Yeni bir hikaye ile hepinize merhaba! Gene durmadım yazdım, huyum kurusun dmrkkrfl.
Başlangıç tarhini buraya alabilir miyim😌
Beni takip etmeyi de unutmayın ♡
Kitabı ikinci kez okudum veya okurum diyenler olursa + bırakabilir mi buraya? ehhehe
Yorum bol bol 🤍
Keyifli Okumalar ♡
"Tamam anne tamam! Dikkat ederim dedim ya. Hayatımda ilk kez Almanya'ya gelmiyorum. Her yıl düzenli olarak gidip geliyorum ama seninle şu konuşmalarda bir ilerleme kaydedemedik bir türlü!"
Annemin bir kaç homurtusundan sonra sesini işittim.
"Anneyim ben anne! Çocuğum için endişelenmek benim en büyük hakkım. Şu zamana kadar endişelen sonra boşver tuşum yok benim. Ah ah 9 ay karnında taşı, büyüt, 25 yıl yedir içir ama böyle bir huysuz olsun. Nerelere gideyim ben? Jong Dong! Kızına bir şey söyle!"
Maria Kim'in duygu sömürüsüne hoş geldiniz.
Gözlerimi devirip elimdeki valizi hızlıca çıkışa doğru sürmeye başladım. O sırada elimde diğer iki çantam ve boynumda tutmaya çalıştığım telefonum ile düşmemeye çalışıyordum.
Burada bir tanrının kulu bana valiz taşıma arabası getirse ölür müydü?! Etrafa bir göz attım ama havalimanı sanki her zamankinden daha boştu. Sanki bilerek boşaltılmış gibi.
O sırada telefonumdan bir kaç hışırtı geldi. "Kızım? Annen neler diyor? Kraliçemizi üzmek 10 yıl dırdı- yani zindan cezası değil miydi aile kurallarımıza göre?"
Babamın lafını saçma bir şekilde aceleyle değiştirmesi ilk kahkaha tufanına soksada, duyduğum bir kaç vurma sesi koluna bir ağıt yakma isteği ile doldurmuştu beni.
Annem çok çılgın ve konuşkan bir kadındı. Babam ise dünyanın en sakin insanıydı. Annem en ufak bir şeye cırlayabilirken, babam en kızgın ve sinirli anında bile sesini fazla yükseltmezdi. Birbirlerine nasıl aşık olabilmişlerdi bilmiyordum ama aralarındaki sevgi insanı kıskançlıktan çatlatatacak türdendi.
Babam anneme gülerek bir şeyler söydikten sonra öpme sesi gelince yüzümü buruşturdum. "Daha fazla sevgi ve öpücük seslerinize dayanamıyorum, teyzeme geçtiğimde haber veririm. Sizi seviyorum." Kapatmadan önce annemin sesini duydum.
"Yanaktan öptü bir kere."
Utandığı için sesi titremişti.
Gülerek telefonu çantama attım ve derin bir nefes aldım. Boynum eğik ilerlemeden kesinlikle daha rahattım. Kapıya yaklaşırken artık bu ağır eşya eziyetinden kurtulacağım diye sevindiğim sırada birden itilmemle çantalarımla birlikte yere düşmüştüm.
Gerçekten mi?
Sinirle kafamı kaldırıp beni düşüren kişiye baktım.
Siyah giyinimli uzun boylu biri beni umursamadan önündeki gözlüklü ve maskeli adamları kapıdan geçirmeye çalışıyordu. "Yah! Hayvan gibi ittiğin kadının en azından kalkmasına yardım edebilirsin değil mi? Nezaketi evde mi bıraktın yoksa sadece önündeki şu 'Hey ben çok zenginim.' kılıklı adamlara mı özel?!"
Sinirden korece konuşmuştum ve anladığını düşünmüyordum.
Ama bana dönünce gördüğüm çekik gözler hiçte öyle gözükmüyordu. Üstelik arkasındaki maskeli adamlar da durmuş bakıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐨𝐥𝐚𝐡𝐞𝐧𝐤✔✔
FanfictionTAMAMLANDI ✔✔ 《𝑃𝑎𝑟𝑘 𝐽𝑖𝑚𝑖𝑛》 Kırık bir cam gibiydin bana karşı. Her değdiğinde kesikler bırakmak istiyordun... Ancak şunu hep unutmuştun; Yumuşak görünen bedenimin altında yatan dikenler, senin için çıkmaya her zaman hazırdı. Ve ne ünlülüğü...