Yorumlarınızı bekliyorum... Umarım beğenirsiniz.
Oturduğum sandalyeden kalktım. Kalktım ama ne yaptığımı bilmez bir haldeydim. Asya “Kaybedersen onu öpersin.” dediğinde arka masada bir anda kahkaha koptu.Anında arkaya döndüm.Bizimle ilgisi olmamalıydı.Yani ilgisi var gibi görünmüyordu.Şu serseri bana baktı –artık nasıl aniden çevirdiysem başımı- ,gülümsemesi yüzünde soldu.Yüzümde müthiş bir öfke vardı çünkü.Kabul deyip onların hızla onların masaya gittim.Ne yapacağımla ilgili hiçbir fikrim yoktu.Hepsinin bakışları üzerimdeydi.Şu sarışının yanındaki öyle bakıyordu ki!O kesinlikle bahsettiğim çocuklardandı.Ellerimi omuz hizasında masalarına dayadım ve başımı omuzlarım arasında aldım.Sesimin iyi çıkması için elimden geleni yaptım.
-Beyler biraz daha sessiz olsanız? Gürültünüzden rahatsız oluyoruz.
Bu kibar sözler bakışlarım ses tonum ve mimiklerimle öyle bir hal aldı ki kibarlıktan eser yoktu.Tam test çözen iki çocuktan biri özür dileyecekti ki bizimki devreye girdi:
-Biraz daha az huysuz olsanız küçük hanım? Rahatsız oluyoruz da.
Harika bir sesi vardı ve bunu kullanmayı çok iyi biliyordu.Ders falan mı almıştı bu?Gözlerimin içine bakan yeşil gözler öyle güzel parlıyordu ki!İki saat sövdüğüm çocuğun hiçbir kötü özelliğini bulamadım o an.Öyle yakışıklı görünüyordu ki!Hemen kendime geldim.Böylesi beklemediğim bir tepkiye iyi bir karşılık verme vaktiydi.
-Rahatsız olduğun belli canım. Ama bunun sebebinin ben olduğumu düşünmüyorum. Hastasın belli.
-Evet Doktor Hanım, hastayım.
Bunu söyledikten sonra test çözen çocuğun önünde duran küçük not kâğıtlarından bir tanesini ve siyah pilot kalemi alıp önüme koydu sertçe. Devam etti:
-Reçeteme telefon numaranızı yazın öyleyse.
Kullandığı cümleler de görüntünün boş olmadığını gösteriyordu. Fazla zeki bir hasta. Öyle cevaplar veriyordu ki… Ben laf soktuğumu zannederken o her seferimde bir adım ötesine gidiyordu. Bu sözlerinin üstüne ona şaşkınlık ve alay karışımı bir bakış attım. Çok beklersin der gibi bir bakıştı bu.
-Hasta hasta ne yaptığımı da bilmiyorum. Gürültü rahatsız etmiş, reçete yazmazsanız daha fazla rahatsız olursunuz Doktor Hanım. Bence yazın da bir an önce iyileşeyim.
Öylece, gözlerine bakıyordum. Bunu yapmalıydım. Hem iddia için mutlaka telefonunu almalıydım. Başka yerde nasıl bulabilirdim onu? Ben alamazdım zaten ya, neyse. Buna gerek olmadan çocuk telefon numaramı istedi. Fırsattı benim için. Hiç konuşmadan not kâğıdının üstüne koyduğu kalemi aldım ve numaramı yazmaya başladım.
0535…
Ne yapıyordum ben böyle?Bir iddia uğruna serserinin birine telefonumu mu verecektim?Hem ben neden böyle bir iddiaya girmiştim ki?Duru duysa çok kırılırdı.Çok saçmaydı da zaten.Bir saniye duraksadım işte bunları düşünürken.Gözlerimi gözlerine değdirdim.Gözlerini benden ayırmadan ve hiç kırpmadan başını sola eğdi.Ve yaklaştı bana.Çok yaklaştı, yüzüm de ona dönüktü.
-Hadi ama Doktor?Benim iyiliğim için.
Duru haklıydı. Çocuk çok yakışıklıydı. Öylesi yakınımdayken etkilenmediğimi söylesem yalanların en büyüğü olur. Parfümünün kokusunu alabilmiştim yaklaşınca. Harika kokuyordu. Nefesini tenimde hissettiğimde çok kötü oldum. Dudaklarımız o kadar yakındı ki. Berke’yle Duru geldi aklıma ve hemen önüme dönüp numarayı yazmaya devam ettim. Ama tabi ki de başka bir numara. Hiç duraksamadan bir numara yazdım oraya. İddia umrumda değildi. Bir iddia için başımı belaya sokacak değildim. Asya da bunu anlayışla karşılardı. Bir serseriye de ders vermiş olacaktım. Aklıma bir adamın telefona çıkıp onu azarlayabileceği geldi. Gülümsedim. Artık diğerleri bizimle ilgilenmiyor gibiydi. Numarayı yazmaya başlayınca iş bitmişti onlar için. Kendi hallerine geri döndüler. Ben gülümsediğimde kulağıma gelip “Gülüşün senden daha güzel.” dedi. Bir anda ciddileştim ve doğruldum olduğum yerde. Elimi elinin içine alıp iki saniyede bir şey yazdı. Elimi çekene kadar yazabildi. Çekip yumruk yaptım bel hizamda. Masum bir tavırla kaşlarını havaya kaldırdı ve dudakları sola kıvrıldı, omuz silkti. Süt dökmüş kedi diye ona derlerdi işte. Bakabildiğim kadar kötü baktım o an.”Görüşürüz Prenses.” dedi ben bizim masaya doğru yürümeye başladığımda.”Otuz şubatta burada bekle beni.” dedim başımı çevirip.”Bekleyeceğim.” deyip numarayı yazdığım kalemin tuttuğum yerini öptü. Önüme döndüm. Gülümsedim. Olsun sonuçta o görmemişti. Serseri işte n’olcak!Hep şey için bunlar.Şey için.Kızlarla oynuyor işte.İstediğini alamayacağını öğrenince… Bizim masaya döndüm. Asya’ya “İddia falan yok.” dedim. Saçmalıktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adam
RomanceIssız bir Ada'ya bir Yalın ve bir mAraz düşerse ne olur... Artık ıssızlıktan çıkar öyle değil mi? Issız bir kalbi vardı işte Ada'nın, Yalın hayalleri vardı ve şimdi gerçeklerden mAraz mı doğacak? Yalın, ıssız ve belki de sonradan mAraz doğuracak bi...