24

1.7K 137 65
                                    

Düğünler keyiflidir.

Yeni bir başlangıcın sembolüdür, ışıkla anılır. İki kalp birleşip tek bir kişi olur. Bir aile kuracak kadar büyük bir sevgi her şeyi ve herkesi aşabilir. Düğünler bir bakımdan bunu temsil eder işte. O büyük sevginin, sınırsız gücün, resmiyete dökülüşüdür düğünler. 

Sargas ve Andrea'nın düğünü de ışıkla anılıyordu.

Caris biricik erkek kardeşi için oldukça heyecan doluydu. En azından Sargas'ın heyecanını da kendisi taşıyordu, çok sevgili kardeşi pek neşeli gözükmüyordu. Her ne kadar Andrea'dan çok hoşlanıyor olsa da Lily'e olan hislerinden epey uzaktaydı bu hoşlantı. Kendini henüz tamamen sarışın cadıya adayamamıştı. 

"Çok yakışıklısın." Kardeşinin papyonunu düzeltip ona gülümsedi. Sargas hafifçe gülümsediğinde Caris ne düşündüğünü biliyordu, Evans'ı düşünüyordu. "Sargie, mutlu olmanı istiyorum."

"Ben de mutlu olmak istiyorum."

"Öyle davranmıyorsun." Sargas'ın boynuna doladı kollarını. "Andrea'yı sevebileceğini biliyorum, sen beni sevmiş insansın. Andrea gibi sevimli bir kızı nasıl sevemezsin?"

"Seni de kardeşim olduğun için zorunluluktan sevdim doğrusu." Caris gülerek ona vurdu. "Düğün gününde lanet yemek mi istiyorsun Riddle?"

Sargas ciddileşti. "Keşke Lily olsaydı, sen onu tanımadın Caris." Yüzünden belli olan hüzün Caris'in canını yaksa da bunu kardeşine göstermedi, yüzündeki ifadesiz maskesini korudu.

"Doğru, tanımadım." dedi. "Ama kimi tanıdım biliyor musun? Babamızı. Lily için en doğrusunu yapıyorsun onu özgür kılarak. Tom Riddle'ın gelini olamazdı, babam onu gerçekten öldürürdü."

"Keşke safkan ya da en azından melez olsaydı." Caris, erkek kardeşinin sarı saçlarını düzeltti. "Keşkelerin anlamı yok hayatım. Önüne bakmak zorundasın. Kendini de Evans'ı da özgür bırak."

"Sen iyice anne oldun başıma." Kız gülümseyerek elini karnına koydu. Artık kızını hissedebileceği kadar büyümüştü ve bu Caris'i ona daha fazla bağlıyordu. İlk öğrendiğinde bebeği aldırmadığı için mutluydu, ne kadar büyük bir şeyi kaybedeceğini şimdilerde fark ediyordu çünkü.

"Vakit geldi." Rabastan içeri girip arkadaşına gülümsedi. "Felix dışarıda bekliyor." Sargas derin bir nefes verip üzerine son kez baktı ve kız kardeşinin yanağını öptü. "Seni seviyorum Vicky."

"Ben de seni seviyorum Sargie. Seninle gurur duyuyorum." Erkek kardeşinin kapıdan çıkıp yeni hayatına adım atışını izledi. Rabastan kolunu uzattı. "Haydi." Kol kola girip mihraba doğru yürümeye başladılar.

James kız arkadaşını yürürken görünce kendine engel olamayıp onu gelinlikle hayal etti. Ne kadar güzel bir gelin olacaktı. Korkuyordu, Caris onu reddedecekti muhtemelen ve bu onu çok üzecekti. Güzel sevgilisi hiç evlilikle ilgili ima yapmamıştı, bu da demek oluyordu ki evlenmek istemiyordu. Bebek olduğu için evlenmek zorunda hissetmemeliydi tabii ama James onu gerçekten çok seviyordu, hayatını ona ve çocuklarına adayacak kadar hem de.

Gelin mihrapta damadın yanına geldiğinde Caris gergince iç çekti. Kabul ediyorum kısmı gelene kadar her an bir şey olabilirdi, bu yüzden tetikteydi. 

"İyi günde kötü günde yanında olacağıma, sana güveneceğime ve iyiliğini her şeyin üstünde tutacağıma söz veririm. Mutlu olacağız Andrea." Oldukça kısa ama sevimli evlilik yemininden sonra gelin ve damat resmen karı koca ilan edildi. Caris kocaman gülümseyerek ilk önce Andrea'ya sarıldı.

"Teşekkür ederim." dedi sarışın kız. "O niye?" diye sordu Caris. 

"Bizi tanıştıran sendin." Güzel cadı yeni kız kardeşinin yanağını okşadı. "Doğru tercihi yaptığım nasıl da belli oluyor değil mi?"

𝐇𝐄𝐈𝐑𝐒 𝐨𝐟 𝐒𝐋𝐘𝐓𝐇𝐄𝐑𝐈𝐍「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin