2.8

1K 134 128
                                    


"Gözyaşı umut ve ihtiras
Bizimkisi alev gibi biraz"

"Jungkook 'un hayali neydi ki?" dediğimde gülümsemişti.
"Müzisyen olmak.. Benim gibi." dediğinde Jungkook' a bakmıştım. Ona baktığımı fark edince önüme dönmüştüm.
"Söylesene Jimin, onu nasıl bu kadar tanıyorsun?" dediğimde gülümsemişti.
"Müzisyen olmak.. Benim gibi." dediğinde Jungkook' a bakmıştım. Ona baktığımı fark edince önüme dönmüştüm.
"Söylesene Jimin, onu nasıl bu kadar tanıyorsun?" dediğimde gülümsemişti.
Yemeğini yemeye devam ederken düşünceli yüz şekli dikkatimi çekerken arkadan gelen derin öksürme sesine dönmüştüm. Kolunu ağzına kapatmış Jungkook 'a doğru hızlı adımlarımı ilerletirken göz göze gelmiştik. Masadan alelacele kalkıp ilerlemeye çalıştığında ağzından yere akan sıvının kan olduğunu fark edince hızla ortamdan uzaklaşırken peşinden gitmemiştim. Onu öyle görmemi istemediğini biliyordum.
Jimin'e baktığımda yüzü asılmış şekilde bana bakmıştı.
"Gel buraya, birazdan görmeye gidersin onu!" dediğinde başımı sallayarak masaya oturduğum sırada elimi başıma koyup gördüğüm görüntüyü unutmaya çalışıyordum.
"Resmen kan geldi ağzından, kan.." derken Jimin omzuma vurmuştu.
"Boğazı tahriş olmuştur, biraz sakin ol." dediğinde hala sakinleşememiştim.
"Kan görüyorum hocam vahşet görüyorum şakak kemiğinden girmiş levye görüyorum hocam,levye hocam şakak kemiğinden girmiş.." diye taklit yapıp beni güldürmeye çalıştığında elimi çekip başımı kaldırmıştı.
"Hadi toparlan, seni böyle görmesin." gözleri yan tarafa kaydığında elini yanağıma götürüp yakınlık kuracakken kendimi çekip baktığı tarafa dönmüştüm. Jungkook tekrar masasına oturup yemeğine devam etmişti.

Yanına gitmek için masadan kalkacağım sırada Jimin kolumdan tutup kalmamı ister gibi bir tavır takınınca sinirlenmiştim. Bu durumda bile sadece ego savaşı yapmayı nasıl düşünebilirdi ki?

Jungkook'a yöneldiğim sırada bana bakmadan masadan kalkıp bahçeye çıkmıştı. Peşinden giderken benim geldiğimi görünce arka tarafa doğru ilerlemişti. Bana hamak kurduğu ve birlikte yüzdüğümüz havuzun kapısına gelmiştik.
"Artık dur." dediğimde derin bir nefes alıp başını yukarı kaldırmıştı.
"Ne istiyorsun?" dediğinde yine soğuk ruh haline bürünmüştü.
"Çok dengesiz davranıyorsun." dediğimde sinirlenerek
"Bir daha aynı cümleyi kurma." dediğinde ciddiydim, fazla. Anlam veremediğim için sessiz kalmıştım sakinleşene kadar. Elleri cebinde bir kaç kere sağa sola giderken ben de kapıya yaslanıp onun konuşmasını beklemiştim.
"Yunseo ben yapamıyorum." dediğinde içimde bir şeylerin koptuğunu hissetmiştim.
"N-nasıl yani?", "Hastayım ama sana da yakın olmak istiyorum. A-ama hastayım. " sesi titreyince yaslandığım kapıdan ayrılıp ona doğru adım atmıştım.
"Seni yalnız bırakmak istemiyorum, beni ittiğinde canım yanıyor." dediğim an gözlerimin içine bakmıştı.
"Başlamadan bitirmek-" ağzını kapatmıştım.
"Normal olalım." deyip elimi ağzından çekerken yanından geçip gidecekken kolumdan tutmuştu.
"İstemiyorum." diye fısıldadığında kulağıma, elimi göğsüme koyup hiçbir şekilde ağlamayacağımı kendime tembih ederken yüzüne dönüp
"Bahane üretiyorsun, hastasın evet ama çözümü yok değil! Elinden tutmama izin vermiyorsun. Neden?! Çünkü profilin çizilsin istemiyorsun." dediğimde kolumu bırakmıştı.
Deli gibi karşılık vermesini beklerken sessiz kalışı beni çıldırtıyordu.

Hiçbir şey söylemeden yanımdan uzaklaşırken ben de hızla kapıyı açıp havuzun kenarında dolanmaya başlamıştım.

Jungkook

Onu korumak zorunda olduğum için bu derece acımasız davranıyorum. Her gözlerinin dolmasında kendime lanet etsem de bazı şeyleri koparmadan ilerleyemeyeceğimizi de biliyorum. Düşüncelerim boğazıma yapıştığında hızla yumruğumu duvara sallamıştım.
"Yunseo hala orada mı?" diye duvarın kenarından bahçeye bakarken kimse yoktu. Hafif sıyrılan ve kan toplayan elimi suya tutmak için bahçeye döndüğümde havuzun kapısı açıktı.
"Y-yunseo!" diye bağırarak içeri girdiğimde havuzun kenarındaydı.

ᴛʜᴇ ʜᴏSᴘɪᴛᴀʟ || ᴊᴊᴋ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin