10

2.2K 164 87
                                    

Riddle ikizleri arasındaki soğuk rüzgarlar hemen fark edilmişti. Birbirinden ayrılmayan bu iki genç artık hiç birlikte dolaşmıyor hatta konuşmuyorlardı bile.

James ise Sirius'u karşısına alıp konuşmayı kafasına koymuştu ve bunun için fırsat kolluyordu. Tabii Remus ve Peter yedi yirmi dört onlarla birlikte olduğu için bu biraz zordu.

"Aylak, dolunay geçtiğine göre şöyle güzel bir şaka mı yapsak?" James, Sirius'u destekledi. "Kesinlikle. Slughorn'un odasını kazlarla doldurabiliriz. Ya da birine aşk iksiri veririz."

"Bakarız." dedi Remus. Peter hevesle atıldı. "Aşk iksiri fikri komik, kime veririz ki?"

Sirius ve James aynı anda "Sümsukus'a elbette!" diye bağırdığında birkaç kişi onlara baktı.

"Kime aşık olacak?" Sirius tekrar kıkırdadı. "Regulus'a tabii."

Muazzam olacak şakalarını düşünen Çapulcular bir süre daha bu konuyu konuştular. Sümsükten nefret ediyorlardı ve onunla bu şekilde dalga geçmek hoş olacaktı.

James bahçeye baktığında karın altında dolaşan Caris'i gördü ve tüm dikkati ona yöneldi. Zekasına ve fikirlerine hayran olduğu kız adeta kendisine çekiyordu onu. "Siz devam edin, görüşürüz sonra." diyerek arkadaşlarından ayrıldı.

"Bu da son zamanlarda sürekli bir yerlere gider oldu." dedi Peter. Sirius onu onayladı. "Bir işler karıştırdığı belli." Ve içimden bir ses bu işlere Caris de dahil diyor.

"Rahat bırakın çocuğu, Öğrenciler Başkanlığı işleri falan vardır." dedi Remus. "O değilse de size ne, bize göbek bağıyla mı bağlı bu çocuk?"

"Aman be Aylak, sen de ne meraksız insansın." Remus, Sirius'a omuz silkti.

Caris karın sessizliğini severdi. Babası onu küçükken karla oynamaya çıkarırdı ve kışın güzelliklerini anlatırdı. Bu yüzden babasına sevgisi kışa da geçmişti.

Sırtına vurulan darbeyle asasını çekip önüne dönen güzel cadı James'in gülen yüzünü görünce göz devirip asasını cebine koydu. "Merlin, çocuk musun sen Potter?"

James karların üzerinde koşarak kıza yaklaştı. "Kar topu savaşı yapmak için çocuk olmaya gerek yok Riddle, her yaşta zevkli bir şey."

Caris ona şüpheyle baktı. James arkasını dönüp yerden kar toplarken Caris hızlı davranan olup eliyle top yaptı ve James'in tam poposunu hedef alıp topu attı.

"Tanrım!" James karın geldiği yeri eliyle tutarak ona döndü. "Seni edepsiz!"

Caris kıkırdadı. Ona olan nefreti ela gözlerin ışıltısını görünce buhar olup gitmişti. "Böyle hissettiriyor, şimdi anladın mı?"

James bir top attı. Kızın omzuna çarpmıştı. "Ben senin kalçana vursam hoşuna gider mi?"

Güzel cadı sırıttı. "Nerede vurduğuna göre değişir Potter." James yanakları kızararak ona baktı. "Bak ya!" Karşılık olarak bir kez daha vurdu. "Senin hiç böyle olduğunu düşünmemiştim."

"Nasıl?" diye sordu.

"Böyle işte. Genç gibi. Senin ruhunu orta yaşlı bekliyordum." Biraz daha yaklaştılar birbirlerine. "Tabii ki gencim Potter, beni tanımayı istemedin ki."

"Sen istemedin asıl. Seni tanımamı istemedin." Caris ona gülümsedi. "Bir Slytherin asla hata yaptığını kabul etmez, o yüzden dikkatli dinle: Hata yaptım bende iyi anlaşabilirdik."

James şaşkınca kıza baktı. Samimi itirafı onda değişik bir duygu yaratmıştı. Slytherin kraliçesinden çok hoşlandığını biliyordu, onun aklına hayrandı, güçlü duruşuna hayrandı ve babası ne yapıyor olursa olsun onu seviyor oluşuna hayrandı.

𝐇𝐄𝐈𝐑𝐒 𝐨𝐟 𝐒𝐋𝐘𝐓𝐇𝐄𝐑𝐈𝐍「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin