anla artık anla! gelmiyorum

elini boynuma götürdü ve boynumu sıktı hafifçe. 

sercan: gel dedim

nisa: bırak boynumu nefes alamıyorum!

sercan: gel o zaman!

nisa: tamam bırak!

arkasından yavaşça yürüdüm. o kapıdan çıkınca oda kartını alıp kendimi odaya kitledim. sercan kapıyı yumrukluyordu.

sercan: aç lan şu kapıyı!

aniden karnıma bir sancı saplandı. karnımı okşamaya başladım acı içinde.

nisa: bebeğim sakın gitme... baban gelmek üzere sakın bırakma beni!

kısa süre içinde bacağımdan bir sıcaklık akmaya başladı. gözümden 1 damla yaş düştü. 

nisa: hayır hayır hayır...

Cemal Can'dan

gelmiştik. polislerde gelmiş, bir kısmı içeriye girmişti. 

polis emre: gelin gelin, içeri bir grup gönderdik bakıyorlar

can: bizde girebilir miyiz?

polis emre: tamam girin ama dikkatli olun... hatta sizle de birkaç kişi gönderiyim

bizle birlikte birkaç polis daha içeri girdi. tek tek katlardaki bütün kapıları çalıyorduk. berkan koridorun bir kısmına, ben bir kısmına gitmiştim ama birbirimizi görebiliyorduk.

Nisa'dan

hala ağlıyordum. bulunduğum kattaki seslerden dolayı tebessüm etmiştim. kısa süre içinde kapım çalındı. ses berkana aitti.

berkan: nisa? burda mısın?

nisa: Beko?

berkan: NİSA? CEMO KOŞ NİSA BURDA?

buraya doğru hızlıca gelen ayak seslerini duymuştum.

can: nisa! nisa burda mısın?

nisa: burdayım cemo... odanın kartını aşağıdan atıyorum açın kapıyı

acı içinde zar zor konuşuyordum. 

can: t-tamam at güzelim

kartı alttan attıktan sonra kapı açıldı ve cemal hemen yanıma gelip elimi tuttu.

can: nisa kanaman var!

berkan: hastaneye hemen hemen!

berkan önden inmişti. cemal canda beni kucağına almıştı. kafamı göğüsüne yasladım ve tekrar ağlamaya başladım. arabaya binip hastaneye gittik. benim annemler, cemalin ailesi herkes burdaydı. ultrasonda doktor bebeğe bakmaya başladı.

doktor selin: korkmayın herşey yolunda sadece stresten olmuş... ama şu önümüzdeki birkaç gün dikkat etmen gerek

nisa: tamam

can: eve gidebilir miyiz?

doktor selin: tabi gidebilirsiniz 

doktor herkese haber vermek için odadan çıktı. daha hamile olduğumu cemalin ailesine söylemediğimizden yeni öğrenmişlerdi. doktor çıkınca cemal elini yanağıma koyup okşamaya başladı. 

can: iyisiniz dimi?

nisa: iyiyiz babası korkma

alnımdan öptükten sonra karnımdan da öptü.

can: sizi çok seviyorum

nisa: bizde seni

dudağından öptüm.

nisa: çocuklar nerde?

can: laleyle bizim evdeler

nisa: ya lalede hamile hemde ikizler şimdi de 3 çocuğa bakıyor keşke annemler de gitseydi

can: konuştum... onlar oynuyormuş lalede oturuyormuş senin iyi olduğunu da söyledim herşey yolunda yani

nisa: iyi o zaman... hadi eve gidelim

o sırada annemle babam ve cemalin annesiyle babası geldi.

rukiye teyze: kızım... tebrik mi etsem yoksa üzülsem mi bilemedim... iyisiniz dimi?

bana sarıldı. bende ona.

nisa: iyiyiz iyiyiz

bekir amca: hadi eve gidin siz yoruldunuz zaten çocuklar da bizlerle olsun

can: tamam olur

eve gittik. kapıda bizi lale karşıladı ve hemen üstüme atladı. 

lale: nisom çok özledim seni

nisa: ay kuzum bende 

can: hanımlar ikinizin de dinlenmesi lazım içerde mi hasret giderseniz?

arkadan rukiye teyze ve babam da gelmişti çocukları almak için. luna beni görünce hemen bana koşmaya başladı. bende yere eğilip kollarımı açıp bana gelmesini bekledim. küçük adımlarla koşarken kucağıma atladı. denizi de lale getirince ikisinin de yanağından öpüp biraz konuştuk ardından çocukları babama ve rukiye teyzeye verdim onlar gittikten sonra mia lale ve berkanda evine gitti ve bizde cemalle odaya çıktık. ben duş aldıktan sonra üstüme rahat şeyler giyip yatağa uzandım ardından duştan çıkıp cemal geldi yanıma ve dudağımdan öptü.

can: sevgilim... iyi misiniz?

nisa: iyiyiz merak etme... ama seni özledik gel

yanıma uzanıp karnımı okşamaya başladı.

nisa: sercana nolcak? hapse falan atsınlar kurtulalım

can: emreyle konuştum hallediyolar

nisa: iyi

can: nisa 

nisa: efendim?

can: ben şampiyon olduktan sonra 'şampiyonun hikayesi' programındaydık hatırladın mı?

nisa: programı hatırlıyorum da ben ilk 15 dakikasında vardım

can: işte... neden ağladın o gün? sonra gidip gelmedin? (gerçekten bunu çok merak ediyorum bende, bilen var mı? ben tahminimi yazıyorum bu arada)

nisa: ay cemo boşver kaç sene oldu o gün geçeli

can: evet ama merak ediyorum... neden?

nisa: çünkü en yakınım fatma demiştin... sanki fatmadan sonra hiçbişey yaşamamışız gibi en yakınının fatma olduğunu söylemiştin ve kırıldım üstüne de ikimizin videosunu izleyince daha kötü oldum ve geri dönmek istemedim stüdyoya

can: evet ama o dediğim o anlamda değildi...

nisa: boşver cemo ya kaç sene öncede kaldı hem baksana, fatma mı kaldı hayatımızda?

can: doğru diyorsun...

////

selam... bugün başka bölüm gelir mi bilmiyorum, iyi okumalar... takipte kalın sizi seviyorum!<3


Sonsuz Olalım-CemnisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin