Hogwarts'ı çalkalıyordu haber. Karanlık Lordun kızı Caris Riddle ile kanı bozuk James Potter'ın birlikteliği herkese imkansız geliyordu ama birbirlerine baktıkları anları görenler için olasılığı yüksekti.
Büyük Salon'a birkaç gündür olduğu gibi yine el ele girdiler. James kız arkadaşının yanağına bir öpücük kondurup Gryffindor masasına giderken yüzünde huzurlu bir gülümseme vardı.
"Aranız iyi galiba?" Peter merakla sormuştu. James'in ilişkisine karşı en ön yargılı olan oydu.
"Beyler, Sümsüğün yemeğine aşk iksirini koydum. Etkisini göstermesi lazım."
Sirius ve Peter beşlik çaktılar. Remus ise onaylamayan bir bakış atsa da ses etmedi. "Regulus'a değil mi?"
"Pati, kardeşini biraz bok yoluna sürükledim ama..."
Sirius gülerek başıyla bir yönü işaret etti. "Bunu görmeye değer." Snape, Regulus'a sarılmanın bir yolunu ararken Slytherin masası şaşkınca ona bakıyordu.
"Ne oluyor ya?" Caris oğlanın az önce içecek içtiği kadehi eline alıp kokladı. James'in kokusu burnuna geldiğinde göz devirdi. "Amortentia."
"Kim vermiş olabilir ki? Yanlışlıkla Severus'a gelmiş olmasın?" Narcissa endişeyle sormuştu. Caris alnını sıvazladı. "Yanlışlıkla olmadığına eminim, kimin yaptığını da biliyorum."
"Siz Severus'u Slughorn'a götürün, bezir falan neyse versin işte." Sargas ve Rabastan'ın kollarında kalktı Snape, hala Regulus'a ulaşmaya çalışıyordu.
Büyük Salon kahkahalarla kırılıp Severus'un haline gülerken Caris ayağa kalktı ve ortalığa sessizlik çöktü. Kızacağını düşünmüşlerdi.
Prenses adımlarıyla hemen arkalarındaki Gryffindor masasına yürüdü. Çapulcular kahkahaları arasında nefes alamazken Caris kollarını kavuşturdu. "Çok komik bakıyorum da."
"Komik tabii güzelim." James gözlüğünü başına takıp gözlerini sildi. "Çok güzeldi."
"James!" Kafasına vurdu Caris. Bu Sirius'u daha çok güldürdü. Karnını tutarak gülerken "Seninle baş edecek kızı bulmuşsun Çatalak." dedi güçlükle.
James gözleri ışıldayarak kıza gülümsedi ama Caris yumuşamadı. "Çocukla uğraşmayı bırakın artık ya. Durup dururken ne diye aşk iksiri attınız içeceğine?"
"Eğlencesine."
"Hele sen hiç konuşma Sirius! Kardeşin rezil oldu ya." Sirius tekrar havlarcasına güldü. "Yüzünü görmeye değerdi."
Caris iç çekti ve Remus'a döndü. "Sen bile baş edemiyorsan... Ne diyeyim?"
"Ben ikinci senemizde bıraktım." Remus gülümsedi. "Sen de iki güne bırakırsın."
Caris ümitsizce iç çekti. "Size sağlam bir ceza lazım ama neyse, bu seferlik bırakıyorum."
"Sadece bu seferlik mi James'le çıktığın süre boyunca mı?" Sirius kurnazca sorunca James tabağındaki zeytini ona attı.
"Kes sesini Siri." Sonra James'e döndü. "Öğle yemeğinden sonra Kara Göl'e gidelim mi?"
James gülümsedi. "Daha iyi bir fikrim var, öğle yemeğini Kara Göl'de yiyelim." Güzel cadı kaşlarını çattı. "O nasıl olacak?"
"Sen bana bırak orasını, hallederim."
Caris umursamadı. Sevgilisi ilginç bir insandı, her şeye ulaşabiliyordu ve bunun sırrı ne merak ediyordu.
Öğle yemeğinden önceki ders Rabastan, Caris'e yetişti. "Uzun zamandır konuşamıyoruz."
"Derslerden." dedi. "Bir de başka şeyler oldu." Bileğini sol koluna kapattı, dövmesinin olduğu yere.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐄𝐈𝐑𝐒 𝐨𝐟 𝐒𝐋𝐘𝐓𝐇𝐄𝐑𝐈𝐍「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」
Фанфик❗ KARANLIK MELEZ İKİNCİ KİTAPTIR. KARANLIK MELEZ OKUNMADAN OKUNAMAZ. ❗ 𓆩*𓆪 𝐇𝐄𝐈𝐑𝐒 𝐨𝐟 𝐒𝐋𝐘𝐓𝐇𝐄𝐑𝐈𝐍 𓆩*𓆪 Kehanetin gücüyle kendine bulduğu dayanak Tom Riddle'ı zafere götürürken kendisine verilen iki varis gücüne güç katmaya hazırlanıyo...