Öncelikle tekrar Merhaba,
Geri döndüm. Bu süreçte bana destek olduğunuz için çok teşekkür ederim.Ekim'in final yapmadan bitirmek istemedim. En azından yıllar sonra girip baktığımda bitmiş bir kitabım olsun istedim.
Bu arada müzik ekleyemiyorum nedenini halen çözebilmiş değilim. O yüzden müziğin sözlerini koyacağım, siz de açıp dinlemek isterseniz diye adınıda ekleyeceğim.
• Kitabımızın şarkısı;
Gri - SONBAHAR ŞARKISI• Fon Müziği;
Sezgin Alkan / Cem Adrian - EKİMİyi okumalar!
• • •
"Yanisi Eylül Arslanoğlu oğlun elimde."
Ağlıyordum. Kalbim paramparçaydı. Yalnız hissediyordum. Korkan, kaybolmuş ve yalnız bir kız çocuğu gibiydim.
Korkuyordum, çünkü oğlum düşmanımın elindeydi.
Kaybolmuş hissediyordum, çünkü babam nedensiz yere öldürülmüştü ve ben pusulamı kaybetmiştim.
Yalnız hissediyordum, çünkü en büyük düşmanım, eskiden kardeşim dediğim insandı.İnsan kardeşim dediği insanla nasıl bu halde olabilirdi ki. En azından ben onu kardeş olarak görmüştüm. Onun beni görmediği kesindi. Ben Zeynep için bir intikam meselesi olmuştum. Tüm yaralarının tek sebebi olmuştum. Canım acıyordu. Durmandan günlerce ağlasam bile içimdeki zehri akıtamayacakmışım gibi hissediyordum.
Zeynep'e öfkelenemiyordum. Öfke bir duyguydu. Ve ben öfkemi bile ona çok görüyordum. Ben sadece ona acıyordum.
Zeynep'e doğru attığım bir kaç adımda silahın namlusu bana çevrilmişti. Eğer Emre beni belimden tutmasaydı Zeynep'e saldırmaktan asla çekinmeyecektim. Silah umrumda bile değildi.
Onlarca kez ölümle burun buruna gelmiştim ki artık ölümden korkmuyordum. Tek korkum oğlumun kılına zarar gelmesiydi. Benim için tek önemli olan şey Ekim'e kavuşmaktı.
Emre'nin kolları arasında debeleniyordum. Bu debelenme bir annenin çırpınışıydı. Oğluna kavuşma çırpınışı. Emre kulağıma doğru eğilip, "Eylül sakin olmalısın. Elinde silah var.", diye fısıldasada umrumda değildi.
Zeynep benim bu çırpınışlarıma kahkahalarla gülüyordu. Onun her bir kahkahası, benim akıttığım onlarca göz yaşıydı.
Çok uzaklardan bir ses doldurdu kulaklarımızı, bu polis siren sesiydi. Siren üçümüz içinde sona yaklaştığımızın kanıtı gibi çalıyordu. Acı acı bağıran siren, içime korku tohumları ekmişti. Biliyordum, hissediyordum, bu içimizden biri için son duyacağı şey olacaktı.
Zeynep yüzündeki korkuyla bize bakıp konuştu, "Çok aptalsınız.", "Zeynep teslim ol, artık kaçacak bir yerin yok.", dedi Emre kulağımın dibinde. "Teslim olmak mı? Daha yeni başladık." dedi.
Elindeki silahın ateşlenme sesini duydum. Silah geriye doğru kendini atıp içindeki ölümcül mermiyi çıkartmıştı. Merminin bana doğru geldiğini görebiliyordum. Gözlerimi kapattım ve nefesimi tuttum.
Vücuduma hiç bir şekilde girmeyen kurşunla gözlerimi açtım. Emre önümdeydi, mermi ona girmişti. Arkaya doğru düşerken kollarımı açtım ve onunla birlikte yere düştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİM | Henry Cavill
Любовные романы+18 ... Direksiyondaki sağ elimi arkadaki çantama doğru uzattım. İçerisindeki telefona ulaşan parmaklarım zaferle telefonumu kavramışlardı. Başarmıştım. Çantadan elimi çıkarıp üzerindeki arayan kişinin ismine baktım. ''EMRE'' yazıyordu. İşte ne oldu...