Bugün 20 Haziran 2015. Benim doğum günüm. Acaba annemler bir şey yapacaklar mı? Gerçi şu anda bundan çok daha önemli bir şey var. Yalın. Sınavda. Saat on ikiye geliyor, yarım saate kadar çıkar. Annem Erdem Abi ve ben Yalın'a yakın bir kafede oturduk bekliyoruz. Abi diyorum. E annemin Yalın'ın yanında falan... Adamın yüzünde de Erdemciğim diyecek halim yok yani.
Oturduğumuzda Erdem Abi biraz tedirgindi Yalın için. İşte biraz Yalın'ı konuştuk, başarır falan. Sonra birazcık ben. Şimdi aralarında sohbet ediyorlar. Düğün konseptini ayarlamayamadık hala. Bu olay sağolsun ilk günümüz çok garipti. Onu konuşuyorlar. Ben de dışarıyı izleyerek Yalın'ı düşünüyorum. Matematiği iyi geçmişti. 33-35 net bekliyor. Ama ona göre iyi değil, o en az otuz beş istiyordu. Acaba feni nasıl geçiyor şu an? Acaba heyecanlı mı? Hava güneşli, acaba yüzüne güneş mi geliyor? Sınıfında perde var mıdır? Dikkatini dağıtan falan? Acaba uyuz bir gözetmen öğretmen mi sınıfındaki? Nasıl hissediyordur ki acaba? Off, şimdi sevgilim için bir şey yapamıyor olmak berbat. Sevgilim... On ikinci günümüz bugün. Sonra ne mi oldu? Neler neler...
İlk günümüz... Bana o anları yaşattığı gün. Harikaydı gerçekten. O dükkânın önünde şarkı söyleyişi, arabada söyledikleri, bakışları, lafın gelişi... Arabada bana öyle güzel bakıyordu ki. Aşktan adam diye düşünürken ne kadar da haklıymışım. Bana öyle bakıyordu ki annem aradı. Ne zamanlama ama.
-Kızım Yalın aldı mı seni?
Telaşlıydı sesi. Sanki çıkışta bir şeyler olmasını bekler gibi. Tabi o Berke'den bekliyordu muhtemelen. Ve ben de telaşlıydım. Sanki bizi biliyor gibiydi. Yalın'la ben. Biz...
-Evet anne, aldı. Aldı okuldan. Hem niye almasın ki?
Saçmalamak mı? Ah, o benim!
-Tamam kızım bir şey demedim sakin ol. Nerdesiniz?
Güzel soru. Hiçbir fikrim yoktu. Yalın'a baktım sanki annemi duymuş gibi. Sonra telefonu duyulmasın diye elimle hafifçe kapatıp nerdeyiz biz diye fısıldadım. Pek umursamış değildi. Dudaklarından ve omzunu silmesinden onun da bilmediğini anlayabiliyordum.
-Bilmiyorum anne.
-Ne demek bilmiyorum. İki saattir baktın da evin yolunu mu öğrenemedin? Tatlım bir hafta olacak ama artık, zaten yakınlardasınızdır. Sen Yalın'ı ver bi' bakayım.
Hay hay.
Yalın duruşunu düzeltti ve bir anda bir özgüven geldi. Telefonu aldığındaki yüz ifadesinin bir iki saniye önceki haliyle arası uçurumdu. Az önce bana bakarken ve şimdi...
-Evet Aslı abla.
-Aslında pek yakın değiliz.
-Gitarım için bir yere uğramam gerekiyordu da. Ada da sakınası olmadığını söyleyince...
-Yok yok hiçbir sorun yok.
-Pekii. Görüşmek üzere.
İnanamadım. Resmen oyuncu potansiyelini gördüm bu adamda. Adam...
-Ne yaptın sen?
-Yapmadım bir şey. Bir problem yok. Var zannetsin istemedim.
Ve işte aşık olduğum o gülüş...
Bir şey demedim ama aklımdan geçeni okumuş gibi:
-Yalan falan değildi. O an o gitar benimdi öyle değil mi? Kiraladığın şey o süre boyunca senindir sonuçta ve biz de bu yüzden evin yakınlarında değiliz de uzaktayız.
Bu adam bu kadar zeki olmak zorunda mı?
Gülümseyişim hoşuna gitti.
-Artık gitsek mi?
![](https://img.wattpad.com/cover/30134842-288-k658954.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adam
RomanceIssız bir Ada'ya bir Yalın ve bir mAraz düşerse ne olur... Artık ıssızlıktan çıkar öyle değil mi? Issız bir kalbi vardı işte Ada'nın, Yalın hayalleri vardı ve şimdi gerçeklerden mAraz mı doğacak? Yalın, ıssız ve belki de sonradan mAraz doğuracak bi...