17

1.7K 157 83
                                    

Caris gece bacaklarını kendine çektiği gibi onları tekrar uzattı, bebeğe zarar verecek hiçbir şey yapmak istemiyordu. Aslında, böyle basit bir hareket zarar verir miydi onu bile bilmiyordu ama işini riske atmak istememişti.

Kızların uyuduğunu belli eden düzenli nefeslerinin dışında bir tek Caris ayaktaydı. Elleri sürekli bebeğin olması gereken yerlerde dolaşıyordu, onu hissetmek istiyordu ama hiçbir şey hissedemiyordu. Daha çok küçük olan bebeği elbette hissedemezdi, aptal kız.

Yarın James ile konuşması gerekecekti. Saklayamazdı ondan bu kadar önemli bir bilgiyi. Hayatlarını değiştirecek bir şeydi bu ve James'in de bilmek hakkıydı.

Gecesini bu yüzden kötü geçirmişti. Sabaha kadar James'in onu farklı versiyonlarda terk edişini rüyasında görmüştü ve güne başlamak için berbat bir yoldu bu açıkçası. Gözlerinden uyku akarak yataktan çıktı. Üzerini değiştirirken esnemesini tutamıyordu.

"Günaydın! Erkencisin bugün." Narcissa sarı saçlarını toplarken en yakın arkadaşıyla konuşuyordu. Caris gülümsedi. "Gece pek uyuyamadım."

"Sen son zamanlarda iyi değilsin, şöyle güzel bir dinlenmeye ihtiyacın var." 

"İyiyim." dedi güzel cadı. "Daha önce bu kadar iyi olmamıştım." Ufacık bir yalandan kim ölmüş? Zaten, bebek onu gerçekten mutlu etmişti. Ne kadar en yanlış zamanı seçmiş olsa da... Mutluydu işte.

"Çok açım, kahvaltıya inelim bir an önce." Büyük Salon gürültülüydü, baykuş postası etrafta gezinirken Sargas kız kardeşini gördüp yanına gitti. "Nasılsın?"

"İyiyim." Ona gülümsedi. "Cidden. Güzel bir gün."

Sargas nefes verdi. "Ne yapacağına karar verdin mi?"

"Sayılır." dedi güzel cadı. "İlk önce James ile konuşmam lazım." Kahvaltı masasına oturduklarında konu kapanmış oldu. Bellatrix iki kardeşe bakıyordu gözlerini kısmış, bir şeyler karıştırdıkları barizdi.

Caris'in öğleden önce son iki saati boştu ve çalışmak için kütüphaneye çıkmakla James'e gitmek arasında kalmıştı. Akılcı olan yanı kütüphaneye gitmek istiyordu ama içindeki huzursuz kısım biliyordu, bir an önce bu konu konuşulmalıydı.

"Düşüncelere dalmışsın yine Slytherin kraliçesi." James eğilip yanağını öptüğünde kader seçimi benim için yaptı bile diye düşündü. Sevgilisine gülümsedi. "Seni düşünüyordum Potter."

"Aklından hiç çıkıyor muyum acaba?" Cilveyle kızın yüzüne eğildi. "Bence çıkaramıyorsundur."

"Yavaş Potter, kendini göklere çıkardın." James gülümseyip kızı kucağına çekti. "Seni göremiyorum uzun zamandır."

"Bazılarımız sınavları garantiye almak için çalışmak istiyor Potter." Eli oğlanın kırmızı-sarı kravatında dolaşıyordu.

"Senin çalışmana gerek yok, adı üstünde, sen kraliçesin." Kendini çimlere yatırdı James. "Kapılar zaten sana ardına kadar açık."

Caris sırıttı ve onun dudaklarına eğildi. "Kendi zaferim daha tatmin edici olur James, babamın zaferi değil."

"Of Caris, sen üstümdeyken dikkatimi söylediklerine veremiyorum." Güzel cadı kıkırdayıp yanağına tokat attı. "James!"

Neşeli sohbetleri Caris için oldukça hoş olsa da söylemesi gereken ve konuşulması lazım gelen bir konu vardı. O yüzden onun kucağından kalkıp yanına yattı. "Konuşmalıyız."

"Benden ayrılıyor musun?" Alayla sorulan soruya Caris güldü. "İki dakika ciddi olur musun?"

"İki dakika çok uzun bir süre, ciddi kalma rekorum on saniye."

𝐇𝐄𝐈𝐑𝐒 𝐨𝐟 𝐒𝐋𝐘𝐓𝐇𝐄𝐑𝐈𝐍「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin